Yokluğun kutlanması

Riva HAYİM Köşe Yazısı
22 Ocak 2020 Çarşamba

Arap ülkelerinde yaşayan Yahudi nüfusunun iyice azalmasını takiben Arap ülkelerinde yeni bir akım başladı: Yeni sinagog açma. Tüm detayları düşünülmüş, bazılarının ihtişamlarıyla kendinden söz ettiren bu sinagogların ufak bir eksiği var; o da ülkede dua edecek Yahudi’nin kalmaması.

Bu güzel, barışçıl ve geç kalınmış adım için hangi terim kullanılır diye araştırırken bir arkadaşım ‘Celebration of the absent presence’ yani ‘Yokluğun kutlanması’ terimini kullanmamı tavsiye etti. Şöyle ki bir ülkede Yahudi nüfusunun sıfırlanmasını takiben o ülkede şık, büyük ama cemaati olmayan boş sinagogun açılması ve basında haberleştirilmesi “‘Yokluğun kutlanmasına bir örnek.

Elbette ki Arap ülkelerinde Yahudi tarihi bu yeni açılan ihtişamlı, turistik ve minyansız sinagoglarla sınırlı değil. Bu coğrafyada Yahudilerin 2600 yıllık bir geçmişinden bahsediyoruz. 

 

 

AZALAN YAHUDİ NÜFUSU

Tarihi okurken nüfus değişimleri ve göçler bize çok şey anlatıyor. Mesela aşağıdaki 1948’den sonra Yahudi nüfusunun değişimini gösteren tabloya bakıldığında özellikle Fas, Irak, Cezayir ve Mısır dikkat çekmekte. Sanki sihirli bir değnek gelmiş ve Yahudiler buharlaşmış. Aden ise sıfırladığı Yahudi nüfusu ile rahat bir nefes almış. Libya da aynı şekil, 1976’da ülkedeki Yahudi nüfusunun hepsini bir sahada toplasa, 20 kişi ile futbol  takımı kuramıyor.  

Maalesef yaklaşık 850 bin Yahudi’nin bu coğrafyadan göç ettiği veya ettirildiği belirtiliyor. Hatta Arap Yahudilerinin unutulmaması için 30 Kasım ‘Yahudi Mülteci Günü’ kabul ediliyor. Birleşmiş Milletlere üye olan  ve Yahudi nüfusu yok olan bu ülkelere “Where are your Jews?” “Yahudilerin nerde?” soruluyor.

BİR VARMIŞ ŞİMDİ YOKMUŞ

Libya’nın vaktinde 38 bin nüfuslu  Yahudi cemaati, 47 sinagogu vardı, şimdi hiç yok.

Cezayir’de 140 bin vardı, şimdi nerdeyse hiç yok.

Irak’ın 150 bin kişilik cemaatinin 5 kişi kaldığı söyleniyor.

Mısır’daki 100 bin kişilik cemaatin yerinde ise yeller esiyor. 

Suriye’nin Yahudileri  Suriye’de değil, Latin Amerika’da Meksika, Buenos Aires, Sao Paulo ve Panama’da yaşıyor. 

İran ve Yemen Yahudilerinin büyük bölümü Hindistan, Uzakdoğu ve İngiltere’de…

ARAP ÜLKELERİNİN YAHUDİLERİ

Arap ülkelerinden başka diyarlara göçmelerinden önce, pek bilmesek de Avrupa Yahudileri gibi Arap Yahudileri de yaşadıkları ülkenin kültürlerine izlerini bırakmış. Irak’ın ilk romanını bir Yahudi yazar yazmış, yine Irak’ın ilk maliye bakanı bir Yahudi: Sasson Heskel. Mısır’ın Kahire devlet tiyatrosu 1870 yılında, Jacob Sauna adındaki bir Yahudi tarafından kurulmuş. Yine Mısır’ın ilk operası 1919’da bir Yahudi sanatçı tarafından yazılmış. Mısır sinema klasiklerinde Yahudi aktör ve yönetmenleri izlerini bırakmış.

Tunus’ta ise Yahudiler sinemada etkili olurken, ülkenin ünlü şarkıcılarından biri Yahudi imiş.

Spora gelince; Dünya Horoz Siklet Boks şampiyonu Tunuslu bir Yahudi’ydi. Auschwitz ölüm kampından sağ kurtulan Alfred Nakache  ise Cezayirli  yüzme şampiyonuydu.

YENİ AKIM: CEMAATİ OLMAYAN SİNAGOGLAR AÇMAK

Bu güzel ve anlamlı açılışlardan bazılarına örnek vermek gerekirse, Lübnan 30 yıl yıkık kaldıktan sonra tüm politik partilerin ve Hizbullah’ın da desteğini alarak yaklaşık 1milyon dolar harcanarak Maghen Abraham Sinagogunu açtı. 
Yakın vakte kadar Yahudi iş adamlarının bir villada bir araya gelerek gizli ibadet edebildiği Dubai’de ise ilk sinagog hizmete girdi. 

Bunu gören  Mısır, 14. yüzyıldan kalma Alexandria Sinagogunu 4 milyon dolar harcayıp 2020 yılının başında renove ederek açtı. Açılışına sadece 3 Yahudi katıldığı 700 kişilik bu sinagog ile Mısır hoşgörü ve kültürel zenginliğini turizm alanında iddialı.

Birleşik Arap emirlikleri ise 2022 yılında Abraham Ailesi Evi başlığı altında kilise ve camiyle birlikte aynı komplekste yer alacak büyük sinagogu açacak. Bu büyük kompleks, kültürel zenginlik, hoşgörü ve dini özgürlüklerin sembolü olacak. Açılışa Papa’nın davetli olduğu yazılıyor.

Her ne kadar hoşgörünün sembolü binaların ihtişamı değil, o ülkede artan azınlık nüfusu olsa da yeni açılan sinagogları kutluyor, boş kalmamalarını temenni ediyorum.

Dilerim yeni açılan ve açılacak bu ibadethaneler yokluğun değil, varlığın ve barışın sembolü olsun.

 

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün