Yeniden yeşertmek…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
11 Ağustos 2021 Çarşamba

Bu yazımın başlığını “Yangınlarda kızdığım davranışlar” koyacaktım. Giriş cümlesinden de anlaşılacağı gibi, hakkında yazmak istediğim konu son haftalarda dikkatimi çeken ve bana ters gelen sık rastladığım davranışlar.  İstisnasız hepimizin çok üzüldüğü son iki haftada, en azından yazımın başlığı pozitif bir çağırışım yapsın istedim. 

***

Yangınlarda kızdığım davranışlardan en önemlisi sosyal medya kirliliği. Pandemi konusunda olduğu gibi, en üzücü gündemimiz olan yangınlarda da sosyal medyada doğrudan çok yanlış haber var. Eğer bir gazetede, bir raporda, bir ödevde bu konu hakkında yazmıyorsanız, her gördüğünüz bilgiyi araştırma ihtiyacı hissetmezsiniz. Aklınıza yatan, size mantıklı gelen bilgileri özümser, doğruluğunu araştırmadan tanıdıkları yollamaya, Twitter’da yazmaya ve tabii ki Z kuşağının en mühim ana haber kaynaklarından biri olan Instagram’da paylaşmaya başlarsınız. Yangın çok üzücü, adı üstünde insanın içini yakan bir konu. Sosyal medyada paylaşım yarışına girmek şöyle dursun, hayatını kaybeden canları, ormanlardan kurtulmaya çalışan hayvanları, yıkılan evleri, yeterli hava müdahalesi olmadığı tamamı yanan köyleri, ormanları, tahliye edilen insanları, yangını söndürmek için kendini ateşe atan gönüllüleri görünce içim ağlıyor. Yangınlar hakkında paylaşım yarışında olduğumuz her bilgi güncel ve doğru olmalı ve mümkünse faydalı bir amacı olmalı. Yanlış bilgi, sosyal medyadan doğru insanlara ulaşmamızı engellediği için büyük bir zaman kaybı.

Canlıların yaşamlarını, yaşam alanlarını kaybettiği bu dönem sırasında ve sonrasında yardım etmek isteyen herkesin yardım edebileceği maddi ve manevi konular var. Birlik olmak gereken bu dönemde yapılan yardım türlerini eleştirmek, fidan bağışı yapanlara “yas tutmadı” veya “kandırıldı” muamelesi yapmak, fiziksel olarak olay mahalline gidip yardım edemeyenleri eleştirmek, yardımları doğru yere yönlendirmek yerine sadece eleştiriden beslenmek bu dönemde en yanlış davranışlar. İnsanlar istediği kadar, içinden geldiği kadar ve elinden geldiği kadar yardım edebilmeli. Hayvanları kurtarmak için canla başla çalışan gönüllerden oluşan organizasyonların bile kendi aralarındaki mahalle kavgası tadındaki laf dalaşlarına sosyal medyada rastlıyorum. Bölünmek değil birleşmek, yardımlaşmak zamanı.

***

Kızdığım davranışlardan biri de, afet bölgelerine gönderilen kıyafet yardımını bir gardırop temizliği olarak gören kitle. Yardım kolilerini ayırmak için gece saatlerinde bile çalışan gönüllüler, bir de duyarsız insanların afet bölgelerine yolladıkları topuklu ayakkabılarını, işe yaramaz durumdaki kıyafetlerini hatta dantelli iç çamaşırlarını bile ayırmakla uğraşıyor. Gardırop temizliği yapmak isteyenlerin yapacağı zaman yangın haftası ve yollayacağı yer afet bölgeleri kesinlikle değil.

***

İtfaiye ve gönüllülerin işini zorlaştıran, yangını sosyal medyaya koymak için kalabalık yapan, orman yangınlarının ilk günlerinde yediğini, içtiğini, partilediğini takipçilerinden esirgemeyip, birdenbire yanan ormanların içine dalan influencerlar konusuna girmeyeceğim bile… Gerçekten duyarlı olup yardım etmek isteyenler ayrı. Sosyal medyasını ve takipçi sayısını ilk günden hem duyarlı hem faydalı kullanan insanlar var. İki grubu da ‘biz takipçiler’ farkında… 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün