Hiç mi bir şey değişmez?

Selin BARLAS Köşe Yazısı
29 Mart 2023 Çarşamba

İnsanın canı acırken “Sen kimsin?” demek üzerine oyuncak atmak, çocuk kandırır gibi temel atma törenleri izletmek veya büyük bir kafile ile gösterişli ‘ilgi’ şovları yapmak ne kadar samimi? “Bize oy vermediyseniz bile size su verdik” dercesine büyük bir rahatlıkla ve vicdansızlıkla kendine aynada bakabilmek nedir… Ben anlayamadım… Anlamak istemiyorum…

Hizipçiliğin, insan kayırmanın, liyakatsizliğin, yalakalığın, korkaklığın kol gezdiği bir sistem istemiyorum artık…

Ne çocuğum için…

Ne başka çocuğun geleceği için…

Dedemin 70 yıl evvel yazdığı gibi….

Partiler üstü, kayırmalar üstü, insanların iyiliği için hareket eden, doğunun ve batının kalkınmasını aynı şekilde önemseyen liderler ve hizmetkarlar istiyorum…

Çocuklarımız için daha iyi bir dünya talep etmek vatandaş ve seçmen olarak hakkımızdır…

Talep ediyoruz…

Ne pahasına olursa olsun….

Bize iyi bir yarın sunmak vazifenizdir!

***

Pazar Postası

Baş Yazı

Cemil Sait Barlas

Ankara, 27 Ocak 1952

          Sayın Bayar Yanlış Yoldadır

Cumhurbaşkanı Celal Bayar Erzurum depreminde felakete uğrayan vatandaşlara yaptığı “teselli seyahatinden” Ankara’ya döndü. Cumhurbaşkanını bu seyahatine dair düşüncemizi açıklamak istiyoruz. Çünkü girdiğimiz demokratik rejimde cumhurbaşkanının her hareketinde dikkatli her sözünde itinalı olması lazımdır.

Cumhurbaşkanının işgal ettiği makam temsil ettiği sıfat itibariyle yalnız devletin değil, milletin de mümessili olduğunu bilmekteyiz. Bu sıfatı taşıyan devlet reisinin hatta hususi hayatında kendini birtakım kayıtlara tabi tutmak zarureti vardır. Kaldı ki resmi seyahatlerde yanına alacağı kimselerin hüviyet ve tutumları cumhurbaşkanı hakkında millet nazarında çeşitli hükümler vermeye sevk edebilir.

Sayın Bayar’ın Erzurum depremi felaketine uğrayanlara yaptığı seyahatini biz de bu bakımdan tespit etmek zorundayız: Cumhurbaşkanın seyahatinde yanında Büyük Millet Meclisi Reisi Demokrat Parti Milletvekili Refik Koraltan’la, Demokrat Parti Milletvekillerinden Mümtaz Faik Fenik bulunmuştur.

Cumhurbaşkanı için bu iki zat parti vefası bakımından ne kadar kıymetli olursa olsun son hadiseler dolaysıyla yanına almasını doğru bulmadım. Refik Koraltan bundan evvel Sayın Bayar’la yaptığı refakat seyahatinde Hatay’ın Samandağı’nda bir nutuk söylemiş ve bunda “Cumhuriyet Halk Partisi jandarmasının, polisinin yabancı polisinden daha zalim, daha hain, CHP idaresinin de Fransız idaresinden daha kötü” olduğunu ifade etmiştir. Bu sözleri biz bîtaraf olduğunu bildiğimiz gazetecilerle tespit ettik.

Demokrat Parti Meclis Grubunda bu meseleye dair yapılan müzakere, Türk milletini ve bu millet içinde yüzde 40 kadar bir kitleyi temsil eden bizleri tatmin edici değildir. Bu toplantıda Refik Koraltan’ın bu tarzda konuşup konuşmadığı değil, Cumhuriyet Halk Partisine karşı bu zatın korunması konuşulmuş, Sayın Menderes kurucular arasında mevcut vefaya sadakat göstererek ustaca bir tâbiye ile işi atlatmıştır. Koraltan’ın iddia ettikleri gibi tezvir ve tertibin muvaffak olarak faydalı olacağı siyasi bir şahsiyeti de yoktur. Yalnız işgal ettiği makamın ehemmiyeti bakımından söylediği sözlerin halk üzerinde yarattığı tesir geçmemiştir. Bu tarzda konuşan bir kimsenin Büyük Millet Meclisinin Başkanlığı makamını işgal etmesi ve orada kalması herhalde vicdanı ile baş başa kalan insanları pek de huzur içinde bırakmaz.

Cumhurbaşkanından kendisinin refakatindeki seyahatte vâki olduğu için Koraltan’ın beyanatını takbih etmesini beklerken refakatine alarak Erzurum’a götürdüğünü gördük.

Bu yetmiyormuş gibi Sayın Cumhurbaşkanı aynı seyahatte yanına Demokrat Parti Ankara Milletvekili Mümtaz Faik Fenik’i de almıştır. Bilindiği üzere hükûmete hakaret suçundan sanık Falih Rıfkı Atay’ın beraat ettirilmesi üzerine Fenik kesinleşmeyen hüküm aleyhine hiçbir teamüle sığmayan tarzda şiddetli bir baş yazı yazdı. Biz burada bizim müdafaamıza muhtaç olmayan Atay’ı savunmak istemiyoruz. Üzerinde durmak istediğimiz nokta, Fenik’in basın yolu ile bu kararın gideceği Yargıtay üyeleri ile aynı mevzuya taallûk eden dava için Toplu Basın Mahkemesi üzerine tesir yapmaya çalışmasıdır. Fenik yazısında kararı veren heyeti yok farz ederek mahkeme reisine ve çekinmeden reisin karısına hücum etmek suretiyle teşhire teşebbüs ediyor. Fenik, refakat yolculuğunda da mahkeme kararı aleyhinde şiddetli makaleler göndermekten çekinmiyor.

Geçen yıl Fenik gene Sayın Bayar’la Erzurum havalisine seyahat etti. O seyahatte yaptığı neşriyat neticesi Şark Kalkınması için en iyi başlangıç olan eser yarım kaldı. Ufak bir himmetle tamamlanması mümkün olan et kombinası işletilmedi. Bugün Doğu vilayetlerimizde müstahsilin ve büyük şehirlerde müstehlikin celepler tarafından istismarı o seyahatte ki yanlış anlayış ve görüşün eseri olan neşriyatın neticesidir. Aradan geçen zaman zarfında bu esere yapılan hücumların haksızlığı anlaşıldı. Fakat müstahsil ve müstehlik hala istismar edilmektedir.

Cumhurbaşkanı Bayar, hükümete deprem felaketzedelerine yapılan yardım dolaysıyla teşekkür telgrafı çekerken bu hadiseyi de hatırlatsa çok iyi olurdu. Çünkü depreme uğrayan halka günlük yardımlar değil, et kombinası gibi iktisadi müesseseler daha faydalı olacaktı. Sayın Bayar geçen seyahatinde yarım kalan bu eseri tamamlamaya hükumeti sevk etmeliydi.

Bayar’ın kendi partisi içinde parti tutmasına bir şey diyecek değiliz. O kendi arkadaşlarının ve demokrat milletvekillerinin bileceği bir şeydir. Tekirdağ Milletvekili Şevket Morcan’ın Başbakanla şiddetli kavgasından sonra refakatinde İstanbul’a götürülerek sözlü sorusunun geri aldırılması, Koraltan’ın reisliğe seçilmesi için çalışılması, Türk Milletini o kadar fazla alakadar etmez.

Fakat, Cumhurbaşkanı sıfatıyla yapılan bir seyahatte, Devlet Reisinin tarafsızlığına söz getirecek en ufak hareketten sakınması lazımdır. Bu sebeple kötü particilik yaparak milli bünyeyi sarsıcı beyanatta bulunan Koraltan’la Türk yargıcına, bu yargıcın verdiği karara saygısızlık göstererek neşriyat yapan Mümtaz Faik Fenik’in bile bile Erzurum seyahatine götürülmesi doğru bir hareket değildir. Cumhurbaşkanının partiler üstü kalması lazımdır. Esasen Sayın Bayar da muhalefet lideri sıfatıyla yaptığı mücadelesinde bu davayı müdafaa eder görünüyordu.

Kendisinden bunu beklemek ve istemek hakkımızdır.”

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün