Adalar Müzesi Yıl Sonu Şenliği

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
21 Aralık 2022 Çarşamba

Geçtiğimiz hafta sonu (17-18 Aralık) Adalar Müzesinde yıl sonu şenliği düzenlendi. Cumartesi, yazdan kalma bir gün yaşandı. Hava günlük güneşlik, ısı 19 derece, İskele-Maden yolu, müzeye giden yayalar, bisikletlilerle dolu. Adabüslerin biri geliyor, biri gidiyor. Şenliğe Adalılar kadar şehirden gelen Ada severler de katıldı. Müze girişindeki küçük bahçe tıklım tıklım… Adalı sanatçıların yılbaşına özgü el emeği ürünler, güne özel indirimli kitap satışı, bir kenarda patlamış mısır ve benzeri atıştırmalıklar…

Gelenler mutlu,  yüzler gülüyor. Ayaküstü sohbetler, bahçeye yerleştirilen küçük masalarda yorgunluk giderenler; Müze Cafe’ye girip çıkanlar bir panayır ortamı oluşturdu.

Çocuklar için düzenlenen atölyeler ilgi çekerken, öğleden sonra yapılan söyleşiler en azından Adalarda yaşatılmaya çalışılan çok kültürlülüğün bir göstergesiydi. Maria Ekmekçioğlu, Rum Mutfağında Yılbaşı; Yetvart Tomasyan, Ermeni Mutfağında Yılbaşı, Berta Penso, Sefarad Mutfağında Yılbaşı’nı katılımcılarla paylaştı.

Sanırım bu vesileyle müzenin ziyaret edildiği en yoğun günlerden biri yaşandı. Eşimle bir kez daha içerisini dolaşmak istedik. Ne kadar dikkatli bir izleyici olursanız olun, her seferinde farklı bir konu dikkat çekiyor. Bu kez eğitim kurumlarında yoğunlaştım. Adadaki ilkokulların arasında bir Fransız okulunun varlığını bilmezdim. Sergilenenler arasında dikdörtgen kartonlara basılmış pembe aylık ilkokul karnelerinin üzerinde, ‘iyi, iyi, pekiyi’ veya ‘orta, orta, iyi’ ibareleri hem gülümsetti, hem de okul çıkışında, “Niye hepsi pekiyi değil?” diye çıkışan velileri anımsattı! Büyükada Rum Yetimhanesinin günlük eğitim programı, günün koşullarına göre olsa da ilgi çekiciydi. 7.30-8.00 beden eğitimi, 8.00-9.00 kahvaltı ve etüt, 9.00-12.30 ders, 12.30-13.30 öğle yemeği, 13.30- 15.00, ders, 15.00-17.00 oyun, 17.00-19.00, etüt, 19.00-20.30 müzik ve satranç, dama, dokuz taş türü masa oyunları, 20.30 akşam yemeği ve eğitici bir film, 22.00 uyku. Geldiğimiz noktaya bakar mısınız? O günün çocuklarının oyun oynama hakkı vardı. Şimdilerde ise çocukların öyle bir hakkı yok. Zira ‘boş’ diye düşünülen zaman aralığında çocuklar bir etkinlikten diğerine koşturuluyor…

Müzeyi her gezişimde, önünde durmaktan en çok keyif aldığım bölüm, Mimarlar ve Adalarda yapılan binalardır. Mimarların yanı sıra kalfaların da tanıtıldığı bir duvarı kaplayan panolarda Fotiadis, Dimadis, Gaitanakis, Alexander Valluri, Mehmet Vedat Tek, Sedat Hakkı Eldem, Aristidis Passadeos, Edmond Sarfati, Turhan Uyaroğlu ve Utarit İzgi gibi isimlerin yapılarına yer veriliyor. Eski Adalı iseniz, hangi mimarın hangi binayı yaptığı ve o mekânlarda kimlerin yaşadığını anımsamak büyük bir zenginlik. Bu meyanda Ada’nın birçok evinde emeği olan Koço Katakuzino Kalfa’yı anmak isterim.

↔↔↔

Adalar Müzesi Yıl Sonu Şenliği’nin birinci günü müzik, dans ve sürpriz çekilişlerle son buldu. Günün ziyaretçileri arasında Fransız, İngiliz turistlerin oluşu sevindiriciydi. Kimi zaman, “Haberdar olmadığımız etkinlikleri yabancılar nasıl biliyor?” denildiğini duyarız. Her şey ilgiyle başlıyor, bilgilenmekle bitiyor.

Yüreğinizdeki ışığın etrafımızı aydınlatması dileğiyle Hanuka Sameah.

Sağlıkla kalın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün