Sonbaharda kendine bakmak: Vitaminler ve ruh hali

Ekim, mevsimlerin en özel ayıdır: Yazın enerjisinden uzaklaşır, kışın sertliğine hazırlanırız. Yazın bitişinin getirdiği hüzün, kışa hazırlığın verdiği yorgunluk ve sıcaklıkların dalgalanması hem bedensel hem de duygusal iniş - çıkışlara sebep olur.

Verda ÇAKAN Yaşam
25 Eylül 2025 Perşembe

Ekim ayı, yazın hafifliğinden kışın sertliğine geçişin tam ortasında duran kısa ama güçlü bir dönemdir. Güneşin ışığı azalır, günler kısalır, rüzgâr serinler. Bu değişim yalnızca bedenimizi değil, ruhumuzu da etkiler. Yazın bitişinin getirdiği hüzün, kışa hazırlığın verdiği yorgunluk ve sıcaklıkların dalgalanması hem bedensel hem de duygusal iniş - çıkışlara sebep olur.

Durup dururken üşümeler, halsizlik, uyku düzeninde bozulmalar, ruh hâlinde dalgalanmalar bu dönemin doğal parçalarıdır. Bir gün enerjik hissederken ertesi gün melankoliye kapılabiliriz. Bunun sebebi her zaman vitamin eksikliği değildir; bazen mevsim geçişleri tek başına duygu durumumuzu etkiler. Güneş ışığının azalması, serotonin seviyelerini düşürür ve içsel bir hüzün yaratabilir. Yani vitaminler beden için ne kadar önemliyse, ışık, uyku ve ruhsal denge de mevsim geçişlerinde o kadar belirleyicidir.

İşte tam da bu noktada vitaminler devreye girer: Bağışıklığı korumakla kalmaz, aynı zamanda ruhsal dayanıklılığa da destek olurlar. Bir vitamin kapsülünü elimize aldığımızda yalnızca bedensel bir takviye yapmış olmayız. Aynı zamanda zihnimizde, “kendime iyi bakıyorum, korunuyorum” duygusunu da uyandırırız. Bu his, modern yaşamın karmaşası içinde ruhsal bir kalkan gibidir.

Mevsim Geçişlerinde Vitaminlerin Ruhsal Etkisi

Vitaminler, sinir sistemimiz ve ruh hâlimizle doğrudan ilişkilidir.

  • D vitamini: Sonbahar ve kış aylarında güneş ışığının azalmasıyla düşer. Bu eksiklik bağışıklığı zayıflattığı gibi ruhsal çöküşleri de artırır. ‘Sonbahar melankolisi’nin arkasında çoğu zaman düşük D vitamini vardır.
  • B grubu vitaminleri: Enerji metabolizmasında kritik rol oynar. Eksikliğinde sinirlilik, odaklanma sorunları ve yorgunluk görülür.
  • Magnezyum: Yetersizliğinde huzursuzluk, kas krampları ve uyku sorunları ortaya çıkar.
  • Omega-3 yağ asitleri: Beyin sağlığı ve duygu durum regülasyonu için önemlidir. Eksikliğinde kaygı ve odaklanma sorunları artabilir.

Mevsim geçişlerinde görülen ruhsal dalgalanmaların arkasında çoğu zaman bu biyokimyasal eksiklikler vardır. Bu nedenle sadece “hava değişimi” demek yerine vitamin ve mineral düzeylerini kontrol ettirmek de sağlıklı bir yaklaşımdır. Üstelik vitamin almak, psikolojide ‘plasebo etkisi’ denilen iyileştirici inancı da harekete geçirir. Yani vitaminler hem fizyolojik hem de psikolojik bir destek sağlar.

Doğru Kullanımın Önemi

Vitaminlerin faydası kadar yanlış kullanımının da zararları vardır.

  • C vitamini fazlası idrarla atılsa da mideyi bozabilir.
  • B grubu vitaminleri yüksek dozda sinir sistemini yorabilir.
  • A, D, E ve K vitaminleri yağda çözündüğü için fazlası vücutta birikir ve toksik etki yaratabilir.

Bu yüzden vitaminler “fazlası daha çok korur” mantığıyla alınmamalıdır. İlk adım her zaman doktor kontrolü ve düzenli kan tahlilleri olmalıdır.

Doğal Vitamin Kaynakları

Vitaminleri yalnızca kapsüllerden değil, doğal gıdalardan almak hem daha sağlıklı hem de daha bütüncül bir yaklaşımdır:

  • C vitamini: Portakal, mandalina, kivi, kırmızı biber.
  • D vitamini: Güneş ışığı en büyük kaynaktır; somon, sardalya gibi balıklar destek sağlar.
  • B vitaminleri: Yulaf, tam tahıllar, mercimek, nohut, fındık.
  • Magnezyum: Kabak çekirdeği, ıspanak, badem.
  • Omega-3: Ceviz, keten tohumu, chia tohumu, balık.

Sonbahar sofralarına bu besinleri eklemek hem bağışıklığı hem de ruh hâlini desteklemenin en güvenli yoludur.

Yaşa Göre Vitamin İhtiyaçları

  • Çocuklar: Okul döneminde kapalı sınıflar hastalıklara davetiye çıkarır. C vitamini, D vitamini ve Omega-3 kritik rol oynar. Çocuk vitamin aldığında yalnızca bedenen değil, psikolojik olarak da “beni koruyor” hissiyle güvende olur.
  • 20’li–30’lu yaşlar: Yoğun tempo ve düzensiz uyku bağışıklığı zorlar. Bu dönemde B vitaminleri, magnezyum ve antioksidanlar öne çıkar. Su tüketimi de çok önemlidir.
  • Orta yaş: D vitamini, kalsiyum, magnezyum ve Omega-3 hem bedeni hem ruhu dengeler. Çoğu zaman sinirlilik ve yorgunluğun arkasında vitamin eksikliği vardır.
  • İleri yaş: Bağırsak emilimi zayıflar, depolama kapasitesi azalır. Bu dönemde vitamin desteği mutlaka doktor gözetiminde planlanmalıdır.

 Vitaminlerin Etkisini Güçlendiren 3 Faktör

  • Uyku: Bağışıklığın en büyük destekçisidir. Magnezyum özellikle uyku kalitesini artırır.
  • Su: Vitaminlerin vücutta dolaşımını kolaylaştırır. Az su içmek bağışıklığı zayıflatabilir.
  • Bağırsak sağlığı: ‘İkinci beyin’ dediğimiz bağırsaklar vitamin emiliminin merkezidir. Yoğurt, kefir, turşu gibi probiyotik gıdalar vitaminlerden alınan verimi artırır.

Vitamin Bağımlılığı Var mı?

Tıpta doğrudan “vitamin bağımlılığı” diye bir tanım yok. Ancak iki farklı durum görülebilir:

  1. Psikolojik bağımlılık: Kişi vitamin almadığında huzursuz hisseder, gününün kötü geçeceğine inanır. Bu, bir tür güvence arayışıdır.
  2. Aşırı kullanım (hipervitaminoz): Özellikle yağda çözünen vitaminler (A, D, E, K) fazla alındığında vücutta birikir ve toksik etki yapar. Baş ağrısı, halsizlik, mide sorunları, uyku bozuklukları görülebilir.

Bu yüzden vitaminler bir “sigorta” gibi görülebilir ama tek başına mucizevi bir çözüm değildir. Asıl amaç, dengeli bir yaşam düzeni içinde gerektiğinde hekim kontrolünde destek almaktır.

Bitkisel Destekler ve Wellness Yaklaşımı

Son yıllarda ashwagandha, reishi veya lion’s mane gibi bitkisel çözümler stresi azaltma, uyku düzenleme ve mod dengeleme amacıyla öne çıkıyor. Ancak vitaminler gibi bu destekler de mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır.Wellness dediğimiz “iyi olma hâli”, yalnızca vitaminlerle değil; egzersiz, uyku, dengeli beslenme ve ruhsal dengeyle tamamlanır. Tüm parçalar bir araya geldiğinde bağışıklık da güçlenir, ruh hâli de toparlanır.

Beden ve Ruh İçin Yeni Bir Başlangıç

Ekim, mevsimlerin en özel ayıdır: Yazın enerjisinden uzaklaşır, kışın sertliğine hazırlanırız. Bu dönemde vitaminler yalnızca bedenimizi değil, ruhumuzu da koruyan sessiz kahramanlardır. Unutmayalım, vitaminler yalnızca bir kapsül değildir. Onlar, kendimize verdiğimiz bir mesajdır:

“Kendime iyi bakıyorum.”

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün