Vladimir Davidovich Baranov-Rossine…

Sami AJİ Köşe Yazısı
3 Temmuz 2019 Çarşamba

Geçen yazının konusu müzikti… Şimdi de, fotoğrafa bakarak “Resme mi merak sarmaya başladı!” diye düşünebilirsiniz.

Alakası yok.

Kulunuz kadar resimden nasibini almamış bir kişiyi herhalde zor bulursunuz. Okul sıralarında en büyük derdim buydu. O yıllarda ilkokulda, resimden mezun olmak için 5. sınıfta yıl boyunca yaptığımız elişlerini, ‘mümeyyiz’lere1 göstermek gerekirdi. Hâlbuki bende hiçbir şey yoktu. İmtihana bir hafta kala aile seferber oldu. Babam sulu boya eserleri ile resim defterimi doldururken, ağabeyim alçıdan kabartmalar ve tahtadan kıl testeresi ile abajur filan yaparak bu boşluğumu kapattılar. Ben de mümeyyizlere ‘eserlerimi(!)’ sundum. Hepsi hayran hayran baktılar; sınıf öğretmenim de “Seni hınzır, seni!” diye söylendi ama açığımı ortaya vurmadı. 

Ortaokul bitirmede aynı problem… Bu sefer iş daha çatallaşmıştı. Dame de Sion’dan gelen rahibeler karşısında tüm sınıf, kürsü üzerine konan bir bakır maşrapayı kendi açımızdan görüp büyükçe resim kâğıdına çizmemiz gerekiyordu. Beni de Allah’tan en arka sıraya oturtmuşlardı. Çizmeye başlamasına başladım ama ortaya maşrapadan başka her şey çıkıyordu. Bir ara, sınıf hocamız Frère Alfred yanıma geldi ve dehşetle “Aji! C’est une cruche ça?”2 deyiverdi. Ben de çaresiz ve üzgün ona baktım. O da kürsünün arkasında oturan rahibelere baktı; gözleri bahçedeydi… Beni kenara itti ve maşrapayı çizip bitirdi. Sonra kulağıma eğilerek, maşrapanın üstüne biraz gölge yapmamı söyledi, ışığın yansımasına göre açık veya koyu olmasını da tembihledi. On dakika geçtikten sonra tekrar yanıma geldi. Kâğıda bir göz attı ve “eyvahlar olsun” dercesine ellerini yüzüne götürdü. Şansına rahibeler o anda dışarı çıkmış okul müdürü ile sohbet ediyorlardı. Zavallı adam silgiyi eline aldı, yanıma oturdu ve resmi tamamladı. Sonra “Sakın kâğıda dokunma” dedi. Böylece de ortaokuldan mezun olduk.

Anlaşılacağı üzere o gündür bugündür resimlere ilgim sıfıra yakındır. Ancak birileri bu açığımı kapatmak istercesine, karşıma sevgili eşimi çıkardı… Vee tanıştığımız günden beri burnum resim müzelerinden kurtulamadı.

Nitekim 15 gün evvel Madrid’deydik. İlk hedefimiz, tabiatıyla, Thyssen-Bornemizsa Müzesini gezmek oldu. Yaşlı indiriminden istifade etmemize rağmen, dünyanın parasını verdikten sonra gezmeye başladık. Klasik bölümleri imkân nispetinde süratle geçmeye çalıştım ama mümkün değil. Sevgili eşim bir tabloya bakıp tetkikini bitirinceye kadar ben salonu iki kere devrediyordum. Nihayet 20. asır eserlerinin bulunduğu alana geldik. Ve tesadüf bu ya, karşıma gördüğünüz eser çıktı. ‘Âdem ve Havva’ ismi ile anılıyordu. Kanaatinizi tahmin edemem ama benim çok hoşuma gitti. Renkleri, simetrisi, modern çizgileri, taşıdığı semboller, gerçek ile hayal arasında gelişen gizemli motifler çok çarpıcıydı. 1912 yılında yaratılmış ve ressamın adı başlıkta gördüğünüz gibi Vladimir Davidovich Baranov-Rossiné.

Ukrayna’nın Kherson şehrinde, Yahudi bir aileden 1888 senesinde doğmuş, Odessa ve St. Petersburg’da eğitimini tamamlamış. Başta resim, heykel olmak üzere müzik ve şiir hemen sanatın bütün kollarında çok üstün başarılara ve özgün buluşlara sahip bir deha. 1910 senesinden itibaren Paris ile Moskova arasında mekik dokuduktan sonra nihayet 1925 yılında Paris’e yerleşiyor ve Avrupa’nın çeşitli galerilerinde sergiler açıyor. Marc Chagall, Robert Delaunay ve Sonia Delaunay ile çok yakın arkadaşlıklar kuruyor. Kendi stilini de Kübizm-Fütürizm ve Orfizm’in3 harmanlanması olarak tarif ediyor.

Bu büyük deha 1943 tarihinde, sırf Yahudi olduğu için, Gestapo tarafından tutuklanıyor. Auschwitz Kampına gönderiliyor ve 1944’te orada ölüyor.

Tüm dünya medyası Normandiya çıkarmasının 75. yıldönümünü kutlarken, kulunuz da Vladimir Davidovich Baranov-Rossiné’nin hunharca, insanlık düşmanları tarafından katledilmesinin 75. yılında, onu rahmet, hürmet ve hayranlıkla anayım dedim.

 

1 Mümmeyiz: Zamanımızda, okul dışından gelip bitirme imtihanlarında tarafsız jüri üyeleri gibi hareket eden eğitim görevlileri ne verilen ad.

2 “Aji, bu bir maşrapa mı?”

3 Mitoloji kahramanlarından Orpheus tarafından yaratıldığına inanılan antik bir din. Paganizmin yaygın olduğu bir dönemde adeta tek tanrı felsefesini andıran bir din ve o felsefeden ilham alınarak yaratılan eserler.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün