Göztepe Kültür Derneği'nde renk, koku ve ritmin buluştuğu bir hafta

Göztepe Kültür Derneği son günlerde öyle bir hareketlendi ki; neredeyse kapısından içeri adım atan herkes, şehrin karmaşasından sıyrılıp bambaşka bir dünyaya geçiş yaptı. Bir yanda tarladan fincana uzanan bir kahve yolculuğu, diğer yanda kalabalık bir Şabat sofrasının sıcaklığı ve gençlerin ritimle birleştiği coşkulu bir folklor gecesi…

Dernek, geçtiğimiz hafta kültürün, birliğin ve paylaşmanın ne kadar yaşamsal olduğunu bir kez daha hatırlatan dopdolu bir programla misafirlerini karşıladı.

Tarladan Fincana: Kahvenin Yolculuğu GKD’de

Haftanın belki de en merakla beklenen buluşması, Coffee Department’ın kurucusu Metin Benbasat’ın konuk olduğu kahve söyleşisiydi.

Benbasat sadece kahveden söz etmedi; bir kültürden, bir tutkunun insanda bıraktığı izden, kokunun hafızamızda sakladığı hatıralardan da bahsetti.

Katılımcılar, kahve çekirdeğinin tarlada başlayan hikâyesinin kavurma sürecinde nasıl karakter kazandığını, doğru çekim tekniklerinin neden bu kadar önemli olduğunu, bir fincan kahvenin ‘iyi’ oluşunu belirleyen detayların ne kadar incelikli olduğunu onun anlatımıyla keşfetti.

Sohbet ilerledikçe salonun havası kahvenin aromasıyla daha da zenginleşti. Dünya kahvelerinin tadıldığı bölümde, herkesin yüzünde aynı keşif heyecanı vardı. Her yudumda başka bir coğrafyaya gidildi…

Şabat Sofrasında Birlik ve Huzur

Cuma akşamı dernek binasına adım atan herkesin karşılaştığı ilk şey, sıcak bir gülümseme ve mis gibi kokan bir Şabat sofrasıydı.

Her yaştan insanın bir araya geldiği bu akşamda masanın etrafına dizilen sandalyeler doldurulmakla kalmadı; aradaki mesafeler, farklılıklar, telaşlar da sanki bir süreliğine ortadan kalktı.

Aileler, gençler, dernek üyeleri… Hep birlikte söylenen şarkılar, edilen samimi sohbetler ve masada paylaşılan her lokma, bu geleneğin neden bu kadar kıymetli olduğunu yeniden gösterdi.

Haftanın tüm koşuşturmasını bir kenara bıraktıran o huzur, Şabat’ın en güzel hediyesiydi.

TEF Night: Gençlerle Yükselen Ritim

Cumartesi akşamı GKD’nin salonunda bambaşka bir enerji vardı. İnsan sesi yerini ritme, ritim yerini alkışlara bıraktı. Derneğin gençlik ekibinin düzenlediği TEF Night, dans tutkusunu modern bir dinamizmle harmanlayan capcanlı bir etkinliğe dönüştü.

Sahnede atılan her adım, dönen her halka, yükselen her sevinç çığlığı; kültürün sadece korunması gereken bir miras değil, yaşadıkça güçlenen bir bağ olduğunu hatırlattı.

7’den 70’e herkesin yüzünde o aynı tebessüm vardı: “Bu bizim kültürümüz.”

Bir Hafta, Birçok Yolculuk…

Göztepe Kültür Derneği bu yoğun programla birlikte bir kez daha gösterdi ki kültür sadece anlatılan bir şey değil; birlikte yaşanan, birlikte büyüyen bir miras.

Bir fincan kahveyle başlayan sohbetler, Şabat sofrasında pekişen dostluklar, folklor sahnesinde yükselen genç bir enerjinin coşkusu…

Hepsi aynı gerçeğin altını çiziyor:

Tutkuyla yapılan işler, samimiyetle kurulan bağlar ve kültürümüze sahip çıkma isteği, bizi biz yapan en kıymetli değerler.

GKD de tam bunu yapıyor:

Birlikte üretiyor, birlikte öğreniyor, birlikte paylaşıyor.

Kahve gibi…

Kültür gibi…

Topluluk gibi…