Halloween’in ardından…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
6 Kasım 2019 Çarşamba

Bir Halloween’i daha şakasıyla tatlısıyla,  güzel ve korkutucu kostümüyle, örümcek ağı ve balkabağı dekorasyonuyla, tatlı kostümlü çocuk partileriyle ve çılgın kostümlü yetişkin partileriyle arkada bıraktık. Bir de tabii “Yahudiler Halloween’i kutlar mı?” tartışmalarıyla… Bu konuda geçen haftaki Şalom Gazetesi’nde Selin Kandiyoti’nin güzel bir yazısı var. Halloween’in tarihini, Yahudilerin kutlamasında bir sakınca olup olmadığını akıcı bir üslupla anlatıyor. Yıllardır süre gelen tartışmadaki iki görüşü de özetliyor; birincisi Tevrat’ta yer alan Yahudilerin onlardan olmayan adetleri kutlamasının yasak olduğunu, ikincisi de benim gibi Halloween’i hiçbir dine bağdaştırmadan, Sevgililer Günü, Şükran Günü gibi bir Amerikan geleneği olarak görüldüğü ve kutlanmasında bir sakınca olmadığı.

↔↔↔

“Yahudiler Halloween’i kutlar mı?” sorusu kanımca hangi Yahudi’ye sorduğunuza göre değişir. İki görüşe de saygım var. Tıpkı yeni yıl yaklaşırken, yılbaşı ağacımı hiçbir dini anlam yüklemeden süslediğim zamanlarda, ağaç koymamayı tercih edenlere saygım olduğu gibi. Bazı geleneklerin artık başlangıç noktalarının çok dışına çıktığını ve dini anlamlarını yitirip tamamen ticari ve eğlenceli günlere dönüştürüldüğünü düşünüyorum. Nitekim Amerika’da yaşadığım yıllarda, Yahudi ağırlıklı bir öğrenci nüfusu olan okulumda, her sene sayısız Halloween partileri, dekorasyonları, kostüm yarışmaları oldu. Kedi kız ve çılgın doktor kostümleriyle eğlenen iki gencin, Halloween’in hiçbir dini geçmişini düşündüğünü sanmam, final sınavları, geçim sıkıntısı, gelecek planlamasına ara verdikleri birkaç saati bir fantezi dünyasında geçiriyorlardır. Ertesi gün tekrar kitaplara gömülmeden önce…

↔↔↔

Halloween ile ilgili dini olmayan başka bir tartışma ise insanların karanlık kısmını ortaya çıkarıp çıkarmadığıdır. Bunda bol kanlı, makyajlı, vampir, doktor, cadı ve seksi hemşire, seksi okul kızı, kedi kız, tavşan kız gibi kostümlerin payı büyük.  Bence karanlık taraflarımızın dışarı çıkmasından ziyade, ne kadar yaratıcı ve/veya tembel olduğumuzun da göstergesidir Halloween kostümlerimiz. Seçtiğimiz karakterden, kostüm seçimimize ve yaptığımız makyaja, Halloween bir nevi yaratıcılığımızı ortaya koyar. Bir de cesaretimizi… Bir günlüğüne de olsa olduğumuzdan farklı olma cesaretini. Halloween’de içten içe olmak isteyip olamadığımız kişinin kostümünü giydiğimizi, yani ‘karanlık’ tarafımızın dışarı çıktığını düşünmem. Nitekim gerçek hayatta doktor olan birinin Halloween’de çılgın doktor kılığına girdiğini, hemşirenin seksi hemşire olduğunu veya gerçek bir lise öğrencisinin çılgın veya seksi lise öğrencisi kılığına girdiğine hiç rastlamadım. 

↔↔↔

Belki de Halloween partileri önyargıları yıkmak için bir fırsattır. Bir günlüğüne bile olsa bir fantezi dünyasına bürünüp, başka biri olmaktır. Tıpkı benim için sadece evime bir parlaklık ve neşe katan yılbaşı ağacının ocak ayında paketlenip kaldırıldığı gibi, 1 Kasım’da da bütün Halloween kostümleri kaldırılıp, bir sonraki seneye kadar unutulur. Adı üstünde kostümdür çünkü… Dini, psikolojik, sosyolojik anlamlara boğulmadan giyilmek istenen, eğlenceli bir kumaş parçasıdır günün sonunda. 

 

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün