Peki neleri özlemediniz?

Yaşam sürprizlerle dolu. Akışa izin ver, sürpriz gelsin, seni bulsun. O an...
 “Tüm saatler aynı anda çalar, çünkü saatler kurulmamıştır” 
(‘Oto Pilot’ kitabının yazarı Andrew Smart)

Dalia MAYA Köşe Yazısı Sesli Dinle
20 Mayıs 2020 Çarşamba

Nereye dönsem, kime sorsam, herkes bir özlemin peşinde. Pandemi dönemi  yavaş yavaş normale dönerken, herkes birbirine neleri özlediğini söylemekte. Çocukların çoğu okulu özlemiş, dersleri bilgisayardan almak, arkadaşları ile teneffüslerde oyun oynayıp belki de bir küçük kavga etmeden günü bir görev mantığı ile geçirmek hiç de keyifli değil haliyle. İnsanlar ofislerini özlemiş. Oysa yıllardır hep zamansızlıktan şikayet ede dururlar, “Şu ofisten bir kurtulsalar” neler neler yapacaklardır aslında. İlla ki sarılmayı özleyenler, gezmeyi, lokantalarda yiyip içmeyi, tatilleri özlemişler…

Bir kişi de demiyor. Özlemedim! Soruyorum insanlara. “Peki, neyi özlemediniz?” Birkaç klişe cevap var.  Trafik ilk akla gelen... Caddelerin karmaşası... Neredeyse herkes tartışmasız trafik diyor. Ama belli ki, kimse düşünmemiş. Yaşamımız boyunca deneyimlememiş olduğumuz gibi bir dönem yaşıyoruz. İş yerlerinin büyük kısmı kapalı. İnsanlar karı-koca, çoluk-çocuk evde... Kapalı devre, bir arada. Üstelik zaman genişlemiş yapacak iş hem hiç yok hem çok var! Yemek ve temizlik bitmiyor. Ve insanlar sıkılıyorlar... Ve insanlar bir an önce evden çıkıp kaçma hayalinde. Seçtikleri sevdikleri ailelerinden izin isteme hallerinde.

Kimse düşünmemiş neleri özlememiş. Birçokları düşününce de cevap veremiyor.

“Sabahın karanlığında çalar saatle uyanıp da çocuğumu okula yollamayı özlemedim” diyebilen iki kişi çıktı ancak mesela. “Sevdiğim, eşim, annem, çoluğum çocuğum mesela evde hasta yatarken ya da çocuklarım tatildeyken, aklım onlarda deli deli işte çalışma halimi özlemedim” demek aklına gelmiyor kimsenin. Hep koşturmaktan kendime zaman ayıramamayı özlemedim demek de gelmiyor. Tam tersine bu sefer de fazla vakte şikayet ediliyor. Kitapları satın alıp alıp kapaklarını açacak zaman bulamamayı özlemedim diyen de yok. Tıpkı alelacele edilen sabah kahvaltılarını özlemedim diyen olmadığı gibi.

Yaşama hep eksik yanından bakmaya alışmışız çünkü toplum olarak. Hep olmayana, olamayana, yapmadıklarımıza, yapamadıklarımıza odaklanarak geçirmişiz yaşamı bunca yıldır.  

Belki de şimdi, pandemi sonrası, evlerimizde kendi kendimize kaldığımız bu süreçte neleri özlediğimiz kadar neleri özlemediğimizi düşünmek, derin derin düşünmek, yüzeysel olanların dışında özümüzde neleri özlemediğimizi fark etmek, “yeni normal” yaşamımızı kurgularken çok yol gösterici olacaktır. Zira sevdiğimiz yaşamı yaşayabilmek öncelikle içinde artık bizi mutlu etmeyen, bize ve bütüne hizmet etmeyen ne varsa onları ayıklamakla mümkün. Ayıkladıkça sürprize yer açılacak ve o an tüm saatler aynı anda çalacaktır.

Ne dersiniz, siz bu süreçte neleri özlemediniz? 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün