“A Ğ A T A K I L A N L A R”

•Bondi´de yaşananlar, İslam´ın ne olduğuna dair bir hikâye anlatmıyor. Anlattığı şey, şiddeti dine bağlayan kolay çerçevelerin ne kadar kırılgan olduğu. Hanukah´ı hedef alan antisemitik bir saldırı, başlı başına açık ve tartışmasız bir tehdit olarak duruyor. Bu tehdidin ciddiyeti, saldırının failinin kimliğine bakılmaksızın tanınmayı hak ediyor. Ancak aynı olayda, şiddeti durduran bir müdahalenin varlığı, bu tehdidi açıklamak için başvurulan hazır anlatıları boşa düşürüyor. •Yasemin Akyol Başar – www.serbestiyet.com

İzak BARON Diğer
24 Aralık 2025 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • GAZZE’DE İSTİKRAR ARAYIŞI - MUHAMMED ALİ ACAR

Sonuç olarak Gazze’de ISF’nin kurulmasına yönelik tartışmalar, teknik bir güvenlik düzenlemesinin ötesinde, bölgedeki istikrarın nasıl tanımlanacağına dair temel bir tercihi yansıtmaktadır. Tarihsel deneyimler, istikrarın yalnızca uluslararası varlıkla değil, yetki, meşruiyet ve siyasi irade ile mümkün olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin bu süreçte yer alması, hem BM’nin sahadaki etkinliğini artırabilecek hem de Filistin meselesinde daha dengeli ve gerçekçi bir yol haritasının oluşmasına katkı sunabilecek önemli bir unsur olarak değerlendirilebilir. Bu çerçevede ISF, ancak geçmişten çıkarılan derslerle ve kapsayıcı bir anlayışla kurgulandığı takdirde, Gazze’de kalıcı istikrara yönelik anlamlı bir adım olabilecektir.

Tamamı : https://kritikbakis.com/gazzede-istikrar-arayisi/

 

  • GAZZE’DE KUVAYİ MİLLİYE’Yİ Mİ SİLAHSIZLANDIRACAĞIZ? – NAMIK TAN

Trump, Gazze konusunda ikinci aşamaya bir an önce geçmekte ısrarlı. Barış Kurulu’nda BAE, Britanya, Almanya ve İtalya’nın yer almaya gönüllü oldukları belirtiliyor. Göstermelik Barış Kurulu’nun altında faaliyet gösterecek İcra Komitesi’nde ise ahbap Witkoff ve damat Kushner ile birlikte eski İngiltere Başbakanı Blair ve BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Mladenov’un (Bulgar) bulunmasının Netanyahu tarafından da kabul gördüğü bildiriliyor.

Miami’deki toplantıdan tam olarak ne çıktığı şimdilik belirsiz. Trump belki Netanyahu’nun Katar ve Türkiye’yi Gazze’den dışlamak inadını kırmak için çaba gösterebilir. Fakat işlerin Erdoğan’ın umduğu ve Fidan’ın anlattığı gibi gitmediği ortada. Gazze’nin Kuvayı Milliyesi olarak baş tacı edilen İhvan’ın Filistin kolu HAMAS’ın Türkiye-ABD ilişkilerine de epey gölgesi vuruyor.

Tamamı :https://t24.com.tr/yazarlar/namik-tan/gazze-de-kuvayi-milliye-yi-mi-silahsizlandiracagiz,52928

 

  • KÜRESELLEŞEN İNTİFADA DEĞİL - MUSTAFA K. ERDEMOL

Henry Levy, o korkunç plaj saldırısından yola çıkarak yeryüzünde neredeyse hiçbir yerin Yahudiler için güvenli olmadığını söylüyor özetle: “Sidney'de olanlar bir kaza değil, bir işarettir. Aynı nedenlerin aynı sonuçları doğurma riski olduğu göz önüne alındığında, yarın New York, Londra, Roma, Madrid veya Paris'te de aynı şey olabilir. Aslında dünyanın herhangi bir şehrinde bu olay yaşanabilir” diyor. Haklı. Tüm bunlar, ne yazık ki olabilir. (Oldu da, şaşkın Henry Levi olmadığını sanıyor). Aklı başında hiç kimse de olacak olana onay vermez. İşte tüm bunlardan ötürü “İntifada’nın küreselleştiğini” iddia ediyor filozof.

Dünyadan haberi olmayanlar, gerçekten de adı geçen kentlerde Yahudilere yönelik saldırıların hiç yaşanmadığını, sadece “Filistinli teröristlerin” sözkonusu kentlerde Yahudileri katlettiğini sanabilir. Henry Levi, meseleyi saptırmada hayli başarılı gerçekten. O kentlerde, faili Filistinli ya da İslamcı olmayan yüzlerce saldırının gerçekleştiğini arama motorlarından bakarak bile bulabilir dileyen.

Tamamı : https://halktv.com.tr/makale/kuresellesen-intifada-degil-994518

 

  • ABD-İSRAİL İLİŞKİLERİNDE İSTİSNALAR NEREYE KADAR? - DR. OSMAN GAZİ KANDEMİR

İstisnai ilişkinin geleceğini tehdit eden en önemli faktör dışsal değil, içsel: Amerikan kamuoyundaki desteğin çöküşü. 2025 itibarıyla Amerikalıların İsrail'e duyduğu sempati yüzde 46'ya gerileyerek son 25 yılın en düşük seviyesine indi. Buna karşılık Filistinlilere duyulan sempati yüzde 33 ile rekor seviyeye ulaştı.

Daha çarpıcı olan ise, bu düşüşün demografik yapısı. Demokratların yüzde 77'si İsrail hükümetine olumsuz bakarken, Cumhuriyetçilerin yüzde 55'i olumlu görüş bildiriyor. Ancak kuşak farkı Cumhuriyetçi Parti içinde bile belirginleşiyor: 45 yaş altı Cumhuriyetçilerin yüzde 51'i İsrail'e yapılan silah yardımlarını azaltacak bir adayı desteklemeyi tercih ediyor. CBS News anketine göre ise Amerikalıların yüzde 61'i İsrail'e silah gönderilmesine karşı çıkıyor.

Tamamı :https://www.indyturk.com/node/769941/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/abd-i%CC%87srail-ili%C5%9Fkilerinde-istisnalar-nereye-kadar

 

  • İSRAİL'İN SÖYLEM İSTİSMARI: ANTİSEMİTİZM TANIMI NASIL SİYASALLAŞTIRILIYOR? - BELKIS KILIÇKAYA 

IHRA'nın belgesinin referans gösterilerek "antisemit" diye etiketlenen ve bu sebeple yerine göre yargılanan sabote edilenler sadece akademideki tezler ve araştırmacılar değil. İsrail mallarına dönük boykot çağrıları yapan BDS hareketi de "antisemit" diye etiketleniyor. Yani İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma karşı yumuşak caydırıcı sivil eylemler dahi "antisemit" olarak adlandırılıyor. Hatta zaten bazı Avrupa ülkelerinde bu tür eylemler yasak. Daha da vahimi Belçika hükümetinin, Avrupa Birliği'nde (AB) ithal ürünlere ilişkin etiketleme işlemi dahilinde Batı Şeria'dan gelen İsrail ürünlerini "İsrail'de üretilmemiş" olarak etiketleme kararı Simon Wiesenthal Enstitüsü tarafından 2015'de en ciddi üçüncü antisemitik olayı olarak tanımlandı. IHRA'nın tanımına göre bu da ekonomik bir antisemitizm eylemiydi. O kadar ki ABD ve bazı müttefiklerinin Gazze'de çoluk çocuk bebek demeden yok eden İsrail'i silahlandırmanın gerekçelerinin merkezinde de İsrail'in "Yahudi halkının" ulusu olduğu iddiası yer alıyor, yani tersi dolaylı antisemitizm. Daha dün Almanya Başbakanı Friedrich Merz bu retoriği daha da ileri götürdü ve "Eğer biz ve diğerleri İsrail Devleti’ni askeri açıdan desteklemeseydik, İsrail Devleti yok olurdu." dedi.

Tamamı :https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israilin-soylem-istismari-antisemitizm-tanimi-nasil-siyasallastiriliyor/3774551

 

  • HAMAS’I SİLAHSIZLANDIRMANIN YOLU TÜRKİYE VE KATAR’DAN MI GEÇİYOR? - JOHN HALTİWANGER – FOREİGN POLİCY

Diplomatlara göre, özellikle Katar ve Türkiye, Hamas’ı silah bırakmaya zorlama konusunda merkezi bir rol oynayabilir. ABD ve Mısır ile birlikte ateşkesin garantörleri arasında yer alan bu iki ülke, örgütle uzun süredir devam eden ilişkilere sahip.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, “Gazze’deki ateşkes Türkiye ve Hamas ile olan ilişkisi olmadan gerçekleşmezdi” ifadelerini kullandı. Dan Shapiro ise Katar ve Türkiye’nin Hamas üzerindeki özel etkisinin, Trump’ın elindeki en iyi araç olduğunu savundu. Plana göre Trump’ın, Hamas liderlerini ikna etmeleri için Ankara ve Doha üzerindeki baskıyı artırması bekleniyor.

İsrail’in Türkiye ve Katar ile olan gerilimli ilişkileri, barış sürecinin yönetimini zorlaştıran unsurlar arasında yer alıyor. İsrail, Türkiye’nin Uluslararası İstikrar Gücü’ne katkıda bulunmasını reddetmiş olsa da Trump yönetimi ve Türk hükümeti bu konuda ısrarlı davranıyor.

Büyükelçi Barrack, Türk ordusunun kapasitesine dikkat çekerek, “Türklerin bölgedeki en büyük ve en etkili kara birliklerine sahip olması ve Hamas’la diyalog halinde olmaları nedeniyle, bu durum gerilimi azaltmak için kullanılacak güç unsurlarından biri olarak faydalı olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Tamamı :https://harici.com.tr/foreign-policy-hamasi-silahsizlandirmanin-yolu-turkiye-ve-katardan-mi-geciyor/

 

  • 2026’DA İSRAİL-FİLİSTİN İÇİN İYİ VE KÖTÜ SENARYOLAR - PINAR TARCAN SOLAK

İsrail’in Katar’a saldırısı sonrası ABD’nin bölgedeki nüfuzunu korumak zorunda kaldığını belirten Taşçı, Netanyahu hükümetinin bu nedenle dengelenmeye çalışıldığını söyledi.

“Gazze’deki soykırımı çok dert ettiğinden değil, kendi uzun vadeli çıkarları için bunu yapmak zorundaydı. Çünkü iş öyle bir noktaya geldi ki; Arap liderler ABD baskısıyla İsrail’le normalleşmek istese bile toplumlar buna izin vermeyecek” dedi.

Bu çerçevede Taşçı, “Bugün Hamassız Gazze konuşuluyorsa, 2026 itibarıyla Netanyahusuz bir İsrail de konuşulmaya başlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Tamamı : https://anlatilaninotesi.com.tr/20251216/2026da-gazze-icin-iyi-ve-kotu-senaryolar-1101849795.html

 

  • İSRAİL AŞIRI SAĞININ "ÖTEKİ" KAVRAMINA İKİLİ YAKLAŞIMI - MUSTAFA MANSUR

Aşırı sağın vizyonunda, karşı taraf İsrail’e yönelik herhangi bir eylemi, “Aksa Tufanı Felaketi” olarak adlandırılan süreçte olduğu gibi, İsrail’in vereceği olası ve yıkıcı tepkiyi binlerce kez düşünerek göze almak zorunda kalmalıdır. 

Bu zihniyet, Gazze’ye karşı iki yıl süren savaş sırasında tüm dünyanın tanık olduğu soykırımı açıklıyor. 

Bu bağlamda aşırı sağ, Filistinli sivillerin varlığını reddedip, sahada yalnızca “silahlı saldırganların” bulunduğunu ileri sürerek, sivillerin hedef alınmasını meşrulaştıran bir söylem üretiyor. 

Söz konusu aşırı sağ eğilim, Netanyahu’nun sağcı hükümetinin, Dini Siyonizm Partisi (Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in partisi) ve Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi (Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in partisi) ile kurduğu ittifakta açık ve somut biçimde görülüyor. 

Aşırı sağın bu bakış açısı, yalnızca Yahudi olmayanlarla sınırlı değil, merkez ve sol görüşlü pek çok İsrailli Yahudiyi de kapsıyor. 

Eşitlik, sosyal adalet, laiklik ve genel olarak insan hakları, özellikle de işçi hakları gibi evrensel ilkeler doğrultusunda hareket eden bu kesimler dahi, sağ kanadın söyleminde “içerideki ötekiler” olarak tanımlanan gruplar arasında yer alıyor. 

Bu çerçevede söz konusu kesimler, aşırı sağa açık bir muhalefeti temsil ediyor, izlenen politikaları reddediyor ve bu politikaları devletin bütünlüğünü zedeleyebilecek, hatta uzun vadede onu yok oluşa sürükleyebilecek gerçek bir tehdit olarak görüyor. 

Tamamı :https://www.fokusplus.com/odak/israil-asiri-saginin-oteki-kavramina-ikili-yaklasimi

 

  • İSLAMCILIĞIN KOMPLO TEORİSİ – III: ANTİ-SEMİTİZMİN MODERN HALİ-1 - BİROL BAŞKAN

On dokuzuncu yüzyılda Yahudiliğe ve Yahudilere yönelik eleştiriler Yahudilerin cemaat statülerinin tanınıp tanınmaması tartışmasında da kendini gösterdi. Eleştirilerin özü şuydu: Yahudiler ayrı bir siyasal varlık olarak ortadan kalkmalı, hayatlarına diğer vatandaşlarla aynı hak ve yükümlülüklere sahip bireyler olarak devam etmeliydi. Bu mantığın en çıplak ve sert formülasyonlarından birini Bruno Bauer dile getirdi. Bauer, 1840’larda kaleme aldığı metinlerde modern bir devletin, herhangi bir dinî topluluğu ayrı bir kolektif kimlik olarak tanıyamayacağını savundu. Ona göre mesele, “Hıristiyan devletin Yahudilere tahammül edip edememesi” değildi; devlet Hıristiyan karakterinden vazgeçerken, Yahudiler de Yahudi kimliğinden vazgeçmeliydi. Ancak böyle yaparak Yahudiler eşit yurttaşlar olabilirdi. Yahudi cemaatinin tarihsel ayrıcalıklarının, kendi mahkemeleri ve dinî hukukunun, “ulus içinde ulus” konumunun modern devlette yeri olamazdı. Bauer aslında Aydınlanma eleştirilerinde zaten dolaşımda olan bir ilkeyi radikalleştirmiş oldu: Eşit yurttaşlık, ancak Yahudi kimliğinin kamusal alandan bütünüyle çekilmesi ile mümkündü.

Tamamı : https://daktilo1984.com/daktilo2/islamciligin-komplo-teorisi-iii-anti-semitizmin-modern-hali-1/

 

  • KÜMESTEKİ TİLKİ: HRİSTİYAN-SİYONİST, SİYONİST CASUS-1 - ABDULLAH MİROĞLU

Trump’a ne yapması gerektiğini söylemeye cüret eden eski casus Pollard, Trump’ın damadı Jared Kushner’i ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’u da çok ağır şekilde suçluyordu. Witkoff ve Kushner için ‘ABD’nin değil, Suudi Arabistan ve Katar’ın temsilcileri’ diyen Pollard bu isimlerin İsrail’in Gazze’deki operasyonunu zayıflatmaya çalıştıklarını söylüyordu. Diğer yandan eski casus Pollard, Trump içinse “Suudi altınları için bizi resmen satmış bir deli” diyecek kadar ileri gidiyordu.

Tamamı : https://kritikbakis.com/kumesteki-tilki-hiristiyan-siyonist-siyonist-casus-1/

 

  • Adelina Sfishta@AdelinaSfishta

Burası İsrail Kiryat Gat..

Gazze işlerini koordine edecek Sivil Asker Koordinasyon Merkezi..

Heyecan bitti.. Yapacak iş çıkmıyor..

Zira, Trump'ın Gazze Planı'nın 2. Etap'ı, "BM Güvenlik Konseyinde yasallık kazansa da", belirsizlikler hakim ve Trump planı ilerletemiyor.

HAMAS silah bırakmamakta direniyor.

Gazze İstikrar Gücü oluşturulamıyor.

https://x.com/AdelinaSfishta/status/2001721112594727101

 

  • GAZZE'DE ATEŞKES ANLAŞMASININ İKİNCİ AŞAMASINA NEDEN GEÇİLEMİYOR? - MUHANNAD TUTUNJİ

İsrailli polis memuru Gvili, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırıları sırasında esir alınmıştı. Hamas, Gazze'deki enkazda yapılan aramalarda şimdiye kadar kendisinden hiçbir iz bulunamadığını söylüyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ateşkes anlaşmasında bir sonraki aşamaya geçebilmek için Hamas'ın hayatta olan ve olmayan tüm rehineleri iade etmesi gerektiğinde ısrarlı.

Gvili'nin anne babası Talik ve Itzik'e geçen yıl oğullarının hayatta olmadığı söylenmişti.

İtzik Gvili (sağda), Hamas'ı oğlunu saklamaya çalışmakla suçluyor.

BBC'ye konuşan Ran Gvili'nin annesi Talik, "Çocuğumuzu çaldılar, onu kaçırdılar" dedi.

Gvili'nin annesi İtzik ise şu yorumu yaptı:

"Nerede olduğunu biliyorlar. Sadece onu saklamaya veya tutmaya çalışıyorlar. Bizimle oynuyorlar."

Hamas'ın diğer tüm rehineleri iade ettikten sonra, oğullarını gelecekteki müzakerelerde pazarlık kozu olarak tutmak istediğine inanıyorlar.

Buna karşılık bir Hamas yetkilisi BBC'ye, bu iddiaların doğru olmadığını ve İsrail'in anlaşmayı uygulamaktan kaçınmaya çalıştığını söyledi.

Ancak İsrail gazeteleri Haaretz ve The Times of Israel'e göre, ABD yönetiminin yine de ikinci aşamaya doğru ilerlemesi bekleniyor.

Eski İsrailli müzakereci Gershon Baskin, 2011'de İsrailli asker Gilad Şalit'in serbest bırakıldığı anlaşmaya varılmasında rol oynamıştı.

BBC Arapça'ya konuşan Baskin, İsrail'in Gazze anlaşmasında ikinci aşamaya geçişi ertelemek için "çok fazla seçeneği olmadığını" söyledi.

Baskin, Trump'ın "zaten net bir karar verdiğini" ve Netanyahu'ya "gecikmeye yer olmadığını" bildireceğini savundu.

Daha önce İsrail ve Hamas arasındaki gayri resmi temaslarda da önemli rol oynayan Baskin, rehinenin cesedinin Gazze'de kalmasının, ikinci aşamanın başlangıcını geciktirmek için "yeterli bir neden olmadığını" da sözlerine ekledi.

https://www.bbc.com/turkce/articles/cwyg4lvg7x3o

 

  • HANUKA BAYRAMI’NI KUTLAYAN ALTAY’I İKTİDAR DESTEKÇİ İSİMLER LİNÇ ETTİ: ERDOĞAN DA HANUKA MESAJI YAYINLADI

İzmir’in köklü kulübü Altay Spor Kulübü’nün Espor Şubesi’nin X hesabından Musevilerin Hanuka Bayramı’nı kutlayan bir mesaj paylaşıldı.

Kulüp’ten paylaşılan mesaja bazı sosyal medya kullanıcıları tepki gösterdi.

https://serbestiyet.com/featured/hanuka-bayramini-kutlayan-altayi-iktidar-destekci-isimler-linc-etti-erdogan-da-hanuka-mesaji-yayinladi-226366/

 

  • SERKAN YILDIZ@serkan80yildiz 13 Ara

Hollywood size yalan söyledi. James Bond bir "ajan" değil, devlet bütçesiyle çalışan alkolik bir seri katildir. Gerçek dünyada, bir istihbaratçı silahını ateşlemek zorunda kaldıysa, plan çoktan batmış demektir.

Sessizlik, gürültüden daha ölümcüldür.

🔴Mossad tarihine bakın. Meir Dagan dönemi (2002-2011) tam bir aksiyon filmiydi: Şam'da havaya uçan araçlar, Dubai otel odalarında boğulan hedefler... Kinetik, gürültülü ve diplomatik açıdan pahalı. Sonra sahneye "Mimar" kod adlı Tamir Pardo çıktı ve frekansı tamamen değiştirdi.

ℹ️Pardo'nun doktrini basitti: "Düşmanı öldürme, onu işlevsiz hale getir." İran Nükleer Programı'nı durdurmak için bilim adamlarını sokak ortasında vurmak (yüksek risk), Pardo için amatörlüktü. O, santrifüjlerin dönüş hızını manipüle eden Stuxnet varyantlarını (Olympic Games) tercih etti.

Hayat dersi şudur: Ofiste rakibinizle kavga etmeyin. Sistemin akışını öyle bir değiştirin ki, rakibiniz hatayı kendinde arasın. Bir şeyi patlatırsanız, düşman onu daha sağlam inşa eder. Ama sistemin "mantığını" bozarsanız, düşman kendi aklından şüphe etmeye başlar.

Peki, bu görünmezlik pelerini nasıl giyilir? Cevap, Pardo'nun geçmişinde saklı.

Başlıyoruz👇

İstihbaratçılıkta "Gri Adam" olmak, kamuflaj giymek değildir. Gri adam, asansörde yan yana durduğunuz, selam verdiğiniz ama kattan indiğiniz an hafızanızdan tamamen silinen o silik tiptir.

Tamir Pardo, bu tanımın vücut bulmuş haliydi.

🔴Sefarad ve Balkan kökenli bir aileden geliyordu. İsrail elitindeki o sert Aşkenaz dominasyonu içinde, ona doğal bir "Düşük Profil" sağlıyordu bu durum. Bürokrasinin içinde o kadar sessiz yükseldi ki, rakipleri onu fark ettiğinde artık çok geçti.

ℹ️1976 Entebbe Operasyonu'nu düşünün. Herkes sahada ölen kahraman Yoni Netanyahu'yu konuşur. Ama o kaosun ortasında, Netanyahu'nun hemen yanı başında, telsizden gelen karmaşık veri akışını yöneten o soğukkanlı muhabere subayı kimdi? Tamir Pardo.

Saldırı timi adrenalin yüzünden "Tünel Vizyonu"na girerken, o büyük resmi yönetiyordu.

Buradan çıkaracağınız ders net: Kriz anlarında herkes bağırıp çağırırken, köşede durup veriyi analiz eden kişi olun. Masadaki en güçlü kişi, en yüksek sesle konuşan değil, ne zaman susacağını bilen kişidir.

Pardo'nun bu sessizliği, düşmanın en büyük kalesini nasıl yıktı? Duvarlarına tırmanarak değil...

Tamamı :https://x.com/serkan80yildiz/status/1999779480315822372

 

  • AVUSTRALYA'DA YAHUDİ BAYRAMI KANA BULANDI - HASAN SERVET ÖKTEM

7 Ekim 2023 saldırısı meşruiyeti şaibeli Hamas tarafından gerçekleştirilirken Netanyahu yönetimindeki aşırı milliyetçi İsrail hükümetinin bu terör saldırısına 10 kat daha şiddetle cevap vereceği bilinmiyor olabilir mi? Bugüne kadar kendisine yönelik tüm saldırılara kat kat misliyle karşılık veren İsrail, beklenildiği üzere, 1200 vatandaşını kaybettiği ve 200 rehine verdiği Hamas saldırısının ardından, tüm Gazze'nin üzerinden adeta buldozerle geçti, Filistinlilere tarihlerinin en acı günlerini yaşattı. Yaşatmaya da devam ediyor. İsrail’in kendini savunma hakkı tabiatıyla tartışılamaz. Ama yapılan savunma hakkının ötesine geçmiş ve soykırıma (Lahey Adalet Divanı’nda görülen davanın sonucunu beklemek gerekir) dönüşmüştür. İsrail nasıl Lübnan’da ve İran’da belirlediği nokta hedefleri vurarak rakiplerini çökertti ise aynı taktiği Gazze'de de uygulayarak sadece Hamas mensuplarını ortadan kaldırabilir idi. Bunu yapmadı, toplu temizliğe girişti ve dünyanın nefret edilen ülkesine dönüştü. Bu etnik temizlik politikasının bedeli var, faturası var. İlk fatura Bondi Beach’te kesildi, arkasının geleceği aşikâr.

Ankara'nın da Hamas ile yakın ilişkiler nedeniyle hem batı nezdinde hem de İslam dünyasında (Katar ve İran dışında) puan kaybettiğini izliyoruz. 2006 yılında Ankara'ya ziyaret gerçekleştiren Hamas’ın daha sonraki yıllarda meşruiyetini yitirdiğini, iyice teröre bulaştığını, Mısır ve Körfez ülkelerinde rejim değişikliği yönündeki çabalara müdahil olduğunu biliyoruz. Doğrusu Filistin’e yakın Hamas’a uzak durmaktır diye özetleyebiliriz (Küba'daki görevimin ilk günlerinde -2012 haziran- bir araya geldiğim Filistin büyükelçisinin bana ilk suali “siz niye Hamas'ı destekliyorsunuz ?” olmuştu, ne cevap vereceğimi bilememiştim). Hamas liderinin Tahran’da öldürülmesinin ardından hem Türkiye’de hem yurtdışındaki temsilciliklerimizde (mesela Brüksel NATO karargahında) bayrakları yarıya indirmemiz dostlarımızın sayısını hiç de arttırmamıştır (Dışişleri bu karara nasıl karşı gelmedi hala merak ederim).

Tamamı : https://t24.com.tr/yazarlar/hasan-servet-oktem/avustralyada-yahudi-bayrami-kana-bulandi,52894

 

  • Sidney saldırısının ardından: Neler değişmeli?

Tamamı : https://www.eurotopics.net/tr/350112/sidney-saldirisinin-ardindan-neler-degismeli#

 

  • HANUKAH, ŞİDDET VE ÇÖKEN BİR ANLATI: SYDNEY’DE FAİL DE MÜSLÜMAN, KAHRAMAN DA… - YASEMİN AKYOL BAŞAR/MELBOURNE

Bondi’de yaşananlar, İslam’ın ne olduğuna dair bir hikâye anlatmıyor. Anlattığı şey, şiddeti dine bağlayan kolay çerçevelerin ne kadar kırılgan olduğu. Hanukah’ı hedef alan antisemitik bir saldırı, başlı başına açık ve tartışmasız bir tehdit olarak duruyor. Bu tehdidin ciddiyeti, saldırının failinin kimliğine bakılmaksızın tanınmayı hak ediyor. Ancak aynı olayda, şiddeti durduran bir müdahalenin varlığı, bu tehdidi açıklamak için başvurulan hazır anlatıları boşa düşürüyor.

Bondi’de silahı alan adam, bir karşı-örnek olarak değil, bir ayna olarak duruyor. Bu ayna, neyi hızlıca anladığımızı, neyi anlamlandırma ihtiyacıyla karşıladığımızı ve hangi sahnelerde huzursuz olduğumuzu gösteriyor. Kahramanlık burada bir kapanış sunmuyor; anlatıyı açık bırakıyor. Çünkü sahne, tek bir kimlik üzerinden tutarlı bir hikâye üretmeye izin vermiyor.

Kolay anlatılar belirsizlikle baş etmenin pratik yollarını sunar. Dünyayı düzenler, korkuyu tanımlar, sorumluluğu sınırlar. Zor gerçekler ise bu düzeni bozar. Bondi’deki görüntü, tam da bunu yapıyor: Şiddeti açıklamak için seçtiğimiz kalıpları ve onlara neden ihtiyaç duyduğumuzu görünür kılıyor.

Tamamı : https://serbestiyet.com/featured/hanukah-siddet-ve-coken-bir-anlati-sydneyde-fail-de-musluman-kahraman-da-226213/

 

  • DİASPORAYI KURŞUNLAYANLARIN AMACI YAHUDİLERİ KORKUTMAK İSE… - RALF ARDİTTİ

Avustralya, Yahudiler için, özellikle Güney Afrika’dan kaçanlar açısından dünyanın en emin, Avrupa antisemitizminden en uzak diyar değil artık. İsrail’e yönelik göç hız kazanacaktır. Ölme riski daha düşük veya yüksek olduğu için değil, tehditlere karşı savunma içgüdüsü çok daha etkin bir yer olduğu için. Orada yaşamanın ulusal bir anlamı olduğu için.

Antisemit ve anti-İsrail nümayişler devam edecektir fakat Avustralya katliamından sonra Batılı hükümetler polisiye tedbirlerini artıracaklar, sahne gerisinde kimlerin yönlendirdiğini araştırmaya daha fazla kaynak ayıracaklar.  En önemlisi Mossad’ın ilettiği uyarıları can kulağı ile dinleyecekler, hatta yer yer İsrail’den güvenlik desteği isteyecekler. En azından bir olay durumunda sorumluluğun paylaşılması açısından.

Tamamı :https://www.turkisrael.org.il/single-post/diasporay%C4%B1-kur%C5%9Funlayanlar%C4%B1n-amac%C4%B1-yahudileri-korkutmak-i-se

 

  • Adelina Sfishta@AdelinaSfishta

Rusya; İsrail-Kudüs'te "Rusya Evi" açtı..

Rusça bilen geniş Yahudi kitlesini, İsrail seçimlerinde etkileme gayretinin bir parçası olacağı değerlendirilen merkez, "seçimlere müdahale rus klasiği" uzantısı olarak görülüyor.

Zaten bir kültür merkezi olan Rusya'nın 2. Merkezi açması dikkat çekici.

Ancak; 7 ekim HAMAS saldırısı sonrası Rusya'nın HAMAS'a destek vermesi, Rusya'nın Rusça konuşan Yahudiler üzerindeki etkisini oldukça azalttı.

https://x.com/AdelinaSfishta/status/2002276356747387061

 

  • Tel Aviv Üniversitesi, Fransız Yahudi topluluğunun sembolik figürü ve müzik ikonu Enrico Macias'a, İsrail Devleti'ne olan sarsılmaz desteği ve sanat ve barışa yaptığı katkılar nedeniyle fahri doktora unvanı verdi.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün