Melis Doğlu, sağlık ve beslenme koçu olarak, birçok kişinin bedenini dinlemesine, hastalık oluşmadan önleyici yaşam tarzı değişiklikleriyle uzun ve sağlıklı bir hayat sürmelerine yardımcı oluyor.
Melis, öncelikle seni tanıya bilir miyiz?
Tabii ki. Sağlık ve beslenme koçu olarak, insanların kısıtlayıcı diyetlere girmeden enerjilerini ka zanmalarına, bedenlerinde huzurlu hissetmelerine ve yaşamlarında dengeyi bulmalarına destek oluyorum. Misyonum, insanlara ‘bedenleri ne güvenmeyi’ hatırlatmak. Çünkü inanıyorum ve biliyorum ki, küçü cük bir şans verildiğinde bile bede nimiz iyileşmek ve yeniden dengeye gelmek için hazır bekliyor. Evliyim, iki oğlum var. Yaklaşık 14 yıldır Amerika’da yaşıyorum; son on yıldır Austin, Texas’ta. Do ğada yürüyüş yapmak, mutfakta yeni tarifler denemek, sürekli yeni şeyler öğrenmek ve hayatın küçük anlarındaki şifayı keşfetmek en çok keyif aldığım şeyler arasında. Koçluk yolculuğuma başlama dan önce bilim ve sağlık alanında çalıştım; önce biyoteknoloji ve ilaç sektöründe, sonra sağlık alanında işe alım tarafında. Özellikle ilaç sektöründe, onkoloji bölümünde çalışırken hastalara kemoterapi uy gulandığını görmek içimde derin bir istek uyandırdı: hastalık ortaya çık madan, önleyici yollarla insanlara destek olmak. Yıllar sonra kendi yolumu çizip, insanların bedenleriyle yeniden bağ lantı kurmalarına ve sağlıklarının kontrolünü ellerine almalarına yar dımcı olmaya karar verdim. Bugün en büyük mutluluğum, danışanları mın katı kurallara ihtiyaç duymadan fazlalıklarını geride bırakmalarına, enerji ve sağlıklarını geri kazanma larına ve duygusal dengelerini yeni den bulmalarına destek olmak. Hayatını değiştirmene yol açan neden/nedenler neydi? Kı saca anlatabilir misin? Benim yolculuğum aslında lisede başladı: Babam, henüz 40 yaşın dayken ani bir şekilde açık kalp ameliyatı geçirdi ve biz kısa sürede ailecek yaşam tarzımızı tamamen değiştirdik. Bu dönemde sağlığın ne kadar kıymetli olduğunu, doğru beslenme ve yaşam alışkanlıklarının nelere kadir olduğunu yakından gördüm ve bizzat yaşadım. Kendi bedenimde de birçok sınav verdim: 30 yılı aşkın süre dir kronik, nedeni anlaşılamayan kaşıntılarla mücadele ediyorum. Konvansiyonel tıp doktorlarından fonksiyonel tıbba kadar birçok uzmandan yardım aldım. En iyi sonuca kendi araştırmamı yaparak, kararların bir parçası olarak ulaştım. Hâlâ bu konu üzerinde çalışıyorum ama çok ilerleme kaydettim. Her iki hamileliğimde diyabet yaşadım; parmağımı günde yedi kez delip kan şekerimi ölçtüğüm ve ken dime insülin iğnesi yaptığım günler hâlâ aklımda. İleride bu noktaya geri dönmemek için kendime söz verdiğimi çok net hatırlıyorum. Ye diklerimin bedenime ve bebeklerime etkisini görmek bana şunu öğretti: Bedenimiz bize sürekli türlü sinyal ler gönderiyor ve bu mesajlara kulak verdiğimizde yolumuzu bulmak as lında çok kolay. En çarpıcı dönüm noktam ise strese bağlı yemek yeme döngü sünden çıkamadığım yıllardı. Üniversitede başlayan bu alışkanlık anne olduktan sonraki yıllarda da devam etti. Beş yıl kadar önce bir gece, mutfakta elimde ikinci dondurma paketiyle ev ahalisine yakalanınca bir “duygusal yeme” çıkmazının içinde takılıp kaldığımı fark ettim. O gece benim için bir dönüm noktası oldu: uyanış ve bu konuyu tamamen ve son kez çöz me kararı. ‘Mindful’ ve ‘intuitive eating’ yöntemleriyle bedenimle iletişim halinde olmayı, kısıtlama yapmadan, listelere bakmadan, ke yifle ve canımın istediği yemekleri yiyerek, sağlıklı ve formda kalmayı öğrendim. Bugün de danışanlarıma aynı farkındalıkları kazandırmak, be denlerini dinlemelerine ve hastalık oluşmadan önleyici yaşam tarzı değişiklikleriyle uzun ve sağlıklı bir hayat sürmelerine yardımcı olmak için buradayım.
Çıktığın yolda aldığın eğitimlerden bahseder misin?
Üniversite eğitimim tamamen bilimsel bir temele dayanıyor. Manchester Üniversitesi’nde Biyokimya lisansımı, Georgetown Üniversitesi’nde Biyoteknoloji yüksek lisansımı tamamladım. Daha sonra, sektördeki en köklü sağlık koçluğu okulla rından Institute for Integrative Nutrition’dan Bütün sel Sağlık ve Beslenme Koçluğu sertifikamı aldım. Bu eğitim bana, Ayurveda’dan Paleo’ya, vegan beslenmeden makrobiyotiğe kadar farklı beslenme yaklaşımlarını öğrenme fırsatı sundu. Ayrıca koçluk ve sürdürülebilir yaşam tarzı değişiklikleri konu sunda çok değerli pratik araçlar edindim. Bu iki alanın birleşimi, yani bilimsel altyapım ile bütünsel sağlık eğitimim, danışanlarıma daha derin ve kişisel bir destek sunmamı sağlıyor. Çünkü mesele sadece “ne yediğimiz” değil; nasıl yaşadığımız, nasıl hissettiğimiz ve bedenimizle ne kadar bağlantıda olduğumuz. Çalıştığım kişiler, kendi hayatlarına, ritimlerine ve ihtiyaçlarına uygun adımlar atmayı öğreniyor. Sonuç: daha fazla enerji, daha iyi denge ve sonunda kendi bedeninde ‘evinde hissetme’ hali.
Kişinin vücudunu dinlemesi ne demek? Vücudumuzu dinle diğimizde ne duyabiliriz? Bence bu, en önemli soru. Vü cudu dinlemek, onun bize her gün gönderdiği mesajları fark etmek demek: açlık, tokluk, yorgunluk, huzur, sindirimimizdeki ya da cil dimizdeki değişiklikler… Bunların hepsi birer işaret. Bedenimizi dinle meye başladığımızda şunu görüyo ruz: sağlık sadece fizyolojik değil; duygularımız ve düşüncelerimiz de bedenimizle iç içe. Tabii ki yıllarca kendi ihtiyaç larından kopuk yaşamış insanlar için bedeni dinleyip ne demek istediğini anlamak çabuk olmuyor. Bu yüzden danışanlarımla süreci küçük adımlarla başlatıyoruz. Örneğin, yemeğe oturduklarında çatalı ağızlarına götürmeden önce ve yemeğe başladıktan sonra kendilerine sormalarını istediğim birkaç soru oluyor:
Danışanlarınla nasıl bir süreç yürütüyorsun?
Her danışanın yolculuğu kişisel oluyor. Öncelikle sağlık geçmişle rini dinliyorum. Sonra neler dene diklerini, nelerin işe yarayıp yara madığını ve hedeflerini öğreniyo rum. Ama gerçek motivasyon, bu hedeflerin arkasındaki ‘neden’de yatıyor. Örneğin sadece “kilo ver mek istiyorum” demekle, o hedefin ardındaki derin sebebi keşfetmek arasında çok büyük fark var.
Koçluk yaptığım kişilerle genellikle haftada bir kez, 50 da kikalık seanslar yapıyoruz. Sağlık koçluğunu ilk defa deneyimleyen bazı danışanlarım sekiz haftalık bir başlangıç süreci tercih etse de, kalıcı değişim süreklilikle geliyor. Çoğunlukla insanlar, sekiz haftalık süreçten sonra daha uzun süreli koçluğu seçerek altı ay içinde daha köklü ve kalıcı sonuçlara ulaşıyor. İlk adımda kişinin “nerede tıkandığını” anlamaya çalışıyoruz. Ardından küçük ama sürdürülebilir adımlar belirlemesine rehberlik edi yorum: besin açısından dengeli ta bak nasıl hazırlanır, stres yönetimi araçları, uyku düzeni için olmazsa olmazlar, nefes çalışmaları, o kişi nin yapısına uygun spor gibi… Seansların sonunda, bir son raki seansa kadar kişinin alacağı aksiyon adımlarını birlikte belir liyoruz. Ayrıca seans sonunda danışanıma, o seansta konuşulan konuları ve aksiyon adımlarını destekleyecek kaynaklar veriyo rum. Kişi, seanslar arasında takıl dığı noktalarda WhatsApp üzerin den bana ulaşarak istediği soruya cevap alabiliyor. Kısacası, kimseye sihirli bir liste vermiyorum; kendi bedenle rinin sesini duymalarına yardımcı oluyorum. Çünkü herkes aslında kendi bedeninin en iyi uzmanı. Benim rolüm, onlara bildiklerini tekrar hatırlatmak, güvenli bir alan açmak ve bedenleriyle yeniden bağlantı kurmalarına rehberlik etmek. Eklemek istediğin başka bir şey var mı? Son olarak şunu söylemek isterim: “Sağlık bir varış noktası değil, bir yolculuk. Hatta bu dün yada istediğimiz hayatı yaşaya bilmemiz için bir araç.” Dileğim, daha çok insanın kendi bedenine güvenmesi, onun mucizesine inanması ve mutlak iyileşmenin aslında öz-şefkat ve kalbimizle yeniden bağlantıya geçerek mümkün olduğunu hatır laması. Daha fazla bilgi ve kaynak için Instagram’da @melisdoglucoaching hesabımdan beni takip edebilir, www.melisdoglu.com adresini ziyaret edebilirsiniz.