Acısı ve tatlısıyla bir yılı daha ardımızda bırakıyoruz. Yeni bir seneye girerken dünya hâlâ gürültülü, kırılgan ve yorgun. Ama sanat, tam da bu karmaşanın içinde, insana yeniden bakmayı, durmayı ve umut etmeyi hatırlatıyor. Sanat dünyası yalnızca estetik bir alan değil; bizim hayata tutunma ve anlam arayışımıza vesile olan büyülü bir arenadır.
Takvimler değişirken dünya bir gecede daha iyi bir yer olmuyor. Savaşlar, eşitsizlikler, belirsizlikler yeni yıla da bizimle birlikte giriyor. Ancak insan, yaşadıklarını ardında bırakamasa bile, olaylara başka bir gözle bakabilme ve yaşam sevincini koruyabilme ihtimalini aramaya devam ediyor. Sanat da tam bu noktada, ilham verici ve vazgeçilmez bir alan olarak karşımıza çıkarken gündelik hayatın da sert ritmini yavaşlatıyor.
SANATLA BÜTÜNLEŞMEK
Belki bu yıl daha çok okumaya, daha çok dinlemeye, daha çok izlemeye ihtiyacımız vardır. Bir romanın sayfalarında kendimizi buluruz, bir şarkının güftesinde içimize gömdüğümüz duygular konuşur, bir tablo karşısında kelimelere sığmayan bir his belirir. Bir tiyatro sahnesinde başkasının hikâyesini izlerken, kendi yaralarımızla yüzleşiriz. Bir şiirde, hiç tanımadığımız birinin cümlesi bize dokunur. Bu temas, hayatla bağımızı tazeler.
2026, sanata dair beklentileri de beraberinde getiriyor; yeni kitaplar, sergiler, filmler, sahne projeleri… Tüm bu üretimler, aynı zamanda toplumun nefes alabileceği alanların hâlâ var olduğunu hatırlatıyor. Unutmayalım ki, sanat, bize büyük vaatler sunmasa da küçük mucizeler sunar: Bir cümle, bir renk, bir melodi… Ve bazen insanın yaşam sevincini yeniden hatırlaması için, bunlar fazlasıyla yeterlidir.
Gelin şimdi hep beraber 2026’nın ilk etkinliklerine bir göz atalım.
***
Müziğin ve dostluğun aynı sahnede buluştuğu konser: HEPBARABAR!
Oyunculuk kariyerleri ile tanıdığımız iki isimle öne çıkan, Taner Ölmez'in solisti olduğu ve Serkan Keskin'in basgitarını konuşturduğu Barabar grubu, yeni projesi ‘HepBarabar’ ile 19 Ocak’ta, AKM sahnesinde! Üstelik bu kez aileye
Canan Ergüder, Gülinler, Özgür Çevik, Selen Öztürk ve Umut Kurt da katılıyor.
Bu sadece bir konser değil, bir paylaşım ve dostlarla bir kutlama, bir buluşma ve ‘biz’ olma hali... Seyirciler sanatçılarla birlikte söyleyip, birlikte hissedecek.
Sing With Brothers!
Üç yılın ardından konserlerine tekrar başlayan Biraderler, 7 Ocak’ta, Etiler Han Spaces Sahnesi'nde seyirci ile buluşacak. Sing With Brothers, dokuz kişilik canlı orkestra eşliğinde Türk ve dünya müzik tarihinin sevilen İngilizce -Türkçe şarkılarının, profesyonel tiyatrocu ve solistler tarafından bir show eşliğinde sahnelendiği muhteşem bir gösteri. Grup solistleri: Uğur Arda Aydın, Mert Yavuzcan, Anıl Altınöz ve İlham Erdoğan. Orkestra şefi: Orçun Tekelioğlu.
Fransız şarkılarında romantikler
Beyoğlu Ermeni Katolik Patrikhanesi’nin tarihi dokusunda, 23 Ocak’ta gerçekleşecek ‘Fransız Şarkılarında Romantikler’ başlıklı konserde, mezzosoprano Gülfem Kıstır ile piyanist Emrah Sayın, Ravel’den Poulenc’e, Massenet’den Bizet’e uzanan seçkin bir repertuar sunacak. İki sanatçının uyumlu birlikteliğiyle şekillenen bu özel program, Fransız müziğinin romantik renklerini mekânın büyülü atmosferine taşıyacak.
Tabula Rasa
Galeri 77, Gayane Avetissian’ın galeride gerçekleştireceği ‘Tabula Rasa’ isimli ilk solo sergisine 14 Şubat’a kadar ev sahipliği yapıyor. Tabula Rasa’da Avetissian, ‘boş levha’ kavramını bir başlangıç noktası olarak değil, paradoksal bir durum olarak ele alır. Felsefe, eğitim ve kişisel hafızadan beslenen sergi, insan zihninin ya da sanatsal ifadenin kalıtımsal, duygusal ve kültürel izlerden tamamen bağımsız olup olamayacağını sorgular. Köpekler ve kuşlar gibi yinelenen motifler; hafıza, korku, korunma ve özgürlüğün sembolik taşıyıcıları olarak öne çıkar. Çocukluk deneyimi ve Ermeni kültürel referanslarına dayanan bu figürler, kırılganlığı bir sorgulama alanına dönüştürerek bireysel olan ile kolektif olan arasında bir bağ kurar.
Boşluklar ve Hayaletler
Zilberman İstanbul, Sandra del Pilar’ın kişisel sergisi, Boşluklar ve Hayaletler’e 31 Ocak tarihine kadar ev sahipliği yapıyor. Parçalanarak susturulan, sansürlenerek yeniden inşa edilen anlatıların ve çarpıtılan tarihsel gerçekliklerin izini süren del Pilar, eserleriyle tarihin yalnızca arşivlerde değil, bastırılmış kolektif hafızada ve üzeri örtülmüş manzaralarda nasıl yer edindiğini araştırır. Sergi, müdahale ve yeniden tahayyül pratiklerini bir araya getiren spekülatif bir kavramsal haritayı beş bölüm üzerinden kurgular. Sanatçı, tarih anlatılarının üzerini örtmek yerine sessiz boşluklarında ve huzursuz hayaletlerinde kalmayı seçer. Bu boşluklar ve hayaletler, nasıl hatırladığımızı, unuttuğumuzu ve tahayyül ettiğimizi biçimlendirir.
Leyla Pekmen ve ‘İçerisi’
Leyla Pekmen’in insan ve doğa ilişkisini ölçek, temsil ve merkez kavramları üzerinden yeniden düşündüğü İçerisi isimli yeni sergisi, Büro Sarıgedik’te açıldı. Pekmen bu seride, şekilli tuvallerle modernist resim yüzeyinin katı çerçevesini bilinçli biçimde bükerek; izleyiciyi doğanın belirlediği yeni bir düzenin içerisine davet ediyor. Sergide, doğa olağanüstü boyutlara sahip: dev dalgalar, abartılı büyük çiçekler ve orantısız ağaçlar. İnsan ise küçük, geçici ve kırılgan. Bu yer değişikliği bir karamsarlık önermiyor; aksine, insan merkezli bakışın yerini doğanın ağırlığına bıraktığı farklı bir ölçekleme sunuyor. Gündelik hayat sahnelerinde insanlar sıradan hayatlarına devam ederken, doğa artık edilgen bir fon olmaktan çıkıyor; izleyen, kaydeden, tanıklık eden bir özneye dönüşüyor.
Beyaz Tavşan Kırmızı Tavşan İstanbul'da!
Kült tiyatro deneyimi ‘Beyaz Tavşan Kırmızı Tavşan’ yıldız oyuncular ile İstanbul'da! Her gösterimde farklı bir oyuncunun sahnede olacağı ve bir kez sahneleyeceği tek kişilik bir oyun bu. Oyuncu daha önce görmediği oyun metnini kapalı bir zarfın içinde izleyici ile aynı anda görüyor. Her oyuncu kendi yorumuyla yeni bir performans yaratıyor. Oyunun provası ve yönetmen yok. Proje, ocak ile şubatta Paribu Art'ta sahnelenecek ve Demet Akbağ, Uraz Kaygılaroğlu, Cem Yiğit Üzümoğlu, Burcu Biricik, Şebnem Bozoklu, Beril Pozam, Enis Arıkan, Zeynep Dinsel, Ceren Karakoç, Devrim Yakut, Onur Ünsal, Ayça Bingöl ve Şevval Sam gibi sanatçılar rol alacak.
Nassim Soleimanpour’un seyahat yasağı sırasında dünyayı gezsin diye yazdığı ‘Beyaz Tavşan Kırmızı Tavşan’, 2011’den bugüne otuzdan fazla dile çevrilmiş ve 3 binin üzerinde kez sahnelenmiş.
