Nefret mi yoksa iş birliği mi?

Hayati MOLİNAS Köşe Yazısı
25 Ekim 2023 Çarşamba

Vietnam Savaşı, Sovyetler Birliği ve Çin tarafından desteklenen Kuzey Vietnam'ın komünist güçleriyle, Amerika Birleşik Devletleri tarafından desteklenen Güney Vietnam'ın komünist olmayan hükümeti arasındaydı. Ocak 1973'te ABD, Kuzey Vietnam, Güney Vietnam ve Viet Kong (Güney Vietnam'daki komünist güçler), kanlı savaşlardan sonra Paris Barış Anlaşmalarını imzaladılar. Bu anlaşma sonucunda Amerikan birlikleri Güney Vietnam'dan çekildi. ABD'nin çekilmesinin ardından Kuzey Vietnamlılar, Güney Vietnam üzerindeki askeri baskıyı giderek artırdı. 30 Nisan 1975'te Kuzey Vietnam kuvvetleri Güney Vietnam'ın başkenti Saygon'u ele geçirerek savaşı sonlandırdı. Saygon'un (şimdiki adıyla Ho Chi Minh) düşüşü Vietnam'ın komünist rejim altında birleşmesine yol açtı.

3 milyondan fazla insanın ölümüyle sonuçlanan Vietnam Savaşı’nın üzerinden 50 yıl geçtikten sonra, 10 Eylül 2023’e ABD Başkanı Joe Biden, Vietnam'ın Komünist Parti lideri Nguyen Phu Trong ile tarihi bir anlaşma yapmak üzere Hanoi'ye gitti. Burada ABD ile Vietnam arasında kapsamlı bir stratejik ortaklık anlaşması imzalandı. Vietnamlı siyasetçiler, böyle bir anlaşmaya uzun süre direnmişti. Bu arada Washington ise Vietnam Komünist Partisi'ne yönelik şüphelerini taşımaya devam ediyordu. Vietnam ve ABD'nin bu noktaya gelmesi önemli bir başarı olarak kabul edildi.

Peki, Vietnam Savaşından kaynaklanan azılı düşmanlığa ve farklı politik ideolojilere sahip bu iki ülkeyi birbirine bu kadar yaklaştıran neydi?

Çin'in, Güney Çin Denizinde Vietnam’ın deniz erişimini sınırlamaya çalışması Hanoi’de endişelere neden oldu. Çin, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesini hiçe saydı ve askeri güçlerini gösterme eğilimini artırdı. Ayrıca son yıllarda Pekin, tartışmalı sulardaki yapay adaları militarize etti. Son olarak, BM kararına aykırı olarak, Güney Çin Denizinin büyük bir kısmının Çin'e ait olduğunu gösteren yeni bir harita yayınladı. Hemen ardından, Biden'ın yaklaşan Vietnam ziyareti öncesinde Çin, misilleme olarak Vietnam’ın balıkçı teknelerine baskıcı önlemler uyguladı; özellikle tartışmalı Paracel Adaları civarında Tayvan ve Vietnam’a karşı deniz güvenliği operasyonları düzenledi. Çin ayrıca Mekong Nehrinin yukarı kesimindeki barajları kullanarak Vietnam’ın su kaynaklarına da baskı yapmakta. Bununla birlikte, Vietnam’la sınırı olan Kamboçya'nın Ream Deniz Üssünde varlığını artırdığı bilinmekte. Bu nedenlerle Vietnam kendisini dev komşusu tarafından hem denizde hem de karada kuşatılmış hissediyor.

Çin ile Vietnam arasında son yıllarda yaşanılan bu sıkıntılı süreç ABD ile Vietnam’ı anlaşma yapmaya sürükledi. 2020 yılında Trump yönetimi, Güney Çin Denizindeki anlaşmazlıklara müdahil olmama politikasından ayrılarak Vietnam’ın egemenlik haklarını onaylayan açıklamalar yayınlamıştı. Bu yakınlaşma, Biden yönetimi altında daha da derinleşti. Washington, Japonya-Filipinler-Güney Kore- Endonezya-Singapur-Avustralya-Tayvan ve Tayland gibi ülkelerle ikili ilişkilerini güçlü tutarken Vietnam’la da benzer bir yaklaşım sergiledi. ABD’nin 2021’den bu yana Vietnam'a bağışladığı aşılar, COVID-19 ile mücadelede etkili oldu. Şu sıralar ABD, Hanoi'de 1,2 milyar dolarlık yeni bir büyükelçilik binası inşa etmekte. Aynı zamanda, ABD, Vietnam'ın en büyük ihracat pazarı haline geldi. ABD-Çin ticaret savaşı yoğunlaştıkça, Vietnam Çin'den ayrılmak isteyen çokuluslu şirketler için alternatif bir üretim merkezi oldu. Son yıllarda Apple, Dell, Google ve Microsoft gibi bir dizi büyük teknoloji şirketi tarafından Vietnam'a yapılan yatırımlar dikkat çekici.

Vietnam'ın ABD ile giderek derinleşen güvenlik ve ticaret iş birlikleri, özellikle Çin’le olan güç dengesizliğinin yönetilmesi açısından bölge için son derece önemli. Ancak bu, Hanoi'nin askeri ittifaklara ve yabancı üslerin kurulmasına izin verme niyetinde olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla ABD ile yapılan anlaşmayı, Vietnam'ın bir ittifak bloğuna katılma süreci olarak yorumlamak şu an için hatalı olur. Vietnam, mevcut ABD-Çin gerilimlerinde tarafsız kalmayı tercih edecek. Ancak diğer taraftan Çin’e baskı yapmak için ABD’yi kullanarak, ABD liderliğindeki bir ittifakla iş birliği yapabileceği görüntüsü verecek. ABD’ye karşı da aşırı bağlılık tuzağına düşmemeye dikkat edecek. Bütün bunların yanında, deniz gözetim kapasitesinin artırılması, çip üretimi, endüstriyel teknoloji bilgisi, silah sanayii ve daha birçok alanda ABD ile iş birliğini geliştirecek.

Washington ile Hanoi arasındaki anlaşmanın içeriği ve sürdürülebilirliği, aslında Çin'in ne kadar baskı yapacağına bağlı. Vietnam hem Çin hem de ABD ile ilişkilerini sürdürebilir ve hatta bu rekabetten faydalanarak ülkenin kırılganlığını bir güce dönüştürebilir. Bu denge korunduğu sürece Vietnam, iki güçlü rakip arasında giderek sıkışan diğer bölge ülkeleri için bir model haline gelebilir.

Vietnam’da, ABD ile arasındaki karmaşık ve çoğu zaman çelişkili ilişkiyi tanımlamak için bir atasözü kullanılır: "Savaşta nefret ettik, ama yine de birbirimize ihtiyacımız var."

Vietnam dahil Asya-Pasifik ülkelerinin 2050 yılında dünya ekonomisinin yüzde 50’den fazlasını oluşturması bekleniyor. Dolayısıyla bu bölgenin jeopolitik şekillenmesi, dünya için büyük bir öneme sahip. Böyle bir ekonomik güce sahip bir bölgede ABD’nin etkisi her geçen gün artmakta. Kritik bir coğrafyanın ortasında olan Vietnam ile ABD’nin birbirlerine elbette ihtiyaçları var.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün