Yahudiler, 1700 yıllık Dura Europos Sinagog resimlerini onlarca yıl sonra ilk kez görebildi.
Yıllardır dünyanın en eski sinagog resimleri üzerine çalışan Jill Joshowitz, iç savaşın ortasında kalan Suriye’deki Dura Europos Sinagogu’ndaki eserleri görme ihtimalinin çok düşük olduğuna inanıyordu. Savaş boyunca Yahudi ibadethaneleri yağmalanmış, bombalanmış ve ülkenin Yahudi nüfusu neredeyse tamamen göç etmişti. Bu sebeplerle resimlerin halen sağlam olduklarından bile emin olmadığını belirten, Yahudi görsel kültür tarihçisi Joshowitz, “Hayatımın neredeyse on yılını bu resimleri araştırmaya ve yazmaya adadım. Ama Suriye’de saklandıkları için, Yahudi bir araştırmacı olarak bunları ömrüm boyunca görme şansım olmayacağını düşünüyordum. İç savaşın yıkımı sırasında başlarına ne geldiğini kimse bilmiyordu. Sosyal çevremde de bu resimlerin akıbetini bilen kimse yoktu,” diyor.
Ümidi kestiği noktada gelen bir telefonla araştırmacı, resimlerin yalnızca hayatta kalmadıklarını, üstelik 1700 yıl evvel ilk yapıldıkları düzende korunmuş olduklarını öğrendi.
Şam’da bulunan Ulusal Müze’nin Yahudi akademisyen ve liderlerden oluşan bir heyet tarafından ziyaret edilmesi ile ulaşılan bu bilgiler, Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesi ve Yahudilerin yeniden Suriye’ye gidebilir hale gelmesi sayesinde mümkün oldu.
Gezinin organizatörleri arasında Ann Arbor Yahudi Federasyonu’ndan Rabbi Asher Lopatin ve Suriyeli Yahudi toplumu önderlerinden birinin torunu olan, Syrian Mosaic Foundation’ın kurucusu Joe Jajati de yer aldı.
Şubat ayında Lopatin’in başını çektiği başka bir grup da Şam’a gitmiş, ancak Dura Europos resimlerini görememişti.
244 yılında boyanan Dura Europos Sinagogu, Roma garnizonunun şehri güçlendirmek için yapıyı toprakla doldurmasıyla on yıl sonra kapatılmış, şehir yıkılınca da yüzyıllarca ortadan kaybolmuştu.
1930’larda yapılan kazılarda sinagog yeniden ortaya çıkarıldığında duvar resimlerinin toprak katmanları sayesinde korundukları görülmüştü. Daha sonra bu eserler Şam Ulusal Müzesi’ne taşındı ve eski sinagogun birebir kopyasının içinde sergilenmeye başlandı.
Bu hafta gerçekleşen ziyarette, müzeye ulaşan grup, ağır ahşap kapılardan girerek yedi metre yüksekliğindeki fresklerle karşılaştı.
Resimlerde Musa’nın yanan çalıyla karşılaşması, Samuel’in Davut’u kral ilan etmesi, İbrahim’in İshak’ı kurban etmeye hazırlanışı ve Mordehay’ın Aman tarafından at üzerinde gezdirilmesi gibi birçok Tevrat sahnesi yer alıyor.
“Uzun zamandır üzerinde çalıştığım bu resimleri canlı olarak görmek inanılmazdı,” diyen Joshowitz sözlerine, “1930’lardan ve 1950’lerden kalma siyah-beyaz fotoğraflardan biliyordum. Ama burada, çok daha canlı, parlak renklere sahip olduklarını gördüm,” diye devam etti. Joshowitz ayrıca resimlerin geçen süre içerisinde bir dönem vernikle kaplandığını ve bu şekilde bugüne kadar canlı kalmalarının sağlandığını belirtti.