Muzip reklam menfaatçi reklama karşı

Riva DUVENYAZ Köşe Yazısı
23 Haziran 2021 Çarşamba

Dardanel milli maç günü sosyal medyada bir reklam yayınladı: “Bu akşam makarnaya koyuyoruz.”  Güzel bir tonlu makarna görseli paylaştı. Ve Milli Takıma başarılar diledi. Bu argo içerikli paylaşım sosyal medyada çığ gibi büyüyen tepkilere yol açtı. Kadınlar kızdı, erkekler utandı, marka özür diledi, ajansla yolunu ayırdı vs… Futbol argosunda takımlar (kadın iması yoktur) birbirine koyar, geçirir… Orası bir alemdir, kendine has mertlik jargonları da vardır, sövme lügatı da vardır. Gol yiyen kaleciye, yenilen takıma, karşı takım taraftarına, hakeme sürekli eşcinsellik imalı küfürler edilir. Cinsel içerik vardır, ancak sadece futbolun aktörlerine yöneltilir. Daha hiç rencide olan görülmedi. Kadınlar(ımız)dan özür dileme gereği doğmadı.

Halbuki yine Dardanel daha yepyeni, kadınlar gününde, ‘Adamlar yapmış!’ adlı gerçek bir algı bozukluğunu değiştirici lezzetli bir reklam yayınlamıştı: Çalışanların üçte ikisinin kadın olduğunu, gerek üretim gerek ihracat rakamlarında kadınların yeteneğini övmüştü. Demek ki, marka, hangi mecrada reklam yaptığının bilincinde ve sattırıcılık hedefine odaklı çalışmaktaydı.

Muziplik reklamın olmazsa olmazıdır. Metin yazarları ‘az kelime ile nasıl bir gülümseme veya gözyaşı damlası yaratabilirim’e çalışır.

Atlasjet, koltuk aralıklarını öne çıkartmak için reklamlarında “İkinciyiz ama bizimki(?) 77 santim, kıymetini oturanlar bilir” sloganını kullandı. 77 santim olan ne? Kim nereye oturuyor. Özür isteyen olmadı! Pegasus da “Bizimki 77 santim değil ama tam zamanında kalkıyor” deyip muhteşem bir yanıt verdi. Herkes güldü geçti, bariz cinsel içeriğe rağmen yine özür yok.  Atlasjet'in cevabı ise yine muzipti: “Hem 77 santim değil hem de zamanında kalkmıyorsa sizi mutsuz eder!” Kalkmayan ne?  O zamanlar sosyal medya mı azdı yoksa cinsel imalı reklamlara görev gibi cevap verme orduları mı henüz oluşmamıştı…

Daha da beter cinsel içerik O.K. marka prezervatiflerin Babalar Günü mesajlarında var: Bir gece ayrı kaldık, hemen baba oldunuz! Bence çok keyifli… Bir de şu gözüme çarptı: ‘Amaan kim gidecek eczaneye gününüz kutlu olsun.’ Son olarak da: O gece sahada değil tribündeydik!

Diyeceğim şu: sosyal medya aktivistliği yaparken muzipliğe değil, algı yönetimi ajandalı içeriklere geribildirim vererek bir fark oluşturmaya enerji tüketilmeli. Örneğin Pepsi ırklar arası sürtüşmelerin birbirimize Pepsi ikram ederek çözülebileceğine dair hadsiz bir reklam yayınlamıştı. Polislerin siyahilere orantısız şiddet uyguladığı bir iklimde, afet model Kendall Jenner polise Pepsi ikram ediyor, polis gülümsüyor barış Pepsi’sinden yudumluyor, her şey sütliman… Protestoları asimile eden, siyahilerin gerçek meselelerini göz ardı eden bu reklam filmi herkes tarafından kınandı ve yayından kaldırıldı.

Büyük bir çelişki içindeyiz. Sosyal medyayı kınamak için bile sosyal medyaya ihtiyacımız var. İstanbul festivalinde izlediğim Gia Coppola’nın ‘Mainstream’ adlı filminde de bu çelişki vardı. Telefonlarınızı öldürün, kokain kadar tehlikeli diyen kaçık, fenomen olmaya başlıyor. Yani, aykırı olan da ‘beğenme’ kültürünün bir parçası oluyor.

Madem elimize bir beğenme/ yargılama silahı verildi, bari onu sorumsuzca harcamayalım. Birey olmadan güruh olunmaz. Toplumun zorladığı doğrulara değil kendi doğrularımıza sahip çıkarak medya aktivistliği yapalım. Reklamlara bile…

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün