Habib Gerez 
ve Kraliçe Elizabeth

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
8 Haziran 2022 Çarşamba

Şalom’la tanışmamın ardından 35 yıl geçmiş. Bir an için Kraliçe Elizabeth’in 70. Jübile Yılı kadar olgun (!) hissediyorum. Zira Şalom’da bir senede öğrendiklerimin, iki senede edinebilecek deneyime eşit olduğunu düşünüyorum.

Şalom’un kurucusu Avram Leyon sonrası başlayan yeni dönemde, gazetenin idare binası Osmanbey, Samanyolu Sokak’ta sobalı küçük bir ofise geçti.

Bir süre sonra çalışma alanı dar geldi. Nişantaşı, Orhan Ersek Sokak’a, taşındık. Yeni ofis bize kocaman gözükmüştü. Yıl 1988’di.

Gazetenin başında olan Silvyo Ovadya’nın girişimiyle mekânda bir kitap satış bölümü ve bir sergi salonu oluşturduk. Her yenilik bir heyecandı.

Karma ve kişisel sergiler birbirini takip etti. Her sergi öncesinde sanatçının atölyesine gider, sergilenecek eserleri birlikte seçerdik. Habib Gerez’le o dönemde tanıştım. Silvyo Ovadya ile Gerez’in Tünel’den Galata’ya çıkan yokuşta, Galip Dede Sokağındaki evine gittik. Evin içindeki milimetrik düzeni gördüğümde hayli etkilenmiştim. Çalışma masasının üstündeki kalemler bile eşit aralıklarla diziliydi. Sohbet için kahverengi oymalı iskemleye oturmamızla bir ‘çatırtı’ sesi geldi. Korkuyla sıçradık. Gerez anında ayağa kalktı zarifçe, “Siz daha rahat bir yere geçin” dedi. Eşyaya değer verirdi. Kalender bir yapısı vardı ama noktayı nereye koyacağını da bilirdi. Atölyesine girdiğimizde aynı düzen hüküm sürüyordu. İyi bir arşivci olduğunu öğrendiğimde hiç şaşırmamıştım. O gün tablo seçmekte hayli zorlanmıştık. Somuttan soyuta giden o kadar farklı dönemleri vardı ki…

***

Zaman içinde Habib Gerez’i daha iyi tanıdım. Dost olduklarına farklı bir saygı ve sevgisi vardı. Onun şair yönünü hep takdir ettim. Sık sık telefonda konuşurduk. Hatır sorduktan sonra melodik sesiyle bir şiirini okurdu. Her pazartesi sabahı, haftaya şiirle başlamak ayrıcalığım olmuştu.

Bir gün laf arasında, “Eskiden toplumumuzda düzenli bir geliri olmadığından ressama/şaire kız verilmezdi. Dolayısıyla evlenemedim” demişti. Neyse ki köprünün altından çok sular geçti ve günümüzde bu anlayış yok oldu.

***

Gerez insancıl ve merhametli bir kişiliğe sahipti. Kırgınlıkları yok muydu? Hem de çok vardı. Hissettiklerini dile getirir ancak üstüne bir elbise gibi geçirmezdi. “Sen de öyle yap. O zaman daha az üzülürsün” diye nasihat ederdi. Benim için büyüklüğü buradan kaynaklanıyordu.

***

Habib Gerez’i son yolculuğuna uğurlayamadım. Şehir dışındaydım. Onun cömert bir bağışçı olduğu daha çok bilinse, o gün yanında daha çok insan bir arada olur muydu diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım. İleride belki Gerez tabloları çok değerlenecek, ancak insani değerlerimiz bir o kadar azalacak.

***

‘Sanatta 50 Yıl’ adlı kitabı Mart 2000’de yayınlandığında imzalatmak için yanına gitmiştim. Şu satırları yazmıştı: “Değerli dost sanatsever Tilda Levi’ye sevgilerimle. Sevgi daima gölgen olsun!”

Sevgi hep gölgem olacak Gerez. Mekânın cennet, ruhun huzur içinde olsun.

Sağlıkla kalın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün