David Szalay ve 2025 Booker Ödülü: Edebiyatın zirvesindeki başarı

2025, Macar yazarların edebiyat ödüllerine damga vurduğu bir yıl oldu. László Krasznahorkai´den sonra, Yahudi asıllı Macar-İngiliz yazar David Szalay, ´Flesh´ adlı eseriyle her yıl İngilizce yazılmış en etkileyici romana verilen prestijli 2025 Booker Ödülü´ne layık görüldü.

Tuna SAYLAĞ Sanat
17 Aralık 2025 Çarşamba

‘Flesh’ ile Gelen Ödül

Booker, İngilizce edebiyatın uluslararası alandaki en saygın ödüllerinden biri olarak kabul ediliyor. Her yıl İngilizce kaleme alınmış en etkileyici kurgu esere verilen bu ödül, yazarların kariyerlerinde önemli bir dönüm noktası olabiliyor.

10 Kasım’da, Londra’daki Old Billingsgate’de düzenlenen törenle bu yılın büyük ödülü, çağdaş Avrupa edebiyatının en kendine özgü yazarlarından biri olarak kabul edilen David Szalay’ın altıncı romanı Flesh’e verildi. Flesh (Et), jüri tarafından 153 eser arasından seçildi ve romanın ödülü kazanması, birçok eleştirmen tarafından günümüz edebiyatının biçimsel ve tematik risk alabilme kapasitesine dair bir işaret olarak yorumlandı. Roman, sıradan bir başarı anlatısının ötesine geçen, modern insanın yaşam deneyimini yoğun bir edebi görüşle tartışan bir eser. Jüri Başkanı Roddy Doyl kitabı, “Hayat üzerine, yaşamın tuhaflığı üzerine… daha önce hiç böyle bir şey okumamıştık” sözleriyle özetledi ve romanın yalın ama etkileyici dilini öne çıkardı. Szalay, bu başarıyla hem jüri üyelerinden övgüler aldı hem de edebiyat dünyasında çağdaş anlatının sınırlarını zorlayan bir ses olarak öne çıktı.

István’ın Yaşam Yolculuğu

Flesh, Irak'ta askerlik yaptıktan sonra İngiltere'de hayatını kuran genç bir Macar eski mahkûmun inişli çıkışlı kaderini konu alıyor. Çocukluğunu Macaristan’daki bir konut sitesinde geçiren ve hayatın farklı evrelerinde Londra’daki ultra zengin çevrelere uzanan bir adamın öyküsünü anlatan eser, aynı zamanda hayatta olma sanatına ve birlikte gelen tüm acılara değiniyor. 1980’lerden günümüze uzanan bir zaman aralığında, István’ın yaşam yolculuğunu anlatan kitap, işçi sınıfından gelen kahramanın ergenlik döneminde yaşadığı travmatik deneyimlerin gölgesinde göç, erkeklik, sınıf farklılıkları, cinsellik ve iktidar gibi hayati temalar etrafında şekilleniyor. Başkarakterin duygusal kopukluğu, olay örgüsünün usta işi akışıyla destekleniyor. Kitap, sade ama güçlü diliyle modern yaşamın karmaşıklıklarına ışık tutuyor.

Kökler ve Özel Yaşam

David Szalay, 1974’te Kanada’nın Montréal kentinde Yahudi bir ailede dünyaya geldi. Annesi Kanadalı, babası ise Macar kökenlidir. Aile, David çocukken Lübnan’a taşındı ancak iç savaş başladığında Londra’ya göç etmek zorunda kaldı. Bu çok kültürlü ve göç deneyimiyle harmanlanmış aile geçmişi, Szalay’ın sanatsal bakışını derinden etkiledi.

İngiltere’de Sussex House School’da okuyan Szalay, Oxford Üniversitesi’nde İngilizce eğitimi aldı. Mezuniyetinin ardından Londra’da finans sektöründe reklam satış yöneticisi olarak çalıştı, ardından Brüksel ve Macaristan’ın Pécs kentinde yaşadı. Yazarlık kariyerine odaklanmak için farklı şehirlerde yaşamak, eserlerine zengin bir kültürel perspektif kazandırdı. Birçok çalışması yirmiden fazla dile çevrildi ve uluslararası alanda takdir gördü. Bugün ise yazar,  eşiyle birlikte Viyana’da yaşıyor ve özel yaşamını mümkün olduğunca gözlerden uzak tutmaya çalışıyor.

Szalay’ın Dünya Edebiyatındaki Yeri

Yazar, edebiyat dünyasında ‘modern insan deneyimini ustalıkla anlatan ses’ olarak tanımlanıyor. Szalay, sadece roman değil, BBC için radyo oyunları da yazdı. İlk romanı London and the South-East ile ‘Betty Trask Ödülü’ ve ‘Geoffrey Faber Anma Ödülü’nü kazandı ve edebiyat çevrelerinde hemen dikkat çekti. ‘All That Man Is’ adlı eseri 2016 Booker Ödülü kısa listesine girdi ve Gordon Burn Ödülü’nü kazandı; bu eserle yazar, eleştirel başarıyı erkenden yakalamış oldu. Szalay’ın eserleri birçok dile çevrildi ve kendisi 2013’te Granta’nın En İyi Genç Britanyalı Roman Yazarları’ listesine seçildi. Bu nitelikler onu sadece ulusal bir yazar değil, küresel bir edebiyat figürü hâline geldiğini de ortaya koydu.

Her sabah saat altıda, masasındaki bilgisayarda, bir fincan kahve ve sessizlik eşliğinde yazmaya koyulmayı alışkanlık edinen David Szalay, “Yazar olma arzusu özünde taklit etme, başkalarının yazılarının sizde yarattığı etkiyi yeniden yaratma arzusudur. Bu anlamda tüm kurgu eserler hayran kurgusudur” diyor.

Not: Flesh romanı 2026 yılında İthaki Yayınları tarafından Türkçe olarak yayımlanacak.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün