“Sekizinci gün sizin için kutsal bir bayramdır…” (Vayikra-23:36) Oşana Raba´yı takiben gelen ve Sukot´tan ayrı başlı başına özel bir bayram olan Şemini Hag Atseret, bu yıl 14 Ekim Salı günü kutlanıyor.
Rabilerimiz bayramın ismi olan atseret-durdurma’yı bir kralın, çocuklarını bir süre için yanına çağırması, süre bitip de çocukların eve dönme vakitleri geldiği zaman, ayrılmanın zor gelerek beraberliklerini bir gün daha uzatması, ‘gitmelerini durdurması’ şeklinde açıklar. Roş Aşana ve Yom Kipur’da Tanrı ile İsrailoğulları arasında ciddi bir havada başlayan beraberlik, Sukot’un yedi günü boyunca şenlikler ve kutlamalarla sevinçli bir şekilde devam etmiş ve ayrılık günü gelmiştir. Bir günlük yeni bir bayram, Tanrı’nın, sevgili çocukları ile biraz daha fazla zaman geçirmesini sağlayacaktır.
Şemini Hag Atseret’e özgü bir mitsva, sembol veya gelenek yoktur. Bu gün sadece Tanrı ile olan özel ilişkimize ve yakınlığımıza odaklandığımız, bunun keyfini ve ayrıcalığını derinden hissettiğimiz benzersiz bir gündür.
Herkesin, tüm ulusların birbirine ihtiyacı var
Rabi Moshe Lieber, Shemini Atseres/Simchas Torah-Its Significance, Laws, And Prayers kitabında (s.53), Rabi Moshe Feinstein’ın (Darash Moshe), Sukot boyunca tüm dünya ulusları için yapılan bir haftalık sunuların sembolizmini ve Şemini Hag Atseret’in neden Pesah'tan yedi hafta sonra gelen Şavuot'un aksine, Sukot Bayramı’nın hemen ardından gelmesini sorguladığını belirtiyor.
“…Tanrı, insanların birbirlerine bağlı olacağı bir dünya yaratmak istemiştir. Mantıklı düşünen insanlar, yiyecek ve giyecek gibi sıradan ihtiyaçlardan entelektüel gelişim gibi daha yüce meselelere ve uluslararası bağlamda bir arada var olabilmeye kadar, diğerlerinin çabaları olmadan hayatta kalamayacaklarını kabul etmelidir. Böyle bir dünyada mantık, mutlaka insanlar ve uluslar arasında barış olması gerektiğini söylerdi; çünkü hiçbir insan veya ülke, başkalarının yardımı ve koordinasyonu olmadan tek başına ayakta kalamaz. Akıl, insanların bencil nedenlerle birbirleriyle çatışmaya girdikleri bir dünyadaki hayatın insanlıktan uzak ve kavgacı olacağını, mutluluktan ve güvenlikten yoksun bir hale geleceğini söylerdi.
Birbirimizle çatışma lüksüne sahip değiliz
“Sonuç olarak, sağduyu -aslında basit bir aklıselim- insanların birbiriyle çatışma lüksüne sahip olamayacağını söyler. Uzlaşma ve hoşgörü, huzur ve dostluk için ödenecek küçük bedellerdir.
Bilgelerimiz, çocuklarının evliliğiyle iki aile birleşirken en önemli şeyin gereksiz tartışmalardan kaçınmak olduğunu öğrencilerine öğütlerdi. Fikir ayrılıkları kaçınılmazdır, ancak konu gerçekten önemli olmadıkça kimse bunları sorun haline getirmemelidir, düşmanlığı körükleme riskindense durumu kabullenmek tercih edilmelidir. Barışın getirisi, bir anlaşmazlıkta galip gelmenin verdiği kırıcı heyecandan çok daha değerlidir.”
Her bir ulusa bahşedilen nimetler tüm ulusların yararına olmalıdır
“Kutsal Tapınak'ta Sukot Bayramı süresince yapılan sunular tam olarak bu evrensel öğretiyi yansıtmaktaydı. Tanrı, nimetlerin yalnızca belirli bir ulusa akmasını istemez. Tüm uluslar Yaratıcıları nezdinde değerlidir ve aynı zamanda her bir ulusa bahşedilen nimetler, tüm ulusların yararına olmalıdır. İsrailoğulları Sukot Bayramı süresince tüm uluslar için sunular sunarak, tüm ulusların ihtiyaçlarının Tanrı için önemli olduğunu ve İsrailoğulları’nın Sevinç Zamanı’nın ancak diğer tüm halklar O'nun lütfundan pay alırsa tamamlanabileceğini ifade ediyorlardı.
İşte bu nedenle Tanrı, gecikmeden Sukot’un Şemini Hag Atseret ve Simhat Tora ile zirveye ulaşmasını istedi. Şemini Hag Atseret, Tanrı ile İsrailoğulları’nı spiritüel ve erdemli bir manevi yakınlıkta birleştirerek Sukot’a ve Sukot’un refah ve bereket dualarına bir odak noktası oluşturur. Şemini Hag Atseret, dünyanın Tora’nın ahlaki değerleri ile yön bulması gerektiğini, bunun alternatifinin ise felaket anlamına geleceğini ifade eder. Bu değerli öğreti bekletilemezdi.”