Giderayak tepetaklak sorular: BİR HAYAT KAÇ HAYATTIR

Dalia MAYA Köşe Yazısı Sesli Dinle
14 Eylül 2022 Çarşamba

Söyleyecek bir çift sözüm vardı. Kimseciklere değil, kendime. Derken karşımda buldum onu. İKSV 26. Tiyatro Festivalinin tanıtım gecesinde Soho House’un bir odasında üç açılı üç aynalı antika bir tuvalet masası. Kim bilir yıllar içinde kimlerin karşısında durmuş, düşüncelerini dinlemiş, sessiz ve sade duruşunda cevapları sunmuş bir ayna! Oturdum aynalı masaya. Aldım kendimi karşıma. Kendimi de oturttum haliyle. Başladım anlatmaya…. Anlattım, hayallerimi anlattım. Yapabildiklerimi bugüne kadar. Bir de yapamadıklarımı. Eksik kaldıklarımı. Özlemlerimi de anlattım. Dile geldi düşüncelerim… Bir göz yaşı oldu aktı duygularım. Gülücükler ve kahkahalar karıştı araya. Heyecanlarım sıralandı sonra. Önümüzdeki günlerde yapacaklarım, hedeflerim, meraklarım ve sürprizler. Evet, sürprizler. Yaşam yolunda attığım her adımda önümde biraz daha açıldığını izlediğim kendi görünmez kırmızı halımda karşılaştıklarım: Sürprizler. Hayatın sürprizleri!

Sorular da sordum kendime. Şunu sordum mesela, “Bir hayat kaç hayattır?” Bırakıp gitmek mümkün müdür mesela… Yaşadığım şehri, insanlarımı, sevdiklerimi? Başka bir mahalleye taşındığında insan, yeni bir eve geçtiğinde, bir ev miydi sadece seçtiği? Yoksa yeni bir yaşam için alan mı açmaktaydı kendine? Tüm bir geçmişi geride bırakırcasına bambaşka bir ülkeye taşınmayı seçtiğinde -şimdilerde birçok gencimizin yaptığı gibi-, hiç tanımadığı bir kültürde yeni bir hayat mıydı yaşayacağı, öncekinin farklı bir coğrafyada taklidi ya da devamı mıydı yoksa? Belirli bir iş anlaşması dahi yoksa mesela, lisanını bilmediği bir yeri seçmişse… Yeni bir hayat mıydı yaşayacağı?

Mümkün müydü bugüne kadar seni sen yapan her şeyden vazgeçip doğduğun anın çıplaklığına dönmek? Yoksa her nereye giderse gitsin, kendinden bir şeyleri de yanında mı götürüyordu insan? Gittiği yer neresi olursa olsun, yaptığı iş, seyrettiği tiyatro, dinlediği müzik, ne olursa olsun, hep aynı hayat mıydı yaşadığı? Ne kadar farklılaşırsa farklılaşsın düşünceleri, duyguları insanın, ne kadar farklılaşırsa farklılaşsın tepkileri, hep aynı insan mıydı kendisi? Farklı aynalarda farklı görünen tek ve değişmez bir yaşamın farklı sahneleri miydi yaşanan?  Bu soruları sorup da cevaplarını ararken kendimde, bir haber düştü önüme. Birleşik Krallık Büyük Britanya Kraliçesi Elizabeth’in 70 yıl hüküm sürdükten sonra 96 yaşında vefat ettiği haberi. 96 yıl! Bir asır! Böylesine güçlü bir çınara sorabilseydim eğer, alabilseydi o da kendini karşısına ve söyleyebilseydi kendine bir söz, ne söylerdi kendine acaba? Ve sorabilseydim ben ona bir hayat kaç hayattır sorusunu, ne cevap verirdi acaba?

Ben de sordum dostlarıma ve sosyal medya takipçilerime, söylenecek bir çift sözleri olsaydı kendilerine...  Kimi “Erteleme yaşamı” dedi kendine, kimi “Harekete geç”. Kimi “Daha akıllı ol” dedi, kimi “Her şeyden bu kadar etkilenme, her gördüğüne inanma” dedi. Görünenin arkasını fark etmeye bak. Kimi ise “Bu kadar da takılma” dedi. “Seni seviyorum” dedi birisi kendine. Seni seviyorum; her halinle seviyorum. Belki de en önemlisi bu idi, kaç hayat olursa olsun bir hayat, sevgide yaşanmasındaydı. Korkular yerine heyecanların öne çıkmasında. Olduğun yerde ya da gittiğin, sevgide olmak, meraklarının ve heyecanlarının izinden gitmek… Belki de sadece bu idi yaşam dediğimiz macera oyununun amacı. İstanbul 26. Tiyatro Festivalinin Küratörü Işıl Kasapoğlu Hoca’nın dediği gibi “İçinizdekileri anlatmadan yapamadığınızda sanat oluyordu.” Ve belki hayat da aynı şekilde, içinizdekileri gerçekleştirmeden yapamadığınızda gerçekten yaşanıyordu. Seyrettiğimiz her oyundan sonra perdenin kapanmasıyla oynadıkları rolden çıkıp kendileri ile tekrar buluşan oyuncular gibi bizler de içimizdekileri gerçekleştirdikçe hayatın içinde farklı dönemlerde kendimizden sıyrılıp farklı rollerde kendimizi deneyimliyorduk. Bir hayat çok hayattı belki. Ya da bir hayat, hep bir hayattı da çok roldü belki de? Ne dersiniz?

Meraklısına not:
İKSV 26. İstanbul Tiyatro Festivali biletleri bu haftadan itibaren satışta. Kaçırmayın derim.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün