Bolşoy Balesi ve Orkestrası ilk kez İstanbul'da 'Romeo & Juliet'

Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında, 1776 yılında kurulan dünyanın en ünlü klasik bale topluluklarından efsanevi Bolşoy Tiyatrosu, İstanbul´a ilk kez iki ikonik yapımıyla geldi.

Erdoğan MİTRANİ Sanat
1 Ekim 2025 Çarşamba

İtiraf edeyim ki bir zamanlar eşimle birlikte büyük tutkuyla sevmiş olduğumuz, 60 yıl kadar önce o zamanların Sovyet Rusya’sında birçok efsane dansçıyı izleme fırsatını bulduğumuz klasik bale bizleri artık eskisi kadar etkilemiyor. Klişeleşmiş yapısı, dokunulmaz, değiştirilmez hâle getirilmiş biçemiyle, kuşlar gibi uçuşan, partnerinin kollarında havalarda uçan, ‘pointe’larla parmak uçlarında dans eden balerinlerinin ve yer çekimine meydan okuyan baletlerinin performansları bizleri artık pek doyurmuyor; modern dans ve dansçıların öyküyü tüm bedenleriyle anlattığı dans tiyatrosu bize çok daha heyecan verici geliyor.

Ancak, yaklaşık 350 kişilik dansçısı, müzisyeni ve teknik ekibiyle, tarihi sahnesinin orijinal dekorları ve kostümleriyle Bolşoy Tiyatrosu gelince izlemek farz oluyor. Yine de her notasını, her adımını ezbere bildiğimiz ‘Kuğu Gölü’nü ‘es geçerek’, göreceli olarak daha çağcıl (Dünya Prömiyeri 30 Aralık 1938’de yapılmış) ‘Romeo & Juliet’i izledik.

Shakespeare’ın ünlü trajedisinden esinlenen, birbirine düşman iki ailenin nefret duvarlarını aşan saf ve yasak bir aşkı anlatırken, tutku, nefret ve fedakârlık gibi insan doğasının en güçlü duygularını zarif bir estetik içinde harmanlayan ‘Romeo & Juliet’, Sergey Prokofyev’in güçlü müziği ve Leonid Lavrovski’nin özgün koreografisiyle, dramatik içerikle koreografik anlatımı ustalıkla birleştirebilen bir yapıttır

Mikhail Lavrovski’nin Bale Şefliğinde Nisan 2024’te Yeniden Sahnelenme Prömiyeri yapmış olan ‘Romeo & Juliet’i, İstanbul’da özgün kadrosu ve Sergey Graçev’in Yeniden Sahneleme için tasarladığı orijinal dekorlarıyla izleme ayrıcalığımız oldu.

İki ara dâhil 3 saati aşan süresine rağmen müthiş temposu hiç aksamadığından hiç sıkılmadan seyredildi.

Başarılı sahnelemede romantik ve trajik bölümlerle dur durak bilmeyen hareketli sahneler ustalıkla dengelenmişti. Tabii ki klasik balede öncelikle dans ve müzik gelir. Tüm yan rollerin ve sahnedeki dev kadronun uyumu kusursuzdu. Bolşoy’un hem Rusya’nın hem dünyanın ünlü sahnelerinde dans etmiş, sayısız ödül sahibi Ukrayna asıllı, baş balerini Svetlana Zakharova’nın Juliet yorumu kusursuzdu. 1979 doğumlu balerin, müthiş beden diliyle yeni yetme Juliet’i büyük inandırıcılıkla canlandırıyordu.1992 doğumlu Artemy Belyakov da gencecik duran, son derece parlak bir Romeo olmuştu.

Çok az duyurulan, hepimiz için benzersiz sürpriz olan ise, Bolşoy Tiyatrosu’yla birlikte kurulmuş olan, dünyanın en eski ve en büyük senfoni orkestralarından Bolşoy Tiyatrosu Orkestrası’nın kusursuz performansını, Mariinsky ve Bolşoy Tiyatro’larının genel müdürü ve sanat yönetmeni, St. Petersburg Beyaz Geceler Festivali’nin sanat yönetmeni, yaşayan en önemli orkestra şeflerinden 1953 doğumlu Valery Gergiev’in yönetmesiydi.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün