'Bourekas filmlerinden' Hollywood'a

Efsanevi film prodüktörü Menahem Golan´ın ölümünün üzerinden on yıldan fazla zaman geçti. Onun dikkat çekici kariyeri, İsrail´in biricik sosyal dokusunu hicveden filmleriyle başlamıştı fakat kendisi, Chuck Norris, Sylvester Stallone ve Meryl Streep´in rol aldığı çalışmalarıyla yoluna devam etti.

Yusuf BESALEL Perspektif
20 Ağustos 2025 Çarşamba

Efsanevi film prodüktörü Menahem Golan’ı, Lee Marvin, Chuck Norris ile birlikte ‘Delta Force’ filminin setinde 1985’te çekilmiş bir fotoğrafta görmek mümkün. Bu fotoğraf, İsrail Ulusal Kütüphanesi’nin Pritzker Ulusal Fotoğraf Koleksiyonu’nda yer alıyor. 2005-2006’da İsrail’de filmcilikte bir dev haline gelen Menahem Golan’ın Tel Aviv’deki ofisinde ve onun Yafa’daki evinde bir öğrenciyle birlikte üstatla görüşmeler yapan film profesörü Shmulik Duvdevani şöyle diyordu: “Golan ile sinemadan bahsedildiğinde, üstadın gözleri parlardı!”

Bu konuşmalar, toplam 15 saat sürmüştü ve İsrail’in film endüstrisinin ilk dönemlerinin dokümantasyonu ile ilgilenen Israeli Cinema Testimonial Database projesinin bir kısmını oluşturuyordu…

Popüler İsrail sinemasının babası

“Onu popüler İsrail sinemasının babası olarak adlandırabilirsiniz; filmleri kitlelere yönelikti: komedi, melodram ve aksiyon.” Bunlar, Tel Aviv Üniversitesinde ve Kudüs’teki Film ve Televizyon Okulu’nda ders veren Duvdevani’nin sözleri: “Golan, İsrail film endüstrisinin inşa edilmesinde katkıda bulundu.”

Golan, kariyerine İsrail tiyatrosunda başlamıştı fakat eğiliminin, film yöneticisi ve prodüktör olarak 1960’ların ve 1970’lerin ‘Bourekas filmleri’ alanında bulunduğunu keşfetti. Bu filmler, etnik kökenli anlaşmazlık ve uyuşmazlık içine düşmüş Aşkenaz ve Sefaradi karakterleri betimliyordu. O zamanlar pek az İsrailli, herhangi bir film stili üretimine yönelmişti; zaten yüksek kaliteli prodüksiyonlar için ne gerekli takdir ne de fonlar mevcuttu. Ses kalitesi o kadar kötüydü ki, bazen alt yazılar ihtiyaçtı. Filmin makaslandığı odadaki izler filmde kalıyordu… ‘Israeli Bourekas Film: Their Origins and Legacy’ adlı, 2023 basımı İngilizce kitabın yazarı, Ariel Üniversitesi Profesörü Dr. Rami Kimehe’e göre, bu tarz, İsrail sinemasının gelişmesinde ‘önemli bir safha’ idi.

Bu arada Golan, Polonya’dan göç eden ebeveynlerinin oğlu olarak, Mizrahi (doğulu) Yahudileri betimleyen filmlerle her ne kadar sosyal engelleri kaldırmak istememişse de en azından onları biletlerini satın alan bir seyirci kitlesi olarak kaale alıyordu. Kimehe’e göre ‘Golan, bir iş adamı, bir tiyatrocu ve bir prodüktördü. O önemliydi. Çünkü o ilk idi.’

New York'taki Israel Film Center Müdürü Isaac Zablocki şöyle demişti:
“1973 tarihli bir piyese ve daha önceki bir filme dayanan Kazablan’ adlı bir bourekas müzikali, kesinlikle önde gelen bir prodüksiyondu, sarsıcı idi ve Golan’ın çalışmalarının doruk noktasıydı.” Golan, üç başka bourekas filmi daha yönetmişti: ‘Fortuna’, Aliza Mizrachi’ ve ‘Katz V’Carasso’… Golan’ın kendi stilinde üretmiş olduğu ve en iyi bilinen filmi ‘Sallah Shabati’ olup baş aktör Chaim Topol, yönetmen Ephraim Kishon’du. Bu film, yabancı film kategorisinde 1964 yılında İsrail’in Academy Award’da birinciliği elde etmesini sağladı.

Golan’ın diğer üç çalışması Oscar adaylıklarını kazandı: I Love You Rosa’ (1972), The House on Chelouche Street’ (1979) ve Operation Thunderbolt’ (1977). Son filmde, bir yıl öncesinde İsrail Savunma Kuvvetleri’nin Entebbe, Uganda’daki rehin alınan yolcuları kurtarması mevzu edilmişti...

Golan Hollywood’da

1979’da Golan, Hollywood’a gitti; burada kuzeni Yoram Globus ile birlikte Cannon Films adında bir stüdyo satın alarak dünyanın en büyük sahnesinde önde giden filmler üretmek üzere yola çıktı. Başlıca aktörleri arasında Robert Mitchum, Sean Connery, Rock Hudson, Katharine Hepburn, Faye Dunaway, Martin Sheen, Roger Moore, Rod Steiger, Donald Sutherland, Shelly Winters, Macmillian Sehell, Jon Voight, Walter Matthau, Alan Bates, Isabella Rossellini, Sally Field, Michael Caine, Kim Basinger, Ellen Burstyn ve genç Meryl Streep bulunmaktaydı. Sert karakterlerden Charles Bronson ve Chuck Norris birçok isim de Cannon filmlerinde yer aldılar. Sylvester Stallone ve Jean-Claude Van Damme de stüdyonun yıldızları arasındaydı. Ayrıca dünya çapında iki isim de vardı: opera şarkıcısı Placido Domingo ve bale dansçısı Mikhail Baryshnikov... Bu arada kurumla çalışan önemli yönetmenler arasında Lina Wertmuller, Robert Altman, John Frackenheimer, John Cassavetes ve Roman Polanski’nin bulunduğunu da vurgulamak gerekir.

Kızı Ruth Golan’ın gözünden

Ruth Golan, 1984’te babasının Ordeal by Innocence’ adlı filmin gösterimi için güzel ve uzun bir elbise satın aldığını anımsıyor. Bu sıradan bir gösteri değildi; Londra tiyatrosunda ve Kraliçe II. Elizabeth ve Prens Philip’in huzurunda gerçekleşmişti. Golan’ı, Kraliçe’nin yanına oturtmuşlardı. Kızının anlattığına göre, Golan’ın kol saati takmaması öğütlenmişti; bunun hükümdarın elbisesine takılma olasılığı bertaraf edilmek istenmişti.

Ruth ve iki kız kardeşi, Golan’ın setlerinin etrafında dolaşırdı. Ruth, ‘I Love You Rosa’da başrol oynamış aktris Gila Almagor ve Michal Bat-Adam ile tanıştı ve onlarla arkadaş kaldı. Ruth, daha sonra Stallone, Voight gibi babasıyla birlikte çalışan diğer Amerikalı yıldızla da tanıştı. Cannon, ciddi bir şekilde eleştiriye tabi olmayan filmler üretti – bilakis; filmlerden çoğu kârlı oldu. Stüdyo, gerçekten de bir diziler fabrikası olmuştu: Lemon Popsicle’ ve altı dizisi, ‘Death Wish’in dört dizisi, dört Ninja’ filmi, ‘Delta Force’ ve iki dizisi, ‘Emmanuelle VII’, ‘Superman IV’, ‘Missing in Action 3’, ‘Exterminator 2’, ‘Breakin 2’, ‘Missing in Action 2’ ve ‘Texas Chainsaw Massacre 2’.

Ruth Golan şöyle diyordu: “Bazen para vardı, bazen de yoktu. Bazen bir evimiz vardı; bazen de yoktu. Bu iş dengeli değildi ama bir anlamda mükemmeldi.”

Zablocki’nin ifadesiyle, Golan ucuza mal olan filmler yapıyordu; bunlara bir ara B tipi filmler adı verilirdi. Örneğin Zablocki, ‘Superman IV’ü, ‘düşük kaliteli, bir prodüksiyon’ olarak nitelendirmişti. Çünkü bir evvelki üç filme nazaran, Süpermen’in uçtuğu sahneler ‘o kadar sahte görünüyordu ki’… Lakin Golan büyük düşünüyordu; o kadar ki, Kudüs’ün batısındaki Neve Ilan’da bile bir stüdyo açtı; amacı, uluslararası yönetmenlerin İsrail’de filmler üretmesi idi. Golan’ın kendisine ait ‘The Delta Force’da, baş yıldız Norris’ti. Film stüdyoda çekilmişti ancak bunu müteakip iki dizisi burada üretilmedi. Duvdevani’nin dediğine göre ise, “Golan, İsrail’de bir Hollywood yaratmak istiyordu.”

Zablocki’nin ifadesine göre “Neve Ilan’daki uluslararası film stüdyosu fazla sürmedi ancak zamanla daha güçlü bir İsrail film endüstrisi ortaya çıktı.”

Aslında İsrail, Golan’ın yaşamında bir aşamaydı. Golan, 1990’larda ülkeye kesin dönüş yaptı ve yaşam boyu başarıları için kendisine 1999’da İsrail Ödülü verildi. Golan, 11 yıl evvel ağustos ayında vefat etti. İsrail Ulusal Kütüphanesi, Golan’ın meslek hayatını betimleyen geniş bir fotoğraf koleksiyonuna sahip bulunmaktadır.

Ruth Golan şöyle demişti: “O, şefkatli bir babaydı fakat mesleği ile de çok meşguldü. Yaptığını çok seviyordu.1

Golan’ın yaşamı

Menahem Golan (1929–2014), Tiberya’da doğdu. Ebeveynleri Polonya kökenliydi. Asıl soyadı Globus’tu; 1948’de soyadını Golan olarak değiştirdi. O yıllarda İsrail Hava Kuvvetleri’nde pilottu. İngiltere’deki tiyatro eğitiminden sonra İsrail’e dönerek, piyesler yazdı. Bu arada 1963’te prodüktör Roger Corman ile ‘The Young Racers’ filminde asistanı olarak çalıştı. Aslında ilk olarak film sahasına girmesi, genç kuzeni Yoram Globus ile aynı yıl ‘El Dorado’ filminde yaptığı ortaklıkla gerçekleşti. İki kuzen, Noah Films’i kurarak, İsrail pazarı için üretime başladılar. Golan’ın rolü prodüktörlük ve yaratıcı ortaklıktı; Globus ise finansta uzmandı. Kuzenler ünlendi, ödüller kazandılar fakat amaçları uluslararası sahada tanınmaktı.

1979’da bu ikili, başarısız bir şirket olan Cannon Group’u Dennis Friedland ve Christopher C. Dewey’den satın aldılar. Şirket onlara uluslararası şöhreti sağladı. 1987’de 35 film üreten bir stüdyo sahibi olan ikili, imparatorluklarını Avrupa’ya da yaydılar, 1983’te Sylvester Stallone ile 13 milyon dolarlık bir kontrat gerçekleştirdiler (‘Kartal’ filmi ile). 1986’da da İngiltere’deki Thorn-Emi Screen Entertainment’i satın alarak, ABC Sinema zincirine sahip oldular. Ancak paralar da suyunu çekmeye başlamıştı. Filmlerinden çoğu yeterli derecede gişe hasılatı sağlamıyordu ve bu gelişme aşamasında yüklü miktarda borçlandıklarından ötürü film maliyetleri artmıştı. Başta Warner Bros. destek olarak Cannon’un iyi filmlerinin dağıtım haklarını satın aldı, hisselerin bir kısmına da ortak oldu. Lâkin şirket 1989’da iflas ederek son buldu. Şirketi finansör Giacarlo Parretti satın aldı ve şirkete Pathé Communications adını verdi. Cannon’un isminin geçtiği son film, ‘American Cyborg Steel Warrior’ oldu.

Sonra Golan tamamen ayrılarak 21st Century Pictures’ı kurdu. Ürettiği birkaç film yaygın bir şekilde dağıtıldı. Fakat 1990’ların ortalarına doğru Golan bu şirketini de yitirdi. Daha sonra Dynamic Pictures ve Magic Entertainment gibi şirketlerle çalıştı, kuzeni Yoram ile iş yaptı fakat bu da yürümedi. Golan’ın son şirketi New Cannon Inc. idi. Burada ‘Crime and Punishment’ (2002) ve ‘Ha-Shiva MeHodu’yu üretti. Golan artık eski devirlerin debdebesini yakalayamıyordu, çok eleştiri alıyordu ve bazı filmleri gülünçtü, hatta seyredilebilir gibi değildi. Ancak gene de geçmişteki bazı filmleri; örneğin ‘Mona Lisa’ (1986), ‘Godfrey Reggio’s Powaqqatsi’ (1988) popülaritesini koruyordu2.

---

1 The National Library of Israel, Hillel Kuttler, 07.08.2024

2 https://m.imdb.com/name/nm0324875

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün