Dalgalar bizi nereye sürükleyecek?

Selin BARLAS Köşe Yazısı
25 Mayıs 2022 Çarşamba

Deniz kenarında otururken, suyun sükûnetine bakıp hepimizin bir taş atmışlığı vardır… Kesin!

Niyeyse tabiatımıza dair bir şey söyler sanki bu…

Durgun ve huzurlu uyuyan güzelim suya attığımız taşın taarruz veya tacizden ne farkı var?

O taş atıldıktan sonra yayılan ufak ufak dalgalar… Hareketlenen ve uyanan suyun bıraktığı ve yaydığı köpükler…

İnsanoğlunun yaptığı da bu zaten… Sakin ve kendi halinde giden her şeye müdahale etmek…

O taşı attıktan sonra dalgalar dinmiyor… Uğraş uğraşabildiğin kadar… Dinmiyor.

Rusya’nın Ukrayna işgali ardından gelecek dalgalar bekleniyordu zaten…

Mesele dalgalar ne istikamette ve nereyi vuracak?

Sırada neresi var?

Ukrayna işgalinin ardından sıkça uluslararası platformda konuşulan meselelerden biri de Tayvan ve Çin idi.

Amerikalı yetkililer Tayvanlı mevkidaşlarına olası bir Çin işgali ve saldırısına hazırlık yapmaları konusunda baskı uyguluyor. Çin’in Rusya’nın işgalini yakından takip ettiği biliniyor. Tayvan’ı ‘anavatana’ katmak konusunda Çin’in birtakım çalışmalarda bulunduğunu ve Rusya örneğini baz alarak yanlışları ve doğruları inceledikleri Amerikalı yetkililerce takip ediliyor.

Politico’da çıkan bir habere göre, Princeton Üniversitesinde siyaset ve uluslararası ilişkiler profesörü olan Aaron Friedberg konu hakkında “Çin’in Tayvan işgali şüphesiz üç ay öncesine göre daha ciddi bir tehlike barındırmakta; güçlü olmalarına karşın kolay bir operasyon olmadığının bilincinde olan dikkatli bir Çin ile karşı karşıyayız” dedi.

Bütün bu hareketin içinde ABD Başkanı Joe Biden ilk Asya gezisini gerçekleştirdi…

Güney Kore ve Japonya’da yapılacak toplantılarda Hindistan ve Avustralya’dan liderler de bulunacak.

Biden’ın ziyaretinde temel konu Asyalı müttefiklerin teyakkuzda oldukları ve şüphesiz ki Çin’in Rusya’ya verdiği desteğin yanı sıra buradan doğan gerginliğin Çin’in Tayvan’ı topraklarına katma hesaplarını tetiklediği doğrultusunda…

CIA Direktörü Bill Burns’a göre “Çinli liderler Ukrayna’daki savaştan ne dersler çıkarmalı ve kendilerine Tayvan konusunda nasıl bir yol çizmeliler” konusunu tartışıyor. Burns ayrıca “Rusya’nın Ukrayna işgali, Xi Jinping’in Tayvan’dan vazgeçmesine sebep olmaktansa daha sağlam bir operasyon ile hatasız nasıl ilerlenebilir gibi mevzuları hesaplamasına neden oldu” dedi.

Amerika’nın Tayvan ile resmen diplomatik ilişkilerinin olmamasına rağmen iki ülkenin güvenlik konularında iş birliği 1979’da imzalanan Taiwan Relations Act ile 43 yıldır resmen devam etmekte…

Washington Taipei’nin bağımsızlığını yıllardır silah ve mühimmat desteğiyle sağlamakta. İki ülkenin ordusunun ortak çalışmaları ve eğitimleri yıllardır sürüyor… Üst düzey Tayvanlı askerlerin Amerika’da eğitildikleri bir sır değil elbet…

24 Şubat’ta başlayan Ukrayna işgali Tayvanlıların teyakkuz halini ve bir işgal ihtimalinin tehlikesini tetikledi… Yapılan son araştırmalar halkın çoğunluğunun Çin’den bir ‘hamle’ beklediği doğrultusunda… 

Tayvan’ın Amerika’da bulunan temsilcisi Hsiao Bikhim “İnsanlarımız güvenlik ve silahlanmaya önem vermemizi istiyor ve bu endişenin ciddiyetini bir kez daha vurguluyor” dedi.

Mamafih Amerikalı yetkililer Ukrayna işgalini ve beraberinde gelen tehlikeler hususunda önlemler almaya başladı.

Ukrayna’da Stinger uçaksavarlarının ve Javelin tanksavar füzelerinin başarısı, yerel halkın savaşa katılması gibi faktörlerin Tayvan’a uyarlanması konusunda ABD çalışmalarını sürdürüyor.

Ancak Tayvan ve Ukrayna yalnızca coğrafî olarak değil toplumsal ve tarihsel olarak farklı yapıda iki ülke… Bu farklar alınacak önlemleri ve istikametin teşekkülünde ciddi bir yer ihtiva edecek.

2010 yılından beri Taipei silahlanmaya 23 milyar dolardan fazla para harcadı. Ağırlıklı olarak F-16 ve M- 109A6 gibi konvansiyonel silahlar alındı. Fakat geçtiğimiz yıllarda Washington, Taipei’nin farklı silahlar alması gerekliliğini ve savaş taktikleri konusunda ‘modern’ yöntemlere gidilmesi gerektiğini tekrarladı.

Mart ayında Taipei’nin MH 60 R (deniz altı tespit eden ekipmana sahip helikopter) satın alma talebi Amerikalı yetkililerce reddedildi.

Ukrayna işgali öncesi reddetmeyecekleri bu talep niye şimdi böyle karşılandı?

Savaş şartları değişti…

Ukrayna’da görülen direnişi başarılı kılan en mühim şey; küçük ama efektif silahların sirkülasyonu ve kadın erkek demeden gönüllü savaşmaları. Amerika’nın Stinger ve Javelin gibi silahların yanı sıra deniz mayınları ve gemi karşıtı füzelerin Tayvan’ın bir an evvel temin etmesi hususunda tavsiyeleri ve ısrarları sürüyor.

Bu adımların Biden hükümeti için ne anlama geldiğini mart ayında Dışişleri Bakan Yardımcılarından Mira Resnick şöyle açıkladı: “ABD, Tayvan’a gereksiz bulduğu silahları satmamakla beraber, faydalı bulduğu asimetrik defans dediğimiz stratejiye bağlı kalarak silah alımını destekleyecektir.”

Ağır silahların asimetrik defans tanımına dahil olmadığını belirten yetkililer, yeni nesil mobil ve efektif silahların alımının artık temel mevzu olduğunu vurguluyor.

Bu mesele tabii silah satışlarını ciddi etkileyecek. Ağır silahların alımı yavaşlarken, Stinger, Javelin gibi Ukrayna’ya temin edilenlere talep artacak.

Tayvan ordusu değişen dinamiklere ayak uydurmak zorunda kalacak. Daha konvansiyonel olan ordu sivillerle olan münasebetlerinde çok ‘başarılı’ değil. Yıllarca süren sıkı yönetimin insanlarında bıraktığı fiziksel ve ruhsal yaralar “beyaz terör” olarak adıyla tenakuza düşen karanlık döneme ait… Hükümet karşıtı binlerce kişinin hapse atıldığı, işkence gördüğü ve infaz edildiği son derece vahşi ve korkunç bir istibdat…

İzleri kolay silinmez…

Mecburî askerliğin iki yıldan dört aya indirildiği Tayvan’da askerliğe ‘yaz kampı’ adını vermişler…

İnsanların sıkı yönetim sonrası orduya ve askere olan mesafeyle mücadele hiç kolay olmayacak.

Amerika ordu ve halk arasındaki ilişkinin kuvvetlenmesi için yetkilileri uyarıyor. Olası bir Çin işgalinde sivillerin oynayacağı rol şüphesiz son derece mühim.

Ukrayna’ya bakarak yapılan mukayeseler ne derece doğru?

Çin’in Tayvan’a ulaşması için Pasifik’te 100 mil yol kat etmesi gerekirken, Rusya ve Ukrayna’nın 1200 mil olan ortak sınırları olması dinamikleri etkileyen en temel unsur. Çin’in bir hamlesi uzaktan görülebilir hatta silahla müdahalesi kolayca yapılabilir.

Tabii bir de Ukrayna’nın silah ikmalinin suhuleti de coğrafi durumundan mütevellit. Tayvan’ın silah teminatı ve ikmali aynı kolaylıkta olamaz çünkü denizden yapılacak herhangi bir takviye Çin’in saldırısına açık…

Bütün bu ihtimallerin içinde tabii Ukrayna ve Tayvan’ı ayıran bir şey var…

O da Ukrayna resmen tüm dünya tarafından tanınan meşru bir ülke. Tayvan ise resmen tanınmamakla beraber birçok ülke ile ilişkileri mahdut.

Olası bir Çin işgalinde Amerika’nın Rusya’ya uyguladığı sert tavrı Çin’e uygulayamayacağı aşikâr…

Zira Çin’e alınan tavrın ve uygulanacak ambargoların Amerika’ya maliyeti ve zararı tahayyül dahi edilemez…

Ekonomileri birbirlerine bu kadar bağlı iki ülkenin düelloya hevesli olmayacakları kesin.

Fakat çıkacak bir savaşı engellemek ne kadar mümkün?

Çıkabilecek bir gerginlikte karşılarında Rusya yerine Çin olunca dünya nasıl tavır alır?

Dalgalar bizi nereye sürükleyecek göreceğiz…

 

 

 

Etiketler:

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün