Bu yıl Nobel Edebiyat Ödülü´nü kazanan Macar yazar Laszlo Krasznahorkai oldu. Krasznahorkai, Yahudi kökenini 11 yaşında öğrendiğini açıkladı.
Nobel Komitesi Başkanı Anders Olsson, Krasznahorkai’yi “Kafka’dan Thomas Bernhard’a uzanan Orta Avrupa geleneğinde epik bir yazar” olarak tanımlarken, yazar Susan Sontag onu “kıyametin çağdaş Macar ustası” olarak nitelendirdi. Eleştirmen James Wood ise yazarın kitaplarının “nadir bir para birimi gibi elden ele dolaştığını” belirtti.
Babasının sosyalist dönemde dini kimliğini gizlediğini belirten Krasznahorkai, 2018’de bir Yunan yayın organına verdiği röportajda, “Babamın Yahudi kökenleri vardı ama bunu bize ancak ben 11 yaşındayken söyledi. Öncesinde hiçbir fikrim yoktu” dedi. Aynı röportajda Macaristan’daki artan antisemitizme dikkat çekerek, “Ben yarı Yahudi’yim ama işler bu şekilde devam ederse yakında tamamen Yahudi olacağım” ifadelerini kullandı.
Krasznahorkai’nin büyükbabası, aile soyadını İbranice’de “ışık hüzmesi” anlamına gelen Korin’den, Slovakya’daki tarihi bir kalenin adı olan Krasznahorkai’ye çevirdi. Yazar, kıyamet temalı romanları ve uzun cümlelerle örülü özgün yazım tarzıyla tanınıyor. Örneğin “Satantango” adlı romanı 12 bölümden oluşuyor ve her bölüm yalnızca bir paragraftan ibaret. Bu eser, yayınlandıktan 30 yıl sonra İngilizce’ye çevrildi ve Man Booker Uluslararası Ödülü’nü kazandı.
Yazarın diğer önemli eserleri arasında “The Melancholy of Resistance”, “War and War” ve “The World Goes On” yer alıyor.
Krasznahorkai, aralık ayında Stockholm’de düzenlenecek törende ödülünü alacak.
