Geçen hafta yine trend topic para arzı tartışması vardı. Karşılıksız para basımı gıda enflasyonunun nedeniymiş. Sürekli ana akım ortodoks neoklasik ezberleri ve neoliberal dikteleri düzeltmekten yorulduk ama sağ olsunlar sayelerinde sürekli yazacak bir konu da çıkıyor. Yanılgıları ile hiç boş bırakmıyorlar. Minnettar olmak lazım.
Milton Friedman monetarist görüş kapsamında “Enflasyon her yerde, her zaman parasal bir olgudur” dedi ya. Ver coşkuyu. Nerede bir enflasyon görsen artık para arzından bu diyebilirsin. Bir kere enflasyonun çeşitleri var. Maliyet, arz, talep, hiper… Hepsi para arzı ile alakalı değil ki. Mesela arz enflasyonu deyince para arzını anlamamak lazım. Orada kastedilen ürün, üretim, mal. Gıda enflasyonu için de talep yaratacak bir refah payı yaratan ek gelir olmalı ki insanlar tavuk kanattan mangalda kuzu pirzolaya geçebilsin. Bu arada Anadolu’da çoğu yerde kemikli et diye pirzola antrikottan daha ucuzdur. Hadi, ana akım neoklasikler bunu da açıklasın.
Konuya dönersek, para arzı deyince genelde M2 anlaşılır. Karşılıksız para basma deyince de merkez bankası. İyi de merkez bankası emisyonu yaratır. Parayı ise kredi vererek ticari bankalar yaratır. Şimdi gıda enflasyonu karşılıksız para arzı nedeni ile yükseliyor diye grafik paylaşırsanız o zaman sormak lazım, karşılıksız parayı bankalar mı yaratıyor. Ki aslında öyle. Ama teknik olarak dakika bir gol bir tarafları karıştırmışsınız demektir.
Bonfile Olmasa Kilo Da Olmaz
Et yemezsek şişmanlamayız demek gibi para arzı karşılıksız olmazsa enflasyon da olmaz. Bir kere bonfilede yağ yok, protein var. Kiloyu yapan, göbekte enflasyona neden olan yağ. Onu kasa dönüştürmezsen tabii ki göbek yapar. Bir de hangi kası çalıştıracaksın. Bak burada da neden sonuç ilişkisini, değişkenleri doğru belirlemezsen yanılıyorsun. Tersine tavuk kanadın derisini almazsan esas yağlı kısım orası. Yani bonfile alacak kadar paran olursa göbekte enflasyon düşer, para yok kaldın yağlı tavuk kanadına göbekte enflasyon çıkar. Hadi, bunu da açıklasın mangalseverler.
Gelelim M2’ye. M2 emisyon, vadesiz ve vadeli mevduatlar. Para arzı ile gıda enflasyonu arasında doğrusal ilişki bulan çalışmalar da M2’yi dikkate alır genelde. İyi de sadece emisyon merkez bankasına ait, o da diğer iki kalemin yanında tavuk kadar kalır. O tavuk değil kuş derseniz daha büyük felsefi tartışmalar açılır, o yüzden tavuk kalsın. Hocam tavuk bonfile de var diyenler var arkada, duyuyorum. Mangalda ilk tavuğu pişirmek lazım, zor pişer çünkü diyerek konuya gayet gıda enflasyonu perspektifinden cevap vererek sucuk kısmına geçelim. Sucuk ve köfte mangalda sıralamada etten önce gelir. En son pirzolalar atılır. Mangal ekonomisinde bile paranın bir hiyerarşisi var yani. Para varsa saadet var mangalda dahi. Buna “Mangal Paradoksu” diyebiliriz. Ben buldum. İstanbul Ekolüne bir Nobel Ekonomi Ödülü gelir mi buradan? Friedman’a vermişlerdi diye kıskançlık yapayım.
M2’de kalmıştık. M2 para arzı ile enflasyonu dikkate alıyorsan ekonometrik modelde aslında karşılıksız paradan bahsetmen pek mümkün değil yani. Teknik olarak kredi vererek para yaratan ticari bankalar bunu bir tuşla karşılıksız yapıyorlar evet. Çünkü kredi verince mevduatlar oluşur, tersi değil. Ama her durumda işin içinde merkez bankası yok demek, daha doğrusu minnak bir payı var ancak. Literatürde de öyle her çalışmada, her ülkede, her dönemde para arzı ile gıda enflasyonu arasında ilişki de yok. Bazen var, bazılarında var, bazen yok, bazılarında yok.
Bonfile Kart Ne Güzel Olur
Gelelim bize. Bizde debit kartlardan çok kredi kartları kullanılır. ABD veya Avrupa öyle değil. Debit kart veya çek kullanırlar. Onlar da görüldüğünde ödemeli veya ekstre sonrası ödemelidir. Bizdeki gibi taksitli, atlamalı, zıplamalı değildir. Zaten gelir seviyesi düşük olduğu için böyle ya. Kredi kartları M2 içinde yer almaz. Yani kartla bonfile alırsanız bu para arzında değil, kredilerin içinde görülür. Aslında Signia Card yerine Bonfile Kart diye kart şart. Marka hakkı da İstanbul Ekolünün artık. İki döş, mangallık bonfile göndermeden lütfen kullanılmasın.
Kredi kartı eğer kredilerdeyse o zaman bankalar yine para arzını yaratmış olmuyor mu? Yani enflasyonun nedeni aslında krediler mi? Kredi genişlemesi ve para politikasında sıkılaşma kavramları bu yüzden var. Fakat, geçen haftaki dersimizde anlatmıştık, merkez bankaları para arzını kontrol edemiyor ki, belki uzun vadede. “Uzun vadede zaten herkeste göbek olacak.” Bak bunun da benzerini Keynes söylemişti. Tarihe geçti. İstanbul Ekolü cümlesi olarak lütfen sahip çıkalım. Bir Keynes çıkaramazsak da göbeği tescilleyelim. Dünyaya bir göbek de biz atalım. Göbek salata gibi yazı oldu ama konumuz zaten gıda enflasyonu. Gıda olarak ne konuşsaydık, böcek yiyecek değiliz ya. Gerçi Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) bu konularda çalıştı, raporlar var.
Merkez bankalarının para arzını kontrol edemeyeceğini de bizzat en baştaki meşhur cümlenin sahibi Milton Friedman zaten FT demecinde kabul etmemiş miydi? Bitti mi? Hayır. Son gelen KMH verilerine de bakalım. KMH bakiyeleri uzun zamandır artışta. Yani mevduat hesapları sürekli eksi bakiyede. M2’deki vadesiz mevduat hesaplarını kastediyoruz, evet. Hesapta para olsa zaten krediye düşülmez. Buradan çıkan sonuç şu. Bonfile almak için yüksek faizle kredi çekiliyor dolaşıma para çıkıyor veya piyasadaki emisyon yetmiyor ki kredi çekilmek zorunda kalınıyor. Şimdi emisyon yetmiyorsa döndük mü başa, hanimiş merkez bankasının karşılıksız para basması, yok ilki ise bu et fiyatlarındaki sürekli yükselişin de nedeni işte. Peki o zaman soru, bonfile nerede Süperman? Bonfile yoksa para nereye gidiyor Süperman? Para varsa mangal nerede Süperman? Mangal ortada yoksa acaba para enflasyon nedeni ile mi talep ediliyor Süperman? Enflasyon nedeni ile para talep ediliyorsa para arzı enflasyonun nedeni nasıl oluyor Süperman?
KMH olayında her durumda ortada bir kredi var. Yani parayı yine bankalar yaratıyor demek. Uzatmalara geçmeden altın gol de geldi. Parayı başka kim yaratır. Bütçe açığına da sebep olabilecek kamu harcamaları ile devlet. Bunun için de vergi politikası uygular. Yani vergi toplayıp harcamalarını finanse etmez. Harcar, vergilerle likiditeyi çeker. Bu vergi kompozisyonu ile de gelir dağılımını belirler. Aynen politika faizinin enflasyon için belirlendiği inancı gibi. Politika faizi gelirler politikasını belirler. Yani serveti. Bunları şöyle özetleyelim, yani kredi verince mevduat oluşur gibi. Neoklasik anlayış bizlere hep tersini öğretti. Hala da bu yazıya konu söylemlerle yanlışlarında ısrarcı.
O veya bu, karar okuyucunun. Mangal dumanından hoşlanmıyorum diyeni de var, mangal dumanı keyfi için mangal yapanı da. Para arzı mı enflasyondan, enflasyon mu para arzından tartışmasında ortada bir gerçek var. Bonfile yok, tavuk var.