Nasıl bir Türkiye’de yaşıyoruz?

Mois GABAY Köşe Yazısı
17 Ekim 2018 Çarşamba

Asıl proje yeryüzünün “Goyim’den temizlenmesi. Goyim kim? Goyim, meğerki Yahudilere hizmet ediyor olsunlar, “yeryüzünde onlara yer olmayanlar”. Oda Tv – 02.08.2018 Alev Alatlı

Amerikan emperyalizmi ile Yahudi (Evanjelizm-Yahudi) ittifakı bugün yeniden harekete geçti ve dünyayı kaosa sürüklüyor. İlk hedef Türkiye – Takvim Gazetesi – 13.08.2018 Alev Alatlı

“Türkiye’deki 50 bin Yahudi gemilere bindirilerek Filistin’e gitti. Filistin’deki Yahudi nüfusunu arttırmak için büyük mücadele veren İnönü, İsrail’in de kurulmasına destek vermiştir ve Israil kurulduktan sonra ilk tanıyan başında CHP olan Türkiye olmuştur. #Nakba70” Prof. Dr Burhan Kuzu – twitter 16.05.2018

“Kennedy ABD’de doların basımını Yahudi bankasından alarak devletin merkez bankasına verdi ve öldürüldü, faili meçhul.” Prof. Dr. Burhan Kuzu – twitter 12.11.2017

“Bölgede yıllardır Müslüman kanı akıtan Israil şimdi Rusya’ya saldırmaya başladı. Bu noktada ‘koşup Amerika’nın arkasına saklanırım’ diye düşünen İsrail’in ‘koşup saklanacak kadar vakti olur mu’ orası biraz şüpheli!” 19.09.2018 – Star Gazetesi- Yiğit Bulut 

“Nedir Bu Yahudi ütopyası? Son yıllarda başımıza gelen felaketlere bakılırsa arkasında Yahudi ütopyası yatıyor…  #Israilinkozmikplanları” 9.10.2018 – Her Açıdan Programı- Beyaz Tv – Hakan Yılmaz Çebi – Halk Bilimci – Araştırmacı – Yazar

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki dokuz ayrı kurula atanan isimler arasında Hukuk Kuruluna Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun, Kültür ve Sanat Kuruluna Alev Alatlı’nın, Ekonomi Politikaları Kuruluna da Yiğit Bulut’un seçildiğini gazetelerden okuduk. İlgili isimler daha evvel sosyal medyadan yayınladıkları antisemit söylemler ve yazıları için herhangi bir açıklama ve özür dileme gereğinde bile bulunmayadursun, aynı günlerde Fas Kralı VI. Muhammed ülkesinde Holokost’un lise eğitim müfredatına eklenmesi kararını vermekteydi. Bizler sözde halkbilimcilerimiz ile televizyonlarda, sosyal medyada sabah akşam Yahudi – Mason – İllüminati üçlüsü eşliğinde halkımızı zehirlemeye devam edelim, Fas Kralı VI. Muhammed İslam coğrafyasında bir ilke imza atarak “Eğitimin ayrımcılık, ırkçılık ve antisemitizm gibi çirkin olaylara savaşma gücü olduğunu” dünya medyasına açıklamaktaydı. Fas Kralı ayrıca çocuklara öğretilen tarih derslerinin çoğulcu fikirlere ve olaylara yer vermesi gerektiğini, insanlığın en şanlı anları kadar en karanlık anlarının da sunulmasının elzem olduğunu sözlerine eklemekteydi.

Bizler her ne kadar birbirinden farklı sayısız faaliyet ve gönüllü ordumuz eşliğinde toplumumuzu tanıtmak için çaba harcamaya devam etsek de yaşadığımız ülkenin gerçeklerini bilmek geleceğe yönelik her geçen gün umutsuzlaşmamıza sebebiyet veriyor. Siyasetin en üst seviyesinde bizleri temsil yetkisine haiz kişilerin Yahudi hakkındaki düşüncelerini okumak gelecekte nasıl bir ülkede çocuklarımızı yetiştireceğimiz konusunda yeterince fikir vermiyor mu? Peki ya Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu birçok ülkede gerek İsrail gerekse de Yahudi’ye yönelik bilinçlenme artarken ülkemizde ise her iki kavram üzerinden de açık ve gizli antisemitizmin günlük hayatın bir parçası olmasına ne demeli? İsrail Devleti’ne olan yaklaşım toplumun ve yöneticilerin gözünde dünyadaki diğer ülkeler ile eşit nesnellikle tartışılmadığı ve siyasete alet edilmeye devam edildiği sürece bununla nasıl mücadele edebilir, kendimizi kime nasıl anlatabiliriz? Yoksa yaşadığımız ülke uzun süredir kökten bir değişime sahne oluyor da geleceğe yönelik tahminlerimizde çok mu iyimser davranıyoruz? Antisemitizm ile mücadelede gerekli adımların devlet nezdinde atılmadığı ve İsrail’in her geçen gün şeytanlaştırıldığı bir iklimde Türk Yahudileri olarak sabah akşam tanıtım faaliyetleri düzenlesek de olsa olsa kendi mahallemizi ikna edebiliriz. Milli televizyonumuzda yayınlanan tarihi dizilerimizin toplumu ayrıştırma değil de diyalog ortamı yaratacağı, ortak değerlerimizin bizleri dünya insanı yapabileceği bir gelecek dileğiyle…

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün