Yaşamak direnmektir!

Mois GABAY Köşe Yazısı
3 Nisan 2019 Çarşamba

Homeros’un Odysseia’sının Dante yorumunda Odysseus Atlas Okyanusunu aşıp dünyanın sonu görülen Herkül Sütunlarına geldiğinde arkadaşlarına şöyle seslenir: “İşte şimdi bir yol ayrımındayız, ya eskiden olduğu gibi izlerle çizilmiş olan bir dünyayı dolaşacağız ya da hiçbir yaratığın adım atmadığı yerlerde kendi ayaklarımızla yeni bir dünya çizeceğiz...”

Geçtiğimiz pazar gecesi, uykusuz bitap bir halde ekranlarda İstanbul’un seçim sonuçlarını beklerken beynim Mozart’ın ‘Lacrimosa’sının iç karartıcı havasını yaşamış, sabaha ise Chopin’in ‘Spring Waltz’ının huzuruyla uyanmıştım. Bizler değil miydik akıntıya kürek çekmenin de bir mana taşıyabileceği fikrine kapılmayı marifet sayanlar? İyiliğin bu dünyayı sarmış kötülük karşısında bir isyan olduğunu ısrarla söylemedik mi onca zaman? Baharı yaşamak en çok da biz direnmeyi seçenlerin hakkı değil miydi? Nasıl da hazırdık değil mi yine her seçim sonrası olduğu gibi ‘kaybetmenin ihtişamı’nı yaşamaya?

Sizlere bu veya şu aday şöyle iyi kazandı, cesaretiyle bizleri peşinden sürükledi filan da demeyeceğim. Canınızın istediği gerçeklere gözünüzü açıp, istemediklerinize kapatanlardan değilseniz; en tatlı uykularınızı kâbuslarla bölenlerin kim olduklarına göre uyuyup uyanmıyorsanız; yüreğiniz ‘intikam’ ateşi ile değil de bir arada yaşama umuduyla, barış için çarpıyorsa sizlere selam olsun! Bahar geldi dostlar!

Şimdi toplum olarak bir yol ayrımındayız. Bu seçim şehrin kültürünün, kendi yaşamlarını korumak olduğunun farkına varan, tek sesliliğe dur demek isteyen herkesin zaferidir. İstanbul gibi üç imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehri yönetmek farklı sorumluluklar ister. 2700 yıllık tarihimizin her kalıntısının, Ayasofya’nın, Osmanlı camilerimizin bizlere insan olmanın erdemini hatırlattığını anladığımız gün bu seçimin asıl galibiyiz. Balkonsuz, ruhsuz upuzun gökdelenleri inşa ettiğimizde binaların da bizleri inşa ettiğini, şehre duyduğumuz öfkeye sebep olduğunu fark ettiğimiz gün ortak bir ideal uğruna birleşebiliriz. Yaşadığımız onlarca gerçeğe sessiz kalmadığımız, her türlü hak yemeye, ranta karşı hayır diyebildiğimiz gün hepimiz kazandık demektir. Hepimizin birbirinin ötekisi olduğunu unutmadan, her türlü karanlığa ayrım gözetmeden ışık tutabiliyorsak demokrasi dolu daha iyi bir Türkiye’ye adım atmışız demektir. Benim halen inancım var. Upuzun bir yolculuğun daha başında ama kaybettiklerimizi kazanma yolunda hiç olmadığımız kadar inançlıyız. Bu seçim sadece burada olanlara değil, gönül koyup vatanlarından başka yerlere gidenlere de ışık verdi. Dileyelim her doğan günün sabahı yepyeni bir döneme umut olsun. Nasıl anlatıyordu Yeniköy’den de yolu geçmiş şairimiz Konstantinos Kavafis İthaka şiirinde?

Çünkü döneceğin şehir illa elinde olan şehir değil. Şehir aslında upuzun bir yol, senin dimağında yeri olan bir isim. Geride kalan her şey uzun bir yolculuk ve umuyorum ki bu yolculuk uzun sürsün. Sonunda varacağın şehirden bir ödül de bekleme çünkü o şehir sana en büyük hazine olan ‘yola çıkmak’ için bir sebep verdi. O zaman o şehrin özlemiyle kendini zehirleyeceğine, yolculuğun anlamında hayatını bul. Keşfetmekten, öğrenmekten ve yollara çıkmaktan korkma. Çünkü yolculukta karşına çıkan tek canavar, senin içinde büyüttüğün olacak. Oysa yolculuk sana İthaka’ların anlamını vadedecek.

Bahara da böyle bir şiirle başlamak gerek...

 

İTHAKA1

İthaka’ya doğru yola çıktığın zaman, / dile ki uzun sürsün yolculuğun, / serüven dolu, bilgi dolu olsun. / Ne Lestrigonlardan kork, / ne Kikloplardan, ne de öfkeli Poseidon’dan. / Bunlardan hiçbiri çıkmaz karşına, / düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu / ince bir heyecan sarmışsa eğer. / Ne Lestrigonlara rastlarsın, / ne Kikloplara, ne azgın Poseidon’a, / onları sen kendi ruhunda taşımadıkça, / kendi ruhun onları dikmedikçe karşına. / Dile ki uzun sürsün yolun. / Nice yaz sabahları olsun, / eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde / önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin! / Durup Fenike’nin çarşılarında / eşi benzeri olmayan mallar al,/ sedefle mercan, abanozla kehribar, / ve her türlü baş döndürücü kokular; / bu baş döndürücü kokulardan al alabildiğin kadar;/ nice Mısır şehirlerine uğra, / ne öğrenebilirsen öğrenmeye bak bilgelerinden. /Hiç aklından çıkarma İthaka’yı ./ Oraya varmak senin başlıca yazgın. / ama yolculuğu tez bitirmeye de kalkma sakın. / Varsın yıllarca sürsün, daha iyi; / sonunda kocamış biri olarak demir at adana, / yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin, / İthaka’nın sana zenginlik vermesini ummadan. / Sana bu güzel yolculuğu verdi İthaka. / O olmasa, yola hiç çıkmayacaktın. /Ama sana verecek bir şeyi yok bundan başka. / Onu yoksul buluyorsan, aldanmış sanma kendini. / Geçtiğin bunca deneyden sonra/ öyle bilgeleştin ki, / artık elbet biliyorsundur/ ne anlama geldiğini İthakaların.

1 İthaka: İyon Denizinde bulunan Yunanistan’a ait bir ada. Homeros’un Odysseia Destanı’nda, Odisseus’un geri dönmeye çalıştığı yurdu olarak anlatılır Çeviri: Cevat Çapan.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün