Almanya Yahudi cemaatinin lideri, ülkenin doğu eyaletlerinde aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) Partisi'ne verilen desteğin arttığına dair işaretler nedeniyle endişelerini dile getirerek, bu partinin yükselişinin Yahudi yaşamını tehdit edebileceğini vurguladı.
Hem Mecklenburg-Vorpommern hem de Saksonya-Anhalt'ta yapılan son anketler, göçmen karşıtı partinin merkez sol Sosyal Demokratlar (SPD) ve Şansölye Friedrich Merz'in muhafazakâr Hristiyan Demokratları (CDU)'nın çok önünde yer aldığını gösteriyor.
Seçimlere yaklaşık bir yıl var, ancak sayılar aynı kalırsa parti eyalet yönetimlerinin kontrolünü ele geçirebilir ve eğitim, kolluk kuvvetleri ve daha birçok alanda yetki sahibi olabilir.
Almanya Yahudileri Merkez Konseyi Başkanı Josef Schuster, "AfD'nin hükümete katılması, hatta belki de hükümeti yönetmesi, Yahudi yaşamı için gerçek bir tehlike oluşturur," dedi,
Ünlü Alman kamuoyu araştırma kuruluşu INSA'nın ekim ayı ortasında yaptığı bir ankete göre, AfD Saksonya-Anhalt'ta oyların yüzde 40'ını alıyor.
Schuster yaptığı açıklamada, bu sonuçların "her demokrat için bir uyarı çağrısı olması gerektiğini" söyledi.
Beş yılda bir yapılan eyalet seçimlerinin sonucu önemli çünkü Almanya'da eğitim, adalet sistemi ve polis öncelikli olarak eyalet hükümetleri tarafından kontrol ediliyor. Bu da AfD'nin gücünü kullanarak okul müfredatını değiştirebileceği veya mahkemelerde önemli görevlere sadık yandaşlarını atayabileceği anlamına geliyor.
Ayrıca, partiye Almanya parlamentosunun ikinci meclisi olan ve ülkenin maliyesinde önemli bir söz sahibi olan Bundesrat'ta da sandalye kazandıracak.
AfD'nin uygulanabilir koalisyon ortakları bulunmadığı için, iktidara giden en kolay yol olarak mutlak çoğunluğu hedefliyor. Bunu başarmak için, Almanlar Eylül ayında sandık başına gittiğinde oyların yaklaşık yüzde 45'ini alması gerekiyor.
AfD, şu ana kadar belediye meclisi dışında hiçbir yerde iktidarda değil; ancak parti şubat ayındaki genel seçimlerde ikinci oldu ve son aylardaki ülke çapındaki anketler, şu anda Berlin'de daha liberal SPD ile iktidarı paylaşan CDU ile başa baş bir performans gösterdi.
AfD eyalet hükümetinin kontrolünü ele geçirirse, bu ülkenin Nazi sonrası tarihinde bir dönüm noktası olacaktır.
Schuster, "Hristiyan Demokratlardan Yeşillere" kadar daha ılımlı partileri, AfD'nin yükselişini körükleyen sorunları ele almak için iç çekişmeleri sona erdirmeye ve birlikte çalışmaya çağırdı.
"Ancak acil toplumsal sorunlara somut çözümler bulurlarsa... AfD'nin çekiciliğini sürdürülebilir bir şekilde azaltmayı başarabilirler," dedi ve onları "sürekli AfD hakkında konuşmakla" suçladı.
Yahudi lider, AfD'yi "antisemitlere ve aşırı sağcılara yuva sağlamakla" suçladı.
Mayıs ayında parti, istihbarat servisi tarafından "kanıtlanmış aşırı sağcı" olarak nitelendirildi ve bu durum yetkililere gelişmiş izleme ve gözetleme olanakları sağladı ve olası bir AfD yasağı hakkındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Ancak milletvekilleri partiyi yasaklamak için bir adım atmadı ve aşırıcı sınıflandırmasına mahkemede itiraz ediliyor.
AfD'nin önde gelen adayları antisemitizm suçlamalarını reddetti. Partinin Saksonya-Anhalt'taki en büyük adayı Ulrich Siegmund, iddianın "tamamen saçma" olduğunu söyledi. Partisinin Yahudilere "saygı ve takdirle" yaklaştığını iddia etti.
