Yahudi-leştiremedik-lerimizden misiniz?!

Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.’ (Hucurat Suresi 16)

Mois GABAY Köşe Yazısı
27 Kasım 2019 Çarşamba

Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.’ (Hucurat Suresi 16)

Akademisyen ve yazar Emre Dorman, ‘Allah’a Öğretilen Din’ isimli eserinde kimi hadislerin ve yorumların Kuran-ı Kerim ile sonrasında da akıl, mantık ve yaratışla çelişkilerini anlatıp, din ve Peygamber hakkında doğru bilinen yanlışlara dikkat çeker. Bu değerli çalışmalara rağmen günümüzde halen bazı ilahiyat hocalarının hadisler üzerinden giderek nefret içerikli söylemleri yayabilmelerini, hatta zaman zaman bunu cuma hutbelerinde bile okuyabilmelerini üzülerek gözlemlemekteyiz.

↔↔↔

“Bacak bacak üstüne atmaya karşı takıntı Yahudi teolojisinden ithaldir. Yahudi ilahiyatına göre Tanrı dünyayı altı günde yarattı, yedinci gün bacak bacak üstünde atıp dinlendi. Bu yüzden bu hareket Tanrı’ya hastır, yapan ayıplanır. Vazgeçin artık şu Yahudileşmeden.” 

Mustafa İslamoğlu, ilahiyatçı, şair, yazar

“Yahudiler için yasa ne anlama gelir? Varlıklarını sürdürmenin teminatı. Seçilmiş ırk olmalarının sonucu. Bu bakımdan yasa sadece kendileri içindir. Başkaları için asla! Yasayı uygulayacak, anlayacak ve yorumlayacak olan sadece wkendileridir. Çünkü Tanrı ‘yasa’yı sadece onlar için indirmiştir. Başkaları yani öteki/ goyim için değil. Goyim istese de yasaya tâbi olamaz.”

Milat (24-11) Abbas Pirimoğlu -Yıkanmış Eller Cemaati

↔↔↔

Geçtiğimiz pazar günü rekor katılımla gerçekleşen Yahudi Kültürü Avrupa Günü’nün en ilgi çeken faaliyeti temsili düğün töreni. Tören öncesi gerekli tüm uyarılar yapılmış. Düğünün sonunda kutsal Tevrat rulolarının bulunduğu Ehal açılıp dua ediliyor. Sinagogdaki misafirlerin neredeyse tümü ayakta. En önde bir misafir dikkatimi çekiyor. Bırakın ayağa kalkmayı, bacaklarını açmış iyice yayılıyor. Üst katta ve hatta misafirin yanındaki bir-iki kişi de aynı tutumda. Kutsal olan sadece size göre mi kutsal? Peki ya saygı? Birkaç densizin tavrı ile tüm toplumu yargılamamak gerekli deyip, kalabalığın verdiği moralle çalışmalarıma devam ediyorum.

Akşam saatlerinde Galata turu katılımcılarımdan değerli mesajlar, yüreklendirici övgüler geliyor. Ta ki, aydın olduğunu düşündüğüm bir misafirin mesajını okuyana dek. “Dindar ya da inançlı bir insan hiç değilim. Hatta son 15-20 yılda dünyayı dinlerin mahvettiğine inanan bir ateist veya deiste dönüştüğümü söyleyebilirim. Önyargılarım olmadığına inanırım. Ama bugün zaman zaman anlatımlarında sanki senin belirtmek istediğinin aksine, ben de dünyayı yüzde 60-70’i Yahudi kökenli olan, toplamda 15 kadar ailenin yönettiğine, yönlendirdiğine, tüm kötülüklerin anaları olduğuna, körü körüne olmasa da inananlardanım.” Misafirim bir yandan tur sonrası memnuniyetini belirtirken, itirafları da devam ediyor. Milletvekilinden, entelektüeline, ilahiyatçı yazardan, sözde gazetecisine sabah akşam ‘Yahudileşmeye’ kafayı takarsanız bu yorumları da tuhaf görmemek gerek. Dünyayı yönetmediğim zamanlarda metroda akbil basıyorum desem de misafirimi ‘Yahudilerin dünyayı yönetmediğine’ ikna edememişim.

Her ne kadar pazar günü 2300 kişi Yahudi Kültürü Avrupa Günü’ne katılsa da yaşadıklarımız daha bir arpa boyu yol kat edemediğimizi gösteriyor. Madem, Yahudi ritüelleri, bu toprakların ayrılmaz bir parçası olarak ilgi çekiyor, neden televizyonlarda gösterilen onlarca tarihi dizide bir tek olumlu Yahudi karakter gözükmez? Antisemitizm ve nefret söylemi yayanlara sessiz kalınması, hukuki yaptırım olmaması bu zehri taşıyanları daha çok cesaretlendirmekte değil midir? Geçmişin nostaljide kalan pozitif kozmopolit mahalle arayışı, azınlıkların sayıca yok olmasının sebepleri öğretilip yüzleşilmedikçe ortak hafızada üretilen bir masaldan mı ibarettir? Soruları arttırmak mümkün lakin umut fakirin ekmeği misali, Yahudi’den nefret etmeyen tek komşumuz kalana dek mücadeleye devam edeceğiz. Sinagoglarımızda, mekânlarımızda komşularımızla hep birlikte yan yana farklılıklarımızla yaşamayı öğreneceğimiz nice günlere...

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün