Dolmabahçe, Fenerbahçe, Paşabahçe

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Kasım 2022 Çarşamba

Konu çok yazıldı, çok konuşulduysa da bir Adalı olarak ona tekrar hoş geldin diyorum. İtalya’nın Taranto Limanından şampanyası kırılıp (1952) İstanbul Limanına giriş yapan Paşabahçe vapuru 58 yıl Şehir Hatlarında hizmet verdi. Ardından emekliye ayrıldı. Tarihi vapur beş yıl önce dünyanın çalışır haldeki en eski tersanelerinden biri olan 566 yıllık Haliç Tersanesinde onarıma alındı. Gazeteci-yazar Adil Bali’nin de çağrısıyla başlayan kurtarma kampanyası basın ve kamuoyunun desteğiyle hız kazandı. Tıpkı Dolmabahçe ve ikizi Fenerbahçe gibi, Paşabahçe de ismini İstanbul’un semtlerinden alır. ‘Bahçe’nin vapurları olarak adlandırılmalarının nedeni ise, ‘açık lüks mevkii’ bölümünün bahçe şeklinde tasarlanmış olmasıdır.

Sonuçta söz konusu üç gemiden Dolmabahçe hurdaya, Fenerbahçe Haliç kıyısında Rahmi M. Koç Müzesine gitti. Paşabahçe ise 13 Ağustos ‘22’de Büyükada iskelesine yanaştı.

↔↔↔

Erken yaşlarımda Galata Köprüsünden merdivenle inilip gidilen Adalar İskelesinden kalkan Paşabahçe sonraları Sirkeci’den Adalar-Yalova- Çınarcık hattında çalıştı. Büyüklerimizin her yaz sezonu en az bir kere uyuya kalıp Ada yerine Yalova’ya gittikleri bir dönemdi. Babamın Yalova’da gözünü açtığı günler genelde evde akşam yemeğine misafir olduğu zamana rastlardı…

Şimdilerde sabah 7.55 Büyükada-Heybeli-Kabataş, akşam 18.25’te Kabataş’tan olmak üzere günde iki sefer yapıyor. Sabrın sonu selamet, ‘ekspres’ geri döndü.

Paşabahçe’nin yıllar sonra Büyükada’ya yanaştığı ilk gün kaptanından miçosuna, rıhtımda bekleyen halka kadar herkes bir hoş seda paylaştı.

Artık Paşabahçe’ye binmek farz olmuştu. Kimileri meraktan, kimileri ise işe gitmek için uygun saatli deniz ulaşımına kavuştuklarından…

Böylece yeni bir sohbet konusu çıktı. “Paşabahçe’ye bindin mi? Beğendin mi?” Bazıları vapurun daha hızlı gitmesinden ziyade, üst katta evvelce bar olan kısımdaki döner koltukları görünce çok sevindi.

Büyük, ferah, tertemiz bir toplu taşıma aracına yeniden kavuşmak isabetli bir karar oldu. Dilerim zamanla sefer sayısı giderek çoğalır. Tesadüf müdür bilemem ama gemi personeli de düzgün ve yardımsever. Bar artık büfe olarak hizmet veriyor. Her tür kahvenin yanı sıra diğer vapurlarda ekşi maya kokan sandviçlerin yerine iyi bastırılmış tostlar satılıyor. Umarım insanlar da elverip çöp kutularını gereğince kullanır ve hep keyifli yolculuklarımız olur.

↔↔↔

Sonbaharı Adalar’da yaşamak bazıları için Mars’a yolculuk gibi. Kasım ayının ilk yarısı pastırma yazını yaşadık. Sıcakta gidemediğimiz yerleri dolaştık. Bu arada şehirde taksi yok, Ada’da taksi çok. Şehir daha ziyade Doğulu ülke turistleriyle dolup taşarken Ada’ya Batılı ziyaretçiler geliyor. İskeledeki kafelerin elemanları menüyü burnunuza kadar dayamayıp, oturacak yer seçmenizi bekliyor… Hava çok mu soğudu, bin Paşabahçe’ye dön şehre.

Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Göçek’e gitmesiyle Mavi Yolculuğa çıkan tekneler de yöreye akın etmeye başladı. Gidenler, “deniz bir mavi başka türlü” diyerek mutlu oldular. İşte Adalar’da da sonbahar bir başka türlü. Yapraklar, “bir kırmızı, bir kırmızı…”

Sağlıkla kalın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün