Çocuk doktoru rehberliğinde ilk yıllar

Bir bebeğin dünyaya gelişi, aile için hem büyüleyici hem de soru işaretleriyle dolu bir dönem başlatır. Bu süreçte güvenilir bir pediatrın rehberliği çok değerlidir. Çocuk sağlığı alanında çalışan Dr. Endi Romano ile mesleğini, bebeklik dönemindeki kritik noktaları, ailelerin en merak ettiklerini ve ilk yılların hassas dengesini konuştuk.

Etel KAZADO TEMURCAN Söyleşi
17 Aralık 2025 Çarşamba

Çocuk doktoru olmayı neden seçtiniz? Sizi bu alana çeken şey neydi?

Doktor olma isteğim çok küçük yaşlarda başladı. Gittiğim her doktoru hayranlıkla izler ve sağlık alanına ilgim giderek artardı. İnsan vücudunu öğrenme merakım ve bir insanın hayatına dokunabilme fikri beni bu mesleğe yöneltti. Ailem zaman zaman farklı mesleklere yönlendirmeye çalışsa da hekimlikten hiç vazgeçmedim. Geriye dönüp baktığımda, “iyi ki de vazgeçmemişim” diyorum.

Uzmanlık seçimi ise tıp fakültesi eğitimimde şekillendi. Başlarda cerrahi branşlara ilgim vardı ama staj dönemlerinde pediatri beni çok etkiledi. Çocukların dünyası çok gerçek. Bir çocuğun sağlığına dokunmak, bir ailenin hayatını değiştirmek anlamına geliyor. Bu sorumluluk büyük ama çok kıymetli. Pediatriyi seçmemin nedeni çocukların enerjisi, masumiyeti ve onlara gerçekten yardımcı olabilme hissiydi.

Bir çocukla ilk karşılaşmanızda nasıl bir iletişim kurarsınız?

Kurduğum iletişim çocuğun yaşıyla değişir ama değişmeyen bir şey var. Önce ebeveyni, hemen ardından mutlaka çocuğu selamlarım. Göz teması kurar, kendimi tanıtırım. Yaşına uygun sorular sorarak veya sevdiği şeylerden bahsettirerek iletişimi yumuşatırım.

Muayeneye başlamadan önce anlayabileceği şekilde adım adım anlatırım. Küçük bebeklerde ya da korkan çocuklarda yapacaklarımı önce anne-babada göstermek ya da getirdiği oyuncağı ‘muayene etmek’ çok işe yarıyor. Oyuncağı yoksa odadaki oyuncaklardan kullanırım. Çocuğun sakin olması muayenenin kalitesini artırıyor. Temel amacım çocuğun güvenini kazanmak.

Ebeveynlerle ilişkide en çok neye önem verirsiniz?

En önemlisi karşılıklı güven ve açık iletişim. Aileler doğal olarak kaygılı olabiliyor, bu nedenle onları dikkatle dinlerim ve hiçbir soruyu küçümsemem.

Mesajlaşmanın yaygın olduğu dönemde yanlış anlaşılmalar çok oluyor. Acil olmayan konularda bile mümkünse sesli konuşmayı tercih ediyorum çünkü sorunu anlamak ve doğru yönlendirmek daha kolay oluyor.

Mesleğe başladığınızdan beri çocuk sağlığında en çok ne değişti?

2009’da uzmanlık eğitimime başladım. O günden bu yana en büyük değişim, ebeveynlerin bilgiye erişim hızının artmasıyla sağlık algısının tamamen dönüşmesi. İnternet ve sosyal medya çok fazla bilgi sunuyor ama çoğu eksik ya da yanıltıcı olabiliyor. Bu nedenle hekimlik artık sadece tedavi değil, doğru bilgiye yönlendirme ve kaygı yönetimi gerektiriyor.

Bir diğer önemli değişim ise beslenme alışkanlıkları, ekran maruziyeti, yaşam tarzı ve artan alerjik sorunlar. Çocuk sağlığının bugün çok daha geniş bir perspektiften ele alınmasını gerektiğini düşünüyorum. Sadece tedavi eden değil, aynı zamanda yaşam tarzını düzenleyen, koruyucu hekimliği ön plana çıkaran bir yaklaşım artık çok daha önemli. Kısacası, bilgi erişiminin hızlanması, yaşam tarzının değişmesi ve ebeveyn beklentilerinin dönüşmesi mesleğe başladığım günden bu yana çocuk sağlığında gözlemlediğim en büyük değişimler.

Sizin için iyi hekimlik ne demektir?

Zor bir soru! Hep düşünmüşümdür hekimliğin aslında zanaat mı yoksa sanat mı olduğunu; çünkü bu meslek hem bilgi ve deneyimle şekillenen bir ustalık, hem de insana dokunmayı gerektiren bir duygu ve sezgi işidir. Benim için iyi hekimlik, sadece doğru tanı koymak ya da tedavi düzenlemek değildir. Bir çocuğu değerlendirirken onu bir bütün olarak görmek ailesinin kaygılarına ve ihtiyaçlarına da kulak verebilmektir. En önemlisi çocuğun sağlığını kendi çocuğummuş gibi önemsemek benim için bu mesleğin en değerli kısmı. Kısacası, iyi hekimlik; bilgi, etik yaklaşım, empati ve insan sevgisinin harmanlanmasıdır benim için.

0–3 yaş döneminde çocuk doktorunun temel görevi nedir?

0-3 yaş, gelişimin en hızlı ve hassas olduğu dönem. Beyin gelişiminin yaklaşık yüzde 80’i bu yıllarda tamamlanıyor. Bu yüzden beslenme, uyku, iletişim, çevresel uyaranlar ve bakım verenle ilişki çok önemli.

Doktorun görevi, büyüme-gelişmeyi izlemek, riskli durumları belirlemek, taramaları yapmak, aşılama planlamak, anne sütünü desteklemek, aileyi bilinçlendirmek ve sorunlara erken müdahale etmektir. Düzenli kontroller gecikmeleri ve beslenme hatalarını erken fark etmemizi sağlar.

‘Sağlam çocuk izlemi’ ne anlama gelir?

Herhangi bir sağlık sorunu yokken bile düzenli kontrol yapılmasıdır. Büyüme ölçümleri, gelişim basamakları, aşılar, beslenme ve uyku danışmanlığı bu izlemin temel parçalarıdır.

Doğumdan sonraki ilk günler, 1. ay-1 yaş arası her ay, 1-2 yaş arası üç ayda bir, 2-4 yaş arası altı ayda bir, 4 yaş sonrası yılda bir izlem önerilir. Aile için sağlam çocuk izlemi; güvenli rehberlik, doğru bilgi ve kaygıların azalması anlamına gelir.

0-3 yaşta yapılan taramalar neden önemlidir?

Burada özellikle altını çizmek istediğim ve toplumda sık duyduğunuz, hatta son dönemlerde bazı itirazlarla karşılaşılan bir konu var: Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen ‘yenidoğan taramaları’. Gerçekten altın değerinde olan bu taramaların hem içeriğinden hem de neden vazgeçilmez olduğundan bahsetmek istiyorum. Yenidoğan Tarama Programı; toplumda sık görülen, erken dönemde belirtisiz olan, tedavi edilmediği zaman kalıcı hasar bırakan ve erken tanı ve tedavi ile hasarların önlenebildiği hastalıklar yönünden; ucuz, güvenilir ve uygulanabilir yöntemlerle tüm yenidoğanların taranmasını hedefler. Doğumdan sonra bebek ilk beslenmesini yaptıktan 48 saat sonra aldığımız ve halk arasında ‘topuk kanı testi’ olarak bilinen taramada ülkemizde şu anda altı hastalık taranmakta. Fenilketonüri, konjenital hipotiroidi, biyotidinaz eksikliği, kistik fibrozis, konjenital adrenal hiperplazi ve SMA.

Ek olarak işitme taraması, kırmızı refle testi (göz), kalça ultrasonu gibi değerlendirmeler de hayati önem taşır.

Aşı takvimi neden bu yaş döneminde yoğundur?

Öncelikle aşıların önemini vurgulamak istiyorum. Çocuklarda aşı uygulamasının en önemli amacı çocukları ciddi yan etkileri ve ölüm riski olan hastalıklara karşı korumaktır. Bir diğer önemli nokta ise yaygın aşılama ile toplum düzeyinde bağışıklık sağlanır. Bu şekilde bulaşıcı hastalık salgınları önlenebilir. Bebeklerin bağışıklık sistemi henüz olgun değildir ve ilk yıllarda hastalıklar çok ağır seyredebilir. Aşılarla bağışıklık sistemi eğitilir, hastalıklar tanıtılır ve hafıza oluşturulur. Erken dönemde yapılan aşılar hem o anı hem ileriki yaşamı korur.

Bebek beslenmesinde çocuk doktorunun rolü nedir?

Thomas Edison’ın çok değerli bir sözüyle başlamak istiyorum: “Geleceğin doktorları, insan bedenini ilaçla tedavi etmek yerine hastalıkları beslenme ile önleyecek ve tedavi edeceklerdir.” Bu söz günümüz pediatri yaklaşımını çok güzel özetliyor. Bebek beslenmesi pediatrinin temel konularındandır. Anne sütü ilk tercihtir. Emzirmenin desteklenmesi, kilo-boy-baş çevresi takibi ve ek gıda zamanlaması çocuk doktorunun sorumluluğundadır.

Bu yaşta en sık karşılaşılan sorunlar nelerdir?

0-3 yaş dönemine baktığımızda, karşılaştığımız sorunların sıklığı yaşa göre önemli ölçüde değişkenlik gösteriyor. İlk aylarda en sık emzirme sorunlarıyla ilgileniyoruz. Ardından ek gıdaya geçişle birlikte zaman zaman beslenme güçlükleri karşımıza çıkıyor. Yürümenin başlamasıyla birlikte ise en sık karşılaştığımız durumlar kazalar oluyor. Bunu sadece fiziksel travmalar olarak düşünmeyin. Merak duygusu artan ve her yere ulaşabilmeye başlayan çocuklarda özellikle temizlik malzemeleri ve ilaçlarla yaşanan zehirlenmeler ya da demir para, oyuncak parçası yutma gibi kazalara oldukça sık rastlıyoruz. İki yaş itibariyle oyun grupları ve kreşlerin hayatımıza girmesiyle de henüz tam olgunlaşmamış bağışıklık sistemi nedeniyle sık enfeksiyonlar görmeye başlıyoruz. Bu süreçte hem koruyucu hekimlik hem de erken tanı-tedavi yaklaşımı çok büyük önem taşıyor.

Ailelerin en çok gözden kaçırdığı kritik konular nelerdir?

Çocuk büyüdükçe rutin kontrollerin aksatılması yani sağlam çocuk izleminde aksama en sık gördüğümüz hata. Bir diğeri de ev içi güvenlik. Hareketlilik arttıkça kaza ve zehirlenmeler çok sık karşımıza çıkıyor.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün