Yahudi bir Vatan Kahramanı: Eli Şuel

Eli Erdem DEMİRÖZ Zaman Makinesi
1 Ekim 2025 Çarşamba

Tarihin tozlu sayfaları aralandığında içlerinde adları çoktan unutulmuş sayısız kahraman karşımıza çıkar. Bu kahramanların önemli bir çoğunluğu tarihin doğal akışında unutulmuş değildir aksine devletler ve iktidarlar eliyle hatıraları silinmeye çalışılmıştır. Çünkü bu kahramanların varlığı birilerinin siyasi ve maddi çıkarlarına tehdit oluşturmaktadır. Bizim yakın tarihimizde de bu kahramanlara 1. Dünya Savaşı’nda ve Kurtuluş Savaşı’nda canla başla mücadele etmiş gayrimüslim vatandaşlarımız örnek olacaktır.

Bu konu üzerine yazarken de devlet arşivinden buraya sayısız isim ve soy isim almak yerine kendi ailemden bir kişi üzerinde duracağım. Sadece bir isimden bahsetmeyip anılarından arta kalandan bana ulaşanlarla bir askeri, bir din adamını, bir vatan kahramanını dahası bir insanı tanıyacağız. Eli Şuel (Cüel), ataları Doğu Avrupa’dan Nevşehir’in Abdi köyüne göç etmiş bir Aşkenaz Yahudisi olup ailesindeki Türkiye’de doğan ilk kuşaktır. 1. Dünya Savaşı çıkıp Çanakkale cephesine gönderilene kadar ömrü Abdi köyü ve Avanos ilçesi arasında geçmiş hayat dolu, umutlu bir Yahudi genciydi. Eli, Çanakkale Savaşı’nda mücadele ettikten sonra köyüne geri dönmüş ve orada dünyaevine girmiş. Nitekim çok geçmeden Mustafa Kemal Atatürk’ün başlatmış olduğu kurtuluş mücadelesine Batı Cephesi’ndeki düzenli orduya katılarak destek olmuş. Ama savaşın yorucu ve hasret kokan havası altında gençlik ateşine dur diyememiş ve eşinin yanına gitmiş. Eli’nin planı sadece bir iki gün eşiyle vakit geçirip geri cepheye dönmekten ibaretti. Ancak onun eşinin yanına döndüğünü işiten Türkmen aşiretlerinden bir grup asker kaçağı gizlice onun evine girip Eli’nin üzerine zimmetli olan tüfeği çalarak ortalıktan kaybolmuş. Zimmetli tüfeği kaybetmek o dönemde cezası ölümle sonuçlanan bir askerî suçtu. Eli yapacak bir şey yok deyip Haşem’in çizdiği yola güvenerek teslim olmuş ve Konya askeri cezaevine sevk edilmiş. Hapishane hücresinde ağzından duayı bırakmadan infazını beklerken o sırada R-bb’in bir mucizesi gerçekleşmiş ve hapishanedeki muhafız Eli’yi tanımış. Eli, muhafıza başından geçenleri tek tek anlatmış. Bunun üzerine görevli muhafız komutanına tüfeğin Delibaş çetesine bilgi dahilinde teslim edildiğini belirten bir telgraf çekerek Eli’yi kurtarmış.

Eli, 9 Eylül’de İzmir’i düşman işgalinden kurtaran ordunun içerisindeymiş. Hem Büyük Taarruz’da hem İzmir’in kurtuluşunda en ön saflarda savaşmış bu büyük kahraman savaştan sonra köyüne, eşine küsmüş ve bir daha İzmir’den Nevşehir’e dönmemiştir. Ailemden duyduklarıma göre Eli amca ömrünün son dönemlerinde mütevazı bir hayat yaşamıştır. İzmir’de bir han ve bir bakkal dükkânı işleten Eli bir sinagogda da dini hizmetleri yürütmüştür. Hangi sinagog olduğunu net bilmesek de bizim bağlı olduğumuz minhag gereği günümüzde kapalı olan İzmir Aşkenaz Sinagogu olduğu kanısındayım.

Vatanımızın kurtuluşu ve bekası için mücadele etmiş başta gayrimüslim olduğu için öteki kabul edilen kahramanlarımız olmak üzere tüm kahramanlarımızı saygıyla anıyorum. Ömrü çile ve zorluklarla geçmiş büyük büyük amcamın da ruhunun Eden bahçesinde atalarına kavuşmuş olmasını diliyorum.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün