Varlık Fiyatlarında Nirvana´ya Doğru

Metin BONFİL Köşe Yazısı
8 Eylül 2021 Çarşamba

Amazon’un yağmur ormanlarında yaşayan bir kabile üyesi değilseniz, küresel finans piyasalarında olan bitenler eninde sonunda sizi de etkileyecek demektir. Warren Buffet, Ray Dalio ve Jeremy Graham gibi guru yatırımcılar varlık fiyatlarında oluşan balondan giderek daha fazla söz eder oldular.

Yatırım yapılabilir varlık sınıflarını basitçe altı başlıkta toparlayıp her birini tek tek ele alalım:

Hisse senetleri: Gelişmiş ekonomilerdeki hisse senedi piyasaları son bir yıldır bayram yaşıyor. 2020 yılbaşına göre dolar bazında ortalama yüzde 40-50 arasında, birçok endeksin dip yaptığı 1 Mart 2020 tarihine göre yüzde 100 yukarıda seyrediyorlar. En belirgin artışlar ABD piyasalarında. Fiyat kazanç oranları 35-40 çarpanlara ulaştı. 40X demek yatırılan sermayeye yıllık yüzde 2,5 getiri demek. Geçici olduğu söylense de şu an ABD dolarındaki yıllık enflasyon yüzde 5 düzeyinde. Eurozone bölgesinde hisse fiyatları 2021 yılında ortalama yüzde 18 artmış durumda; Euro enflasyonu yüzde 3’lerde. Gelişmiş ekonomilerin devlet garantili borçlarının getirisinin eksi olduğu bir dünyada hisse senetlerinden halen makul getiri beklemek için birçok neden var ancak, bu beklenti hisse senedi fiyatlarında bir balon oluştuğu gerçeğini değiştirmiyor.

Tahvil/Bono piyasaları: Esas oğlan burada. ABD dahil gelişmiş ülke bonolarında reel getiriler (enflasyon beklentilerinin yükseliyor olması nedeniyle) giderek daha negatif olmakta. On yıllık ABD tahvilleri yüzde 1,3 getirirken son açıklanan enflasyon yıllık yüzde 5’in üzerinde. FED enflasyonu yıllık yüzde 2 olarak hedefliyor ama mevcut konjonktürde bu seviyeye inmesi oldukça uzun zaman alabilir. Her halükârda tahvil getirilerinin bu kadar uzun bir süre negatif kaldığı bir dönem geçmişte yaşanmadı. Bir yandan FED bir yandan da Avrupa Merkez Bankası piyasalara likidite pompalamaya devam ediyorlar. Artık merkez bankalarının görevi fiyat istikrarını korumaktan çok işsizliği önlemeye dönüşmüş durumda. Enflasyondaki artışın geçici olduğuna dair masallarla günü kurtarma peşindeler.

Gayrimenkul Piyasaları: OECD’nin bir araştırmasına göre 2015-2020 yılları arasında 34 ülkenin 27’sinde konut fiyatları ortalama hanehalkı gelirinden daha hızlı artıyor. ABD’nin bazı büyük şehirlerinde konut fiyatlarının artışı son bir senede yüzde 20’ye ulaştı. Uzun vadeli bir tasarruf aracı olan konut yatırımları, ortalama kazançlara göre giderek daha pahalı hale gelmesine rağmen, düşük faizli kredilerin desteğiyle yoğun olarak tercih edilmeye devam ediyor. Fiyatlar arttıkça talep de artıyor. Fiyat/Kira oranları hisse senedi piyasalarında olduğu gibi 35-40 yıllara uzadı. Son bir senedeki olağandışı fiyat artışları ister istemez akıllara Japonya’nın 1991’de yaşadığı gayrimenkul krizini getiriyor. Halen 1990’daki seviyelerine gelmedi fiyatlar. Gayrimenkul fiyatları çökünce gayrimenkul teminatı ile verilmiş krediler de hızla tahsil edilemez olabiliyor. 2008’de ABD’de başlayan gayrimenkul fiyatlarındaki çöküş domino etkisi ile küresel bir finans krizine dönüşmüş idi.

Emtea/Metaller: 2021 senesinde aşılamadaki başarı ve ekonomik aktivitenin yeniden canlanması ile bu varlık sınıfındaki fiyat artışları da olağanüstü seviyelerde gerçekleşti: Enerji kaleminde yılbaşına göre dolar bazında petrol yüzde 45, doğalgaz yüzde 85, kömür ise yüzde 122 artmış durumda. Emtealar arasında kahvede yüzde 49, pamukta yüzde 22, şekerde yüzde 26’lık artışlar oldu. Pandemiden çıkmaya çalışan endüstriyel üreticiler enerji ve hammadde maliyetlerindeki olağanüstü artışları nasıl fiyatlara yedireceklerini kara kara düşünmekteler. Navlun fiyatlarında ortaya çıkan olağanüstü artışlar yarı iletken çip krizi ile birleşince üretimden kaynaklı fiyat baskısının devam etmesi olası görünüyor. Neden şimdiye kadar fiyatının artmadığını kimsenin anlamadığı altın ve gümüş gibi kıymetli madenlere yatırım yapanlar “her şey arttı, bunlar da artacak” mantığı ile beklemeye devam ediyorlar.

Alternatif Araçlar: Ağırlıklı olarak kripto paralar, hedge fonları ve venture capital olarak bilinen bu kategoride riskli yatırımlar bulunuyor. Risksiz olması gereken tahvil bono yatırımları ile blue chip hisse fiyatlarında balon oluştuğu endişesi ile riskli yatırımlara doğru bir miktar kayış olabilir. Kripto paraların kanun yapıcılardan darbe yeme riski devam ediyor. Ancak, küresel finans piyasalarındaki varlık sınıfları arasında çok küçük bir alanı kaplamasından dolayı kriptolardaki bir çöküşün küresel varlık fiyatlarındaki bir çöküşü tetiklemesi olası görünmüyor.

Gelişmekte olan pazarlar: Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ülke (GOÜ) piyasaları yukarıdaki tabloyu gören bazı yatırımcılar için artık bir fırsat olarak görünüyor. Balonun patladığı noktada elinde tuttuğu sözde risksiz yatırımlardaki değer düşüş potansiyeli, gelişmekte olan borsalardaki olası kayıplara göre daha yüksek. Bu nedenle, pandemi etkisi azaldıkça görece düşük kalmış GOÜ piyasalarına bir kayış bekleniyor, ancak bu fon akışları geleneksel olarak toplam varlık kategorilerinde oldukça küçük bir oranı oluşturmaya devam ediyor.

2008’de başlayan parasal genişleme ile uçuşa geçen, pandemi döneminde kısacık bir süre için yatırımcıları üzen ancak, son 8 – 10 ayda kayıplarını ziyadesi ile telafi eden varlık fiyatları sabırlı ve istikrarlı yatırımcıları fazlasıyla memnun etmiş durumda. Bugün gelinen noktada, bundan sonra da böyle gider demek zor. Buna rağmen, kenarda bekleyerek enflasyona yenilmek yerine, oyunda kalarak kaybedeyim diyenlerin sayısı azalmıyor. Nirvana’ya ulaşmak için biraz daha yukarıyı zorlayan yatırımcıların kötü sürprizlerle karşılaşma olasılığı günden güne artıyor.

Kaynak: www.tradingeconomics.com

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün