“A Ğ A T A K I L A N L A R”

•Masadaki başlıkların ne şekilde çözüm bulacağı ancak karmaşık, zorlu müzakere süreci kapandığı noktada belli olacaktır. Böyle de olsa az çok kesin görünen, Filistin sorununun geleceğinde Hamas´ın artık başat bir aktör olmaktan çıkmakta olduğudur. •Krizde iki yıl geride kalırken, galiba şu gerçek bugün daha iyi görülüyor. O da, Hamas´ın İsrail´e karşı 7 Ekim saldırısına kalkışarak, en azından mevcut kimliği ve örgütsel yapısı açısından kendi sonunu hazırladığı gerçeğidir. Gerek BM Genel Kurul kararı gerek Trump Planı, Hamas´a bakışları itibarıyla bu noktada bir farklılık göstermiyor. Sedat Ergin – www.gazeteoksijen.com

İzak BARON Diğer
15 Ekim 2025 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • HAMAS İÇİN PERDE ARTIK KAPANIYOR - SEDAT ERGİN

BM kararı, uluslararası toplumun Filistin sorununa bakışını ve beklentilerini yansıtması bakımından şüphesiz büyük önem taşıyor. Aslında her iki metin arasında Hamas’ın silahsızlanması gibi konular dahil bazı benzerlikler olduğu gibi, ikisinin ayrıldıkları birçok nokta da var. En başta da iki devletli çözüm perspektifi…

Kabul edelim ki, şu an masada müzakere edilen ve hayata geçme ihtimali yüksek görünen belge Trump Planı’dır.

Bu belgenin hedefleri çerçevesinde Hamas’ın ciddi bir şekilde köşeye sıkıştığı ortadadır.

Burada altı çizilmesi gereken bir husus, Türkiye’nin de Başkan Trump’ın 29 Eylül’de açıkladığı planına belirgin bir destek vermiş olmasıdır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aynı gün Trump’ın açıklaması sonrasında (X) üzerinden yaptığı bir paylaşımla, “Gazze’deki kanın durması ve ateşkesin sağlanması için ABD Başkanı Trump’ın gösterdiği çabayı ve liderliği takdir ettiğini” duyurmuştur.

Erdoğan, “tarafların kabul edeceği adil ve kalıcı bir barışın tesis edilmesi için Türkiye olarak sürece katkı vermeye devam edeceklerini” de belirtmiştir.

Türkiye keza 30 Eylül’de Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün de dahil olmak üzere önde gelen sekiz İslam ülkesinin yaptığı destek açıklamasında de yer almıştır.

Başkan Trump, 3 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla aradıktan sonra yaptığı bir açıklamada Erdoğan’ın anlaşmanın sağlanması için yoğun çaba gösterdiğini, “Hamas’ın da ona saygı duyduğunu” vurgulamıştır.

Detaylar bilinmemekle birlikte, Türkiye’nin de bu müzakere sürecinde Hamas üzerindeki etkisini kullanmaya çalışıtığı anlaşılıyor. MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın geride bıraktığımız günlerde Katar ve Mısır’a yaptığı seyahatler Türkiye’nin bu müzakere sürecinde oynadığı role işaret ediyor.

Masadaki başlıkların ne şekilde çözüm bulacağı ancak karmaşık, zorlu müzakere süreci kapandığı noktada belli olacaktır. Böyle de olsa az çok kesin görünen, Filistin sorununun geleceğinde Hamas’ın artık başat bir aktör olmaktan çıkmakta olduğudur.

Krizde iki yıl geride kalırken, galiba şu gerçek bugün daha iyi görülüyor. O da, Hamas’ın İsrail’e karşı 7 Ekim saldırısına kalkışarak, en azından mevcut kimliği ve örgütsel yapısı açısından kendi sonunu hazırladığı gerçeğidir. Gerek BM Genel Kurul kararı gerek Trump Planı, Hamas’a bakışları itibarıyla bu noktada bir farklılık göstermiyor.

Bu arada, karşımızdaki tablonun uzun yıllar Hamas’ın bölgedeki en kuvvetli destekçisi olan Türkiye açısından yarattığı ironik durum ayrı bir yazının konusudur.

Tamamı : https://gazeteoksijen.com/yazarlar/sedat-ergin/hamas-icin-perde-artik-kapaniyor-253608

 

  • ORTA DOĞU VE GAZZE'DE KİM KAZANDI KİM KAYBETTİ - KAYAHAN UYGUR

Elbette son aylarda dünyanın her tarafında patlayan İsrail karşıtı gösterilerde bu ABD-Avrupa çekişmesinin payı var. Gerçi Avrupa’nın Trump’ın hegemonya çabasına karşı direnmesi olağandır ama bunu İsrail karşıtı popülizmi kışkırtarak yapmamalıydı. Tabii ABD Demokrat muhalefetinin bir kısmının da, Soros gibi neoliberal küreselci İsrail karşıtlarının da katkıları yadsınamaz. Bu gruplar İsrail’in Hamas’a karşı mücadelede orantısız güç kullanmasını ve sivil halka yönelik tutumunu dile getirerek önemli protestolar organize ettiler. Haklı yönleri varsa da işi antisemitizme ve İsrail’in yok edilmesini savunmaya kadar götürdüler.

Peki bu tepkiler, Gazze savaşının genel değerlendirmesinde İsrail’in kesin bir kaybı olarak sayılabilir mi? Bence buna “evet” demek hayalci bir romantizmdir. Çünkü ülkelerin itibarı sempatiyle değil empatiyle ölçülür. Yok edilmek istenen, 7 Ekim 2023’teki gibi bir saldırıyla karşılaşan devletler açıkça söylemeseler de kendilerini saldırıya uğrayanın yerine koyarlar. Kaldı ki aynı sav, yani İsrail’in itibar kaybettiği iddiası kurulduğu 1948’den beri defalarca tekrarlanmıştır. Araplar hep yenilir ama sözde itibar kaybettiği için “aslında İsrail yenildi” denilir. Halbuki 1982’deki Sabra ve Şatila katliamını bugün kaç kişi biliyor ya da anımsıyor?

İsrail’i bir yana bırakalım. Vietnam Savaşını, 1968 öğrenci olaylarını, 1973 petrol krizini anımsayalım, dünyanın üçte birinin sosyalist, altıda birinin Sovyet bloku olduğu günlere gidelim. Miting yapanlara, o zaman hepsi ABD karşıtı olan aydınlara, medyaya bakılarak bir sempati ölçümü yapılsaydı ABD’nin 10 yıl içinde çökeceği varsayılabilirdi. Buna inananlar da eksik değildi. Ama sanılanın aksine 1980’lerin sonunda yıkılan ABD değil başkası oldu.

Çünkü devletlerin gücü sesi çok çıkan çevrelerin yargılarına değil ekonomik ve askeri olanaklarına bağlıdır. Ayrıca bugün Avrupa’da ve genel olarak Batı’da görülen genel eğilim İsrail eleştiricisi solun değil İsrail yanlısı sağın lehinedir. Metropollerin meydanlarında Hamas lehine Arap ve Müslüman göçmen azınlıklarla birlikte gösteriler yapan radikal solcular gerçekte kamuoyunda istedikleri yönde etkili olmuyorlar. Azınlık İslamcı göçmenlerin İsrail karşıtlığı geniş Batı kamuoyunu doğru ya da yanlış sağa ve İsrail desteğine itiyor. Bildiğimiz sosyal demokrat ya da popülist sol giderek güç yitiriyor.

Tamamı : https://www.odatv.com/yazarlar/kayahan-uygur/orta-dogu-ve-gazzede-kim-kazandi-kim-kaybetti-120118826

 

  • NOBEL’İ ALAMAYAN TRUMP’IN GAZZE ZAFERİ - İPEK YEZDANİ

ABD Başkanı Donald Trump, uzun za­mandır Nobel Barış Ödülü’nü almak için propaganda faaliyeti yürütüyordu. Nobel’i alamadı, ancak Gazze’de İsrail ile Hamas ara­sında ateşkesi sağlayarak rehinelerin serbest bırakılmasıyla başlayan barış sürecine imza attığı için tüm dünyadaki destekçileri tarafından yere göğe sığdırılamıyor.

Şüphesiz iki yıldır İsrail’in bombardımanı sonucu yaklaşık 70 bin kişinin hayatını kay­bettiği, insanların açlık ve kıtlıkla sınandığı, şehirlerin tamamıyla yerle bir olduğu Gazze’de ateşkesin gerçekleşmiş olması, insani yardım konvoylarından bile mahrum bırakılan Filistinliler için çok büyük bir olay. Aynı şekilde aylardır rehinelerin eve dönmesini bekleyen İsrailli aileler için de büyük bek­leyişin sona erdiği mutlu bir gün. Öte yandan Ortadoğu’da barışın kalıcı olabilmesi için atılmış çok önemli bir adım.

Donald Trump’ın elde ettiği bu başarı karşısında tüm dünyada kendisini sevenler kadar kendisini “çıkar amaçlı övenler” de ateşkesten dolayı Trump’ı yere göğe sığdıramadı.

Bunlar arasında ilk gözüme çarpan İsrail merkezli Jerusalem Post gazetesi oldu. Gazete, dün yayımlanan sayısının kapağına kocaman bir Trump fotoğrafı koydu, üzerine de sekiz sütuna “Tanrı barış yapanı korusun” diye yazdı.

Tamamı: https://www.dunya.com/kose-yazisi/nobeli-alamayan-trumpin-gazze-zaferi/798294

 

  • TRUMP: İSRAİL GÜVENDEYSE BÖLGE DE GÜVENDEDİR – ORAL ÇALIŞLAR

İsrail’le ilişkileri iyi tutarak Filistin’e destek çıkmak, birbirine zıt iki tercihi birleştirmeye çalışmak anlamına geliyor. ABD’nin bu kadar net bir şekilde İsrail’in destekçisi olması Ortadoğu’da neler olacağına dair soru işaretlerini yoğunlaştırıyor. Son olarak, Donald Trump’ın Şarm El-Şeyh’teki zirveye saatlerce gecikmesi ve liderleri bekletmesi de yeni bir “ABD davranışı” olarak kayıtlara geçti.

Sonuç olarak, bölgede ABD hegemonyasında yeni bir harita çiziliyor. İşler kimse için kolay olmayacak. Bir dipnot olarak şunu da eklemek gerek: Trump Ailesi’nin, Körfez’deki Arap ülkeleriyle, özellikle de Suudi Arabistan, Katar ve Umman’la, somut ve büyük ölçekli iş bağlantıları var. Özellikle de oğullarının yönettiği “Trump Organization” ve damat Jared Kushner’ın yatırımları öne çıkıyor. Bu ekonomik bağların, ABD’nin bölgeye bakışını ne oranda etkilediği ise tartışmalı bir konu.

Bazı analizlere göre Trump’ın barış için harcadığı çabanın temel bir nedenini de bu bağlantılar oluşturuyor.

Tamamı : https://www.posta.com.tr/yazarlar/oral-calislar/trump-israil-guvendeyse-bolge-de-guvendedir-2920505

 

  • TRUMP, SAHNE, OYUN... – MURAT ÇELİK

Konuşmanın her cümlesi ayrı bir skandaldı desem abartmış olmam. Ama bu ‘one man show’a (tek adam gösterisi) rağmen soykırımın son bulmasını önemsememiz gerekiyor. Öyle ya da böyle, Filistinli çocukların bombalar, kurşunlar veya açlık, susuzluk, ilaçsızlık sebebiyle ölmeyecek olmasını öncelememiz gerekiyor.

Gazze’nin yeniden imarı projesindeki muhtemel rant hesaplarını ayrı bir yere koyup... “Madem çözüm bulabiliyordunuz, iki sene neyi beklediniz? Barış için 20 bini çocuk, 70 bine yakın insanın öl(dürül)mesi mi gerekiyordu?” sorusunu mecburen yutup... Bu ‘savaş ve barış oyunu’nun yeni perdesi nerede ve ne zaman açılacak diye düşünmeyi bir yana bırakıp... Ve nihayet “Ya bu aşamadan sonra bile bir bahane bulunur ve ateşkes ile barıştan geri dönülürse?” kaygısını zihnimizden def etmeye uğraşarak umudu yeşertmemiz gerekiyor. Gerçek bir barışın tesis edilip gerçekten kalıcı olması umudunu...

Tamamı : https://www.posta.com.tr/yazarlar/murat-celik/trump-sahne-oyun-2920503

 

  • TRUMP VE NETANYAHU’YU MU ALKIŞLAYALIM? – DENİZ ZEYREK

7 Ekim 2023 günü Hamas’ın İsrail’deki bir kutlamaya saldırmasından sonra 695 kişi ölmüştü. Ölenlerin arasında 71 de yabancı vardı. İsrail, iki yıl süren katliamlarına bu saldırıyı gerekçe yapmıştı. Gelinen noktada bütün bu trajedinin yaşanmasına gerekçe yapılan saldırının mimarı Hamas, Fransız Haber Ajansı AFP’ye şu açıklamayı yaptı:

“Savaş sonrası Gazze yönetiminde olmayacağız. Hamas için Gazze Şeridi’nin yönetimi kapanmış meseledir. Hamas hiçbir şekilde geçiş dönemi sürecinde yer almayacak. Bu şeridin kontrolünden vazgeçtiğimiz anlamına geliyor.”

Bu açıklama Hamas’ın yenilgiyi kabul ettiği, havlu attığı anlamına gelmez mi?

Tamamı : https://www.nefes.com.tr/yazarlar/deniz-zeyrek/trump-ve-netanyahuyu-mu-alkislayalim-70721

 

  • GAZZE – YILMAZ ÖZDİL

Gazze’de 70 bin insan hayatını kaybetti, taş üstünde taş kalmadı, 1 milyon

Filistinli evsiz barksız gıdasız ilaçsız kalakaldı, Lübnan’daki Hizbullah varlığı imha edildi, Güney Lübnan işgal edildi, Esad rejimi çökertildi, İsrail toprakları genişletildi, Golan tepelerine oturdular, Suriye hava sahasını babalarının tarlası gibi kullanmaya başladılar, İran’ı vurdular, Yemen’i vurdular, Katar’ı bile vurdular.

(Bu feci bilançoyu tetikleyen olay neydi?

7 Ekim 2023... Şabat günü, yani Yahudilerin kutsal gününde, Hamas roket sağanağı başlatmıştı, çoğunluğu kadın, bazıları çocuk, bine yakın sivil İsrailliyi öldürmüşler, yüzlerce İsrailliyi rehin alarak Gazze’ye kaçırmışlardı.

Gazze’de adeta bayram havası yaşanıyordu, İsrail’den nefret ettikleri için gayet normaldi, anormal olan tarafı Türkiye’de yaşananlardı. İstanbul başta olmak üzere pek çok şehrimizde, sevinçten kornalarla şehir turu atanlar vardı, camilerimizde “şükür namazı” kılanlar vardı. Özellikle yandaş medyamızın manşetlerinde hem coşku, hem mutluluk, hem de alaycılık hakimdi, “Mossad rezil oldu” makaleleri yazıldı, “demir kubbe kağıt gibi yırtıldı” başlıkları atıldı,

“Netanyahu kaçacak delik arıyor” denildi, yandaş ekranlarda keyifle gülümseyerek yorumlayanlar vardı, “İsrail aslında işte bu kadar zayıf bir ülkedir, dünya bunları gözünde büyütüyor” yorumları yapıldı, “İsrail’le birlikte İsrail’in hamisi ABD’nin de fena halde rezil olduğu” anlatıldı, Hamas övgüleri yapıldı, sayın hükümetimizin Türkiye’nin Filistin vizyonunu değiştirerek, Hamas’ın arkasında durarak ne kadar doğru yaptığı anlatıldı.)

Tamamı : https://www.sozcu.com.tr/gazze-p246618

 

  • İSRAİL BU İŞE NASIL RAZI OLDU? – NEDRET ERSANEL

Trump, yarın İsrail’e gelip mecliste Netanyahu’yu çok öven bir konuşma yaparsa bunun bir nedeni Yahudi kamuoyunun gazını almaktır. Etkisi ne olur ne kadar sürer bilinmez ama sonuçta siyasi destektir. Trump ve Netanyahu, birbirlerinin iktidarını desteklemek için anlaşmışlarsa, yani 2026 ABD ara seçimlerinde meşum Yahudi lobisi Trump’ın arkasında duracak, o zamana kadar da Beyaz Saray, Tel Aviv koalisyonunu ayakta tutacaksa, o da bir hesaptır…

İsrail’in/Netanyahu’nun bu anlaşmayı kabul edişinin ve eğer sadık kalırsa sebebi; Netanyahu ve koalisyon ortaklarının koltuklarını korumasıdır. Aynı sonucu verecek bir diğer ihtimal, İsrail’in başka bir yere patlamasıdır. Adres olarak-yeniden-İran gösteriliyor. Yükselen ihtimal görüyorum, ana plana uyumu konusunda kararsızım. Uyumsuzsa, istese de saldıramaz. İspatı Doha saldırısı özrüdür.

Tamamı : https://www.yenisafak.com/yazarlar/nedret-ersanel/israil-bu-ise-nasil-razi-oldu-4757393

 

  • TRUMP, İSRAİL VE HAMAS’I NASIL İKNA ETTİ? - ISAAC STANLEY-BECKER VE VİVİAN SALAMA / THE ATLANTİC

İsrail, Hamas’ın silahsızlandırılmasını pazarlık dahi edilemez olarak görüyor, ancak bu, uzun vadeli herhangi bir anlaşmanın en büyük zorluklarından biri olacak. İsrailli bir yetkili, grubun saklanmak, silah taşımak ve saldırı düzenlemek için kullandığı bazı tünellerin hâlâ mevcut olduğunu, uluslararası güçlerin kalan yeraltı ağlarını yok etmekten sorumlu olacağını, bunu yapmazlarsa İsrail’in harekete geçmek zorunda kalacağını ifade ediyor.

Trump’ın 20 maddelik planı, Hamas’ın Gazze’nin gelecekteki yönetiminde herhangi bir rol üstlenmesini yasaklıyor. Ancak planın ilk aşamalarını kabul eden grubun üst düzey üyeleri, Trump’ın bölgenin nasıl yönetilmesi gerektiği konusundaki vizyonunu eleştiriyor ve özellikle Blair’e bir rol verilmesini reddediyor.

Tamamı : https://fikirturu.com/dunya/trump-israil-ve-hamasi-nasil-ikna-etti/

 

  • ORTADOĞU'DA BARIŞIN GERÇEKLEŞME ŞANSI NEDİR?

“Hamas gerçekten de hayatta kalan İsrailli rehineleri serbest bırakıp esirken ölenlerin cesetlerini teslim etse ve İsrail de mahkûmları salıverip ordusunu geri çekse bile, iki taraf da ateşkesin ilk dakikasından itibaren çatışmaları sürdürmek için bahane peşinde koşacaktır. Netanyahu da Hamas da siyasi varoluşlarını bu canice savaşa borçlular. Savaş çıkmasa İsrail Başbakanı yolsuzluk ve 7 Ekim’deki terör saldırısıyla ilişkili görevi ihlal suçlamalarıyla çoktan sanık sandalyesine otururdu. ... İsrail’e karşı verilen uzlaşmaz ve acımasız kavga ise Filistinli radikallerin politikasının temelini oluşturuyor.”

Tamamı : https://www.eurotopics.net/tr/346441/ortadogu-da-barisin-gerceklesme-sansi-nedir#

 

  • TRUMP GAZZE’YE BARIŞ GETİREBİLİR Mİ? - SETH FRANTZMAN

Bugün Orta Doğu’yu benzersiz kılan şey, onlarca yıldır olmadığı kadar az bölünmüş olmasıdır. Pek çok ülke temel meselelerde uzlaşmış gibi görünmektedir. İran tehdidinin zayıflaması ve son iki yıldır İsrail’le karşı karşıya gelen İran vekillerinin de zayıflamasıyla, daha geniş bir uzlaşı ortaya çıkmaktadır.

Beyaz Saray’ın kavradığı şey, Gazze’deki savaşı ve İsrail ile Hamas arasında onlarca yıldır süren çatışmayı sona erdirmenin tek yolunun bölgesel uzlaşıdan geçtiğidir.

Eğer ülkeler savaşın sürmesinden çıkar sağlayacaklarını düşünür ya da Hamas’ı nüfuz kazanmak için kullanabileceklerini değerlendirirse, savaş sürecektir.

Ancak barışın ve zaferin faydalarını görürlerse, ilerleyeceklerdir. Trump doktrini, tüm taraflara bu zafer hissini vermeyi amaçlamıştır. Bu kırılgan barış koalisyonunu bir arada tutmak, gelecek yıl için önemli bir meydan okuma olacaktır.

Tamamı : https://kritikbakis.com/trump-gazzeye-baris-getirebilir-mi/

 

  • GAZZE’DE ESAS SORUN ŞİMDİ BAŞLIYOR – SAYGI ÖZTÜRK

Trump’ın ana planında “Görev gücü” aslında yok. Peki ne var? Birleşmiş Milletler’in (BM) yetkilendirilmesi ile Arap devletleri liderliğinde kurulacak Uluslararası Stabilizasyon Gücü var. Gazze Planında Gazze’nin güvenliğinin sağlanması Uluslararası Stabilizasyon Gücüne bırakılıyor. Bu güç, Arap devletleri liderliğinde BM tarafından yetkilendirilecek bir barış koruma gücü olacak.

Barış gücünün kompozisyonu henüz belli değil. Polis güçleri ve gözlemcilerin olması kesin. Barış gücünde askerler olacak mı, komuta Arap Birliği’nde mi, BM’de mi

olacak henüz belli değil. Önümüzdeki günlerde bu gücün oluşumuna ilişkin bir BM Güvenlik Konseyi kararı göreceğiz.

Sonrasında ise bu güce katılım sağlamak isteyen ülkeler katkı konusundaki tekliflerini sunacaklar ve İsrail Savunma Kuvvetlerinin çekilmesini müteakiben bu barış gücü görevine başlayacak. Bu barış gücü hem güvenliği sağlayacak hem de Filistin polisini eğitip kapasitesini arttıracak.

Tamamı : https://www.sozcu.com.tr/gazze-de-esas-sorun-simdi-basliyor-p243258

 

  • ATEŞKES GERÇEKLEŞTİ, SIRA DİĞER AŞAMALARDA AMA… - MENSUR AKGÜN

Gazze’ye giden askerlerin Hamas, İslami Cihad, İsrail ya da mesela İsrail’e yakın duran aşiretlerle çatışması Türkiye’yi hem içeride hem de dışarıda zorlayacak, siyasi ağırlığını azaltacak, Filistin sorununun yönetilmesine verebileceği olası katkıyı sınırlayacak.

Elimde yetki olsa benim tercihim siyasette, diplomaside, yardım ve yeniden inşada rol oynamayı sürdürmek olurdu. Savunma Bakanlığı ya da Genel Kurmay Başkanlığın’dan ziyade etkinliği ispatlanmış MİT’i ve Dışişleri Bakanlığı’nı devrede tutardım. Askeri değil siyasi yönetimin içinde yer almak için çaba harcardım.

Tamamı : https://www.karar.com/yazarlar/mensur-akgun/ateskes-gerceklesti-sira-diger-asamalarda-ama-1605506

 

  • SHYLOCK VE NETANYAHU - OSMAN KAVALA

Fransız Devrimi sonrası Yahudilerin de eşit vatandaş olarak kabul edilmeleriyle Yahudiler yaşadıkları toplumlarda bir tür yabancı olmaktan çıkıp kamusal hayata ve toplumsal faaliyetlere aktif olarak katılmaya, toplumun dokusuna dahil olmaya başlıyor. Ancak, kamusal alanın sekülerleşmesi ve din temelli sosyal farklılaşmanın etkisizleşmesiyle birlikte Yahudilerin ayrı bir ırk olduğu anlayışı da gelişiyor. Fransa’da ve daha çok Almanya’da halkların güçlü olabilmeleri için tarihten gelen milli ruhlarını korumaları gerektiğine dair teoriler destek buluyor. Bu anlayışın bir uzantısı kozmopolit karaktere sahip Yahudilerin ulusal dokuya sızarak ulusun ruhunu yozlaştırdıkları iddiası, modern anti-Semitizm. Johann Gottfried Herder, Avrupa’ya göç etmeleriyle Yahudilerin köksüz bitkiler haline gelmiş oldukları, Avrupa uluslarına yabancı kaldıkları, kalmaya devam edecekleri görüşünde. Aydınlanma’ya karşı tepki olarak ortaya çıkan Alman romantik akımının temsilcilerinden Julius Langbehn ve Paul de Lagarde, Yahudileri Alman ruhuna, toprağa ve doğaya düşman, köksüz ve zararlı bir ırk olarak görüyor. Hitler’i derinden etkilemiş olan Houston Stewart Chamberlain, Yahudilerin saflıklarını korumuş güçlü bir ırk olarak Avrupa ulusları için büyük bir tehdit oluşturduğunu iddia ediyor. Yahudiler, Avrupa’nın idealistçe yaklaşımını fırsat bilip, seferber olmuşlar. Avrupa’nın hukuku, bilimi, ticareti, edebiyat ve sanatı Yahudilerin hâkimiyeti altına girmiş.

Aynı dönemde temelleri atılan Siyonizm bir yanıyla Yahudilerin Avrupa’da çağlar boyunca maruz kaldıkları şiddete ve ayrımcılığa karşı güvenli bir yurt edinme özlemini yansıtıyor, Aydınlanma’nın eşitlik ilkesine rağmen Avrupa’da güçlenen yeni anti-Semitizm’e bir tepki. Aynı zamanda Orta Avrupa’da daha radikal biçimleri tezahür eden katı etnik aidiyet temelli, eski dönemlerde yaşanılmış topraklarda hak iddia eden milliyetçi ideolojilerden etkilenmiş bir ulus ve ulus devleti yaratma hareketi. Bu özelliklerinden dolayı özel bir kolonyalizm türü. (Siyonizmin ilk yıllarında kolonyalizm daha sonraki dönemlerde olacağı gibi uluslararası siyasette itibar kaybına uğramış değil.) Özellikle Doğu Avrupalı seküler Yahudi çevrelerde Siyonizm, devrimci sosyalizme alternatif bir “kurtuluş” hareketi olarak destek buluyor. Bununla birlikte Siyonist hareket Filistin’e kitlesel göçü gerçekleştirebilmek için “vadedilen topraklar” inanışını da ideolojisine eklemliyor.

Tamamı : https://www.karar.com/gorusler/shylock-ve-netanyahu-1998482

 

  • YAHUDİ BOŞANMASI BAŞLADI – DANİEL ROSEN

Yahudi halkı farklı kamplara bölünmüş durumda.

Bir grup, İsrail’e ve dünyanın dört bir yanındaki Yahudi kardeşlerine derin bir bağlılık hissediyor. Kendilerini sorumluluk ve dayanışma yükümlülükleriyle birbirine bağlı görüyorlar. Yahudilerin hayatta kalmasının İsrail’in gücüne, İsrail’in hayatta kalmasının ise (çok daha az ölçüde) Yahudi halkının desteğine bağlı olduğunu biliyorlar.

Diğer grup ise çok farklı bir bakış açısına sahip. Onlar için “Yahudilik” kültürel, etik ya da hatta tesadüfi bir kimliktir. Yahudi devamlılığından ya da Yahudi devletinin varlığını sürdürmesinden çok, daha geniş çaplı toplumsal adalet davalarına öncelik tanıyorlar. Bazıları İsrail’in şeytanlaştırılmasına sessiz kalabilirken, diğerleri İsrail karşıtı hareketlere aktif biçimde katılıyor.

Bu ayrım öyle derin bir kopuşu temsil ediyor ki, “Yahudi halkı” ifadesinin kendisi anlamını yitirmeye başlıyor. “Yahudi” kelimesi artık çok farklı taahhütleri, dünya görüşlerini ve sadakatleri kapsıyor. Birçok açıdan, bu grupların ortak hiçbir noktası yok.

Belki de artık bu bölünmeyi daha dürüstçe adlandırmanın zamanı gelmiştir. Bir grup en doğru şekilde Am Yisrael — ortak halk, toprak ve kadere olan inancı sıkı sıkıya koruyan İsrail ulusu — olarak tanımlanabilir. Diğer grup ise, büyük ölçüde diasporada yaşayanlardan oluşur; kültürel kimliğini sürdürmeye devam edebilir, ancak Yahudi halkının gelecekteki hayatta kalışı için İsrail’le bağlayıcı bir ilişkisi olmayabilir.

Tamamı : https://kritikbakis.com/yahudi-bosanmasi-basladi/

 

  • 7 EKİM SALDIRILARI SONRASI İSRAİL'DEN AYRILAN VE ÜLKEYE GÖÇ EDEN İKİ AİLENİN HİKAYESİ - REDA EL MAWY, YAZAN,MİCHAEL SHUVAL

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırıları ve ardından Gazze'deki savaş, bir İsrailli ailenin ülkeyi terk etme kararında dönüm noktası oldu.

İsrail dışında yaşayan bir diğer Yahudi aile içinse bu olaylar ve artan Yahudi karşıtlığı İsrail'e taşınma isteklerini daha da pekiştirdi.

İsrail Merkez İstatistik Bürosu'na göre, ülkeyi terk edenlerin sayısı İsrail'e göç edenlerin sayısını geçti.

Tamamı : https://www.bbc.com/turkce/articles/cewn99e4v4ro

 

  • יוסף חדאד - Yoseph Haddad@YosephHaddad

Alman siyasetçi ve FDP partisi üyesi Karoline Preisler gerçek bir kahraman.

Bu cesur kadın, İsrail Devleti'ni savunmak, Gazze'de kalan rehineler için ve terör destekçilerine karşı mücadele etmek için her İsrail karşıtı gösteriye katılıyor.

Çoğu zaman tek başına, kalabalıkların arasında orada oluyor ama her zaman direniyor ve her gösteriye geliyor.

Onun hikayesi özel. Aslında Üçüncü Reich ordusunda görev yapan bir Nazi askerinin torunu. Almanya'nın zorlu tarihini bizzat bilen biri olarak, tüm gücünü antisemitizme karşı mücadele etmek için kullanıyor.

https://x.com/YosephHaddad/status/1975922125866254366

 

  • BİR YAHUDİ, AVRUPA’DA AMERİKA’NIN YUMUŞAK GÜCÜNÜ NASIL İNŞA ETTİ? - JOSÉ NİÑO

Eğer Amerikan fikirlerinin neden Amerikan ordularından daha uzağa ve daha hızlı yayıldığını hiç merak ettiyseniz, bunun cevabı sadece Hollywood ya da Harvard değildir. Bu konuda Melvin Lasky’ye teşekkür edebilirsiniz. Berlin’in konferans salonlarından Londra’nın edebiyat çevrelerine kadar, jeopolitiği parlak bir üslupla süsleme sanatını ustalıkla geliştirerek, yumuşak gücü sağduyu gibi hissettirdi ve finansman kaynaklarını gölgede bıraktı.

Tamamı : https://kritikbakis.com/bir-yahudi-avrupada-amerikanin-yumusak-gucunu-nasil-insa-etti/

 

  • TEKİRDAĞ'DA BİR YAHUDİ MEZARLIĞI OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ? - ATİFE ŞEVVAL DÜZYOL

Çorlu Yahudi Mezarlığı, yaklaşık 210-250 yıllık bir geçmişe sahip. Osmanlı döneminden kalma mezar taşları, İbrani yazıtları ve Davut Yıldızı gibi sembollerle dolu. Mezarlık, Silahtar Mahallesi'nde yer alıyor ve düzensiz, kırık taşlardan oluşan bir alan. 1990'lı yıllarda yapılan gözlemlere göre, mezarlık terk edilmiş haldeydi; mezar taşları parçalanmış, ayçiçeği tarlasına yakın bir konumda bakımsızdı. Taşlar arasında otlar büyüyor, hayvanlar otluyordu ve çöpler atılıyordu.

Mezarlık, Türkiye'deki Yahudi mezar taşları veritabanında da yer alıyor. Tel Aviv Üniversitesi tarafından yönetilen bu veritabanı, 1583-1990 yılları arasında 61.000'den fazla mezar taşını kapsıyor ve Çorlu ile ilgili kayıtlar içeriyor. Bu taşlar, Yahudi cemaatinin sosyal yapısı, isimler ve ölüm tarihleri hakkında değerli bilgiler sunuyor.

Çorlu Yahudi Mezarlığı, Trakya'daki Yahudi geçmişinin somut bir tanığı. Ancak bakımsızlık, hırsızlık ve vandalizm, bu mirası tehdit ediyor. Yerel yönetimler ve cemaatlerin işbirliğiyle daha etkili koruma sağlanabilir. Eğer Çorlu'yu ziyaret ediyorsanız, bu tarihi alanı görmek, geçmişe saygı duymanın bir yolu olabilir. Çorlu Yahudi Mezarlığı güncel durumu hakkında bilgi edinmek isteyenler için, belediye ve kültürel kurumlarla iletişime geçmenizi öneriyoruz. Kültürel mirasımızı korumak, hepimizin sorumluluğu!

Tamamı : https://www.tekirdagbakis.com/haber/26566597/tekirdagda-bir-yahudi-mezarligi-oldugunu-biliyor-muydunuz

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün