Hep aynı nakarat

Selin BARLAS Köşe Yazısı
7 Nisan 2021 Çarşamba

Şunun şurasında 40 yaşına girmeme iki ay var diye herhalde… Kendimi mütemadiyen hayatla ilgili fikirlerimin, beklentilerimin ve dünyaya baktığım pencerenin tahlilini yapar buluyorum.

Yıl 2021.

Hâlâ ırkçılık ile mücadele, tek adam iktidarının küresel tehlikesi, kadın haklarının dünya genelinde kabul görmediği arkaik bir düzende yetmezmiş gibi bir de COVID kabusu ile harmanlanmış ortaya karışık Orta Çağ kokan “türlü” alır mıydınız?

Valla hayır deseniz bile menüde yalnızca o var…

Siz bilirsiniz…

Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nin iptali için kılıf uydurulurken, Amerika’da Floridalı Senatör Matt Gaetz’in reşit olmayan kızlar ile fuhuş yaptığı ve bunu meşru göstermeye çalışan insan müsveddeleri ile kirlenmiş ve tüketilmiş insanlık ve ümitler…

Işık gördüğüm, çocuğum/çocuklarımız için yaşanacak bir yer diyeceğim, hayal kurabileceğim bir dünyam yok artık…

Nereye dönüp baksam hayal kırıklığı…

Bir kadın olarak hemcinslerim için konuşacak olursam; canımız acıtıldığında, hakarete uğrayıp ezildiğimizde yanımızda olacağını sandığımız kalabalıkların sessizliği mi daha korkunç; yoksa kadını ezen adama sahip çıkan insanların vicdansızlığı mı daha korkunç işin içinden çıkmak mümkün değil…

Ekonomi için diyecek bir şey yok zaten artık.

Çözüm aramaktan korkan, istişareyi tehlike sayan bir ortamda hak aramak anlamsız değilse nedir?

Borç ve yokluk üzerine söylenecek her söz tükenmiştir artık. Çare ve devadan gayrı şeyler üzerine söylenecek laf, harcanacak nefes, ziyandan başka şey değil…

COVID faciası ve virüsün türevleri Amerika’dan Hindistan’a binlerce hayatı yok ederken gözüme küresel sağlık krizi sebebinden seyahate çıkamadığından canı sıkılan dolar milyarderlerinin Bentley ve Lamborghini gibi aşırı lüks otomobillerin satışlarına yönelerek kendilerine ‘terapi’ yaparak satışlarda rekorlar kırması hakkında bir makaleye takıldı…

Sağlık sigortasını ödeyemeyenlerin, işinden olanların, ailesine bakmaktan yetişemediği, kirasını aylardır bir araya getirememiş iş güç sahibi insanların bocaladığı, kazananların ise parası değersizleştikçe fakirleştiği dengesi bozulmuş bu dünyada bazılarımız terapi için Bentley alıp rahatlıyoruz…

Canını seveyim ben bu dünyanın…

Avrupa Birliği içinde İtalya’nın sağcı lideri Matteo Salvini önderliğinde Macaristan ve Polonya başka bir oluşum meydana getirmek üzerine Budapeşte’de toplantılara başlıyor. Bir eksiğimiz daha çok kutuplaşmaktı…

O da eksik kalmasın! Aman!

Rusya ve Ukrayna gergin. Kremlin askerî hamlelerin kimseye bir tehlike teşkil etmediğini belirtiyor. Biden, Putin’e gayet açıkça tehlikeli bir diktatör derken, Putin Amerika’nın ırkçı geçmişini Biden’a karşı kullanarak ‘sofistike’ dış politika yürütüyor…

Sessiz kalmak, konuşmamak, endişelerimizi dile getirememek bizi yüceltiyor mu? Emin değilim… Sorunun bir parçası olmamızdan başka bir tesiri olmuyor bu zifirî sükûnetin…

Amerika’da COVID krizi yüzünden işsiz kalmış ve aç kalmamak için sahte 20 dolar ile kendine yemek almak zorunda bırakılmış ve bunun cezasını hayatı ile ödemiş George Floyd davası sürerken yine kızdım…

Kızmak… Ne aciz bir his…

Bir etkisi yok…

Güçlünün propagandasını izlemek ve hışmından örselenmek…

İşsiz ve aç bir adamın haykırmasını susturmak için boğazının üzerinde diz çökerek nefesini kesen onu öldürmüş bir polis memurunu haklı göstermeye çalışan bir sistem…

COVID ile mücadele başladığında birbirimize olan insanî hislerimizin gelişebileceğini, tabiata karşı daha duyarlı olacağımızı düşünürken şimdi kendime yine kızıyorum…

Bunu bir romantik film sanmak ne kadar saçma ve çocuksu bir tavır!

Kendine gel Selin! Derken buluyorum kendimi…

Binlerce yıllık cinsiyet ayrımcılığı ve ırkçılık ile nasıl mücadele edilir?

Kadının gördüğü eziyete boyun eğmesini makul gören, işsiz siyah adamı öldürmenin meşruiyeti mahkeme salonlarında adalet adına aranırken, güçlünün güçsüzü ezme hakkı kanıksanmışken gel de dünyada umuttan bahset…

Machiavelli’nin aydınlanmacıları analizleriyle yendiği vahşi dünyada tehlikeli liderlerin, manipülasyona açık kitlelerin ve gerginliğe açık bir toplumun küresel bir sorun olmadığını söyleyebilir misiniz bana?

Elit kavramını/kelimesini ben bilgiye sahip özel insanlar için kullanırdım…

Onun da anlamı o değilmiş…

Görüyorum…

Elitler kuralların işlemediği, dokunulmazlığı olan ve yaptığı kötülüklerin bedelini ödemediği gibi haklı gösterilen zorbalardan başka kimseler değildir…

Bilim çağı diye Matrix filmini izleyerek büyüdük…

Meğer zorbaların çağıymış. Godfather yine 2021’i anlamak için daha münasip bir seçim.

Benden size tavsiye bu hafta sonu Machiavelli okuyun ve Godfather izleyin…

Zaten aynı tas aynı hamam…

Arabalar, evler, kıyafetler değişiyor fakat insanlar değişmiyor…

Hep aynı nakarat!

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün