“Yallah Şiför Yallah, İsrail´e Afar Meni”

Selin SÜAR Köşe Yazısı
6 Temmuz 2022 Çarşamba

Asıl adı İbrahim Tatlı olan ve inşaatlarda keşfedilerek müzik dünyasına 70’lerin ortasında giriş yapan, milyonların bildiği isimle İbrahim Tatlıses, Ortadoğu coğrafyasında çok bilinen bir şarkıcıdır. Geçen haftalarda İsrail’de bir kez daha konser veren Tatlıses, büyük kalabalıkların doldurduğu mekanda hayranlarına doyumsuz anlar yaşattı. 17 yıl sonra gerçekleşen bu konserde Tatlıses, ‘Mavi Mavi’, ‘Evlerinin Önü Boyalı Direk’, ‘Dom Dom Kurşunu’, ‘Bir Kulunu Çok Sevdim’, ‘Esmersen Güzelsin’ gibi şarkı ve türküleri konserinde seslendirdi.

Şüphesiz ki bu konsere son dönemde yeniden normalleşen Türkiye-İsrail ilişkilerinin de bir sonucu olarak bakmak gerek, ancak sosyolojik olarak İbrahim Tatlıses neden İsrail’de bu kadar popüler? Bu sorunun cevabını vermeden önce Ortadoğu’da yani Türkiye’den başlayarak Mısır’a kadar inen coğrafyada toplumların dinlediği müziklere yakından bakmak gerek. Hatta belki sadece Ortadoğu demeyip bu coğrafyaya Ermenistan’ı da katmak gerekecek. Sosyolojik bakımdan Ortadoğu’da yaşayan kültürleri birbirinden ayıran en önemli özellik din olgusudur. Bu olguyu dışarda tutarsak konuşulan yerel diller ne kadar farklı olursa olsun söz konusu coğrafyada insanlar düğünlerinde, eğlencelerinde çoğunlukla halay ve halaya yakın formda halk oyunları ile eğlenirler. 70’li yılların başlarından itibaren kısa dalga radyolardan dinlenen Mısır şarkıları, Türkiye’deki besteciler tarafından üzerine Türkçe sözler yazılarak halka armağan edildi. Taydaş ve Sert’e (2021) göre, Türk musikisinin makamsal melodilerine alışkın olan halk, kendi musikisine Batı müziğinden yakın bulduğu ve birtakım tanıdık tınılar içerdiği için Arap müziğine yönelmiştir. Arap radyolarının ve ardından bir furya halini alan şarkılı Mısır filmlerinin etkisi ile Arap müziğinin Türkiye’de yayılmaya başladığı görülmüştür. Bu nedenle Türk müziğinin eğitimi ve yayılmasının önündeki engeller kaldırıldıktan sonra bile içli ve kırılgan Arap nağmelerinin halk nezdindeki popülerliği devam etmiştir.

Bu dönemin ünlüleri arasına giren Müslüm Gürses, Orhan Gencebay aslında çok iyi bir türkü yorumcusu olarak bilinse (Orhan Gencebay’ın kendine özgü müzik literatürüne giren bağlama icra tekniği vardır) ve hatta müzik dünyasında ünleri Türkiye sınırlarını aşsa bile arabesk dalında özellikle Ortadoğu’da İbrahim Tatlıses’in ün ve şanına erişemedikleri gibi genel bir görüş dile getirilir. Neden özellikle Tatlıses bu kadar popüler sorusunun cevabı herhalde şarkıcının yine Mezopotamya’nın başlangıcı olarak kabul edilen Urfa’da doğması ilk akla gelen cevap olabilir. Daha sonra verdiği konserlerde halkla doğrudan bütünleşmesi, performansını gerçekleştirirken araya çok az da olsa konser verdiği bölgeye göre Arapça, Kürtçe, İbranice gibi genel olarak bilinen kelimeleri söylemesi de bir sebep olarak sayılabilir. Veya çok fakir bir hayattan, çok zengin bir hayata uzanan yaşam öyküsü birçok Ortadoğulu için sempatik gelebilir. Sebebi ne olursa olsun bugüne dek Noa Kirel’den (İsrail), Wael Kfoury’a (Lübnan), Nassif Zeytoun’dan (Suriye), Sarit Haddad’a (İsrail) kadar Ortadoğu toplumlarını ve kültürlerini temsil eden birçok şarkıcı, Tatlıses’in icra ettiği şarklıları kendi dillerinde ve yorumlarıyla seslendirdiler. Yazımızın başlığında da söylediğimiz gibi “Yallah Şiför Yallah İsrail’e Afar Meni”.

Hepinize iyi ve sağlıklı bir yaz dönemi dileriz.

Kaynak:

Taydaş O ve Sert H (2021), “Bir Popüler Kültür Ögesi Olarak Arabesk Müziğin Çevreden Merkeze Yolculuğu https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1647188

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün