Peraşamızda Mısır’a gönderilen on beladan yedi tanesini okuruz. Bu cezalar boyunca firavun sıkışıp kalmış durumdadır. Hem Bene Yisrael’i gönderip belalardan kurtulmak ister. Diğer taraftan da bu işe yanaşmaya gönlü razı olmaz çünkü diğer tarafın kazanmasını arzulamaz. Bilgelerin öğrettiği gibi altıncı belanın sonuna kadar özgür seçim hakkı varken artık bu beladan sonra özgür seçim hakkı da elinden alınır.
Geçen haftalarda da söylediğimiz gibi firavun artık özgür kararıyla bir şey yapamaz durumda kalmıştır. Bu durumun adil olup olmadığı ile ilgili çeşitli öğretiler vardır. Evet, Tanrı bu yeteneği onun elinden almıştır. Çünkü ifade ettiğimiz gibi firavun artık yanlış kararların bağımlısı olmuştur. Mişna Masehet Yoma ‘günah işleyeceğim nasıl olsa dönerim’ ifadesini yaşam tarzı olarak benimseyenlerin teşuva yapma imkânına sahip olmadıklarını öğretir.
Birçoğumuz ne yazık ki firavunun yaptığına çok benzer bir şey yapıyoruz. Firavun gibi çok kötü bir karara ‘takılıp kalan’ birçok insanla tanışmak mümkündür. Sözgelimi evlenmek isteyenlerin bunu yapmamak için sayısız neden bulma girişimleri bir sır değildir. Kariyer planlarını hayata geçirmek isterken bir türlü ne iş yapacağına karar veremeyen insanlar da az değildir. Çoğu kendi yanlış kararlarına takılıp kalmayı özgür seçim olarak nitelendirirler ama gerçek aslında böyle değildir.
Firavunun hikâyesi bize kötü kararlarımızı kabul etmemizi ve sonra onları değiştirmeye çalışmamızı öğretir. Firavun, Tanrı’yı birçok kez, dinlemeyi reddeder ve sonunda sıkışıp kalır. Belli bir noktada yanıldığını kabul edemez ve bu yüzden değişemez. Kötü bir karar verdiğimizde bunun farkına varmalı ve sonra bunu düzeltmek için ne yapabileceğimize bakmalıyız. Bu da bizi bir şeyleri değiştirebileceğimiz bir başka önemli mesaja ulaştırabilir.
Tanrı, Moşe'ye kan cezasını getirmesini emrettiğinde ona yılana dönüşen asa yolu ile bunu yapmasını ister. Su, yılana dönüşen aynı asa tarafından kana çevrilir. Aslında bu belanın öğretisi, her şeyin büyük ölçüde değişebileceğidir. Asla sıkışıp kalmamıza gerek yoktur. Tanrı asayı yılana, suyu kana çevirmeye kadir olduğu gibi, kötü durumlarımızı iyi bir duruma çevirmeye de kadirdir.
Hepimiz hayatımızda yanlış kararlar verdik, veriyoruz hatta vermeye de devam edeceğiz. Hepimiz yanlışları yapmışızdır gelecekte de yanlışlarımız sürecektir. Bu yanlış ve hatalarla başa çıkmanın en iyi yolu öncelikle yanlışları kabul edebilmektir. İnsan bunu kabul ettikten sonra değişime hazır olduğunu da göstermelidir. Yanlışlarda dönebilmek bir erdemdir. Bunun yanında Tanrı'nın her durumu daha iyiye doğru değiştirebileceğine inanmak da esastır. Böylelikle köklü olumlu değişimlerin yolunu da hazırlamış oluruz.
