Ree - Üzüntü ve inanç

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
28 Ağustos 2019 Çarşamba

“Banim atem L’Ad… E.loehem lo titgodedu… Lamet… Ki am kadoş ata LA’d… E.loeha – Sizler Tanrı için O’nun çocuklarısınız bir yanınızı ölü bir insan için sakatlamayın çünkü siz Tanrı için kutsal bir kavimsiniz.” (Devarim 14/1-2).

Bir yakının kaybı için üzülmek insanoğlu için son derece normal bir davranıştır. Alaha, üzülmek ve matem için belli başlı kurallar getirmiştir. Talmud Moed Katan 26 B’ye göre biri için aşırı matem tutmak yasaktır.

Birinin kaybından dolayı hissedilen acının getirdiği üzüntü ve bu olaya ağlamak elbette ki son derece doğaldır. Ancak duyulan üzüntünün yoğunluğu hiçbir zaman Tanrı’nın bizler için iyiyi istediğini akıldan çıkarmayacak kadar olmalıdır. Kişi bir süre sonra bu inançla kaybını kabul edebilecek bir ruh haline kavuşmaktadır. Tanrı’ya olan iman ve emuna bir süre sonra teselliye kavuşmamızı sağlamaktadır.

Ramban bu olayı daha derin bir bakış açısı ile değerlendirir. “Sizler Tanrı için kutsal bir kavimsiniz” cümlesinin açıklaması Ramban’a göre ruhun ölümsüzlüğüne delalettir. Kutsal olan bu ruh dünyayı terk ettiği zaman Tanrı’nın huzuruna gelmektedir. Bu durum da yaşanılan yoğun üzüntünün hafifletilmesi için nedenlerden bir tanesini teşkil etmektedir. Bu ruh artık Tanrı ile çok daha özel bir ilişki içinde olacaktır.

Kendini sakatlamak, üzüntü ile kendi kendine zarar vermek sağlıklı bir üzüntü hissetme yolu olarak kabul edilmez. Bu Tanrı’nın bizlere verdiği bedene sahip çıkmama, ona zarar verme durumundan dolayı bir suçu da beraberinde getirmektedir. Bu olay beraberinde aynı zamanda yıkımı ve depresyonu da getirmektedir.

İnsanın hayatında üzüntü elbette ki doğaldır. Fakat Tanrı’nın çocukları ve kutsal kavmi olarak bu üzüntünün sınırlarını çizmek, teselli bulmayı bilmek ve Tanrı’ya sonsuz bir emuna ile bağlanarak kendimizi O’na yakınlaştırmak gereklidir. 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün