Tatlı başlangıçlar: Roş Aşana sofralarında Ayurveda

Roş Aşana, sadece takvimdeki yeni bir yılın başlangıcı değil; aynı zamanda farkındalıkla, niyetle ve şükranla başlayan yeni bir yaşam döngüsünü temsil eder.

Seren ALÇEH Yaşam
17 Eylül 2025 Çarşamba

Roş Aşana bayramın ilk akşamı, seder gecesinde, yılın tatlı, bereketli ve sağlık dolu geçmesi için gerçekleştirilen ritüellere çocukluğumuzdan beri alışkınız. Belki de artık sorgulamadan yapıyoruz. İlginç olan şu ki, bu ritüeller Ayurveda’nın kadim bilgeliğiyle şaşırtıcı bir uyum içindedir.

Ben de bu ayki yazımda hem kültürel hem de spiritüel açıdan bu sembolleri bütünsel bir bakış açısıyla ele almak istedim. Umarım yeni yılda daha farkındalıklı ve dengede bir başlangıca ilham olmasına vesile olur.

Elma reçeli: Tatlı bir başlangıç

Seder sofrasında yer alan elma reçeli, yeni yılın tatlı geçmesi dileğiyle yemeğin başında bir kaşık yenir. Ayurveda’da tatlı tat (madhura rasa), kalbi besleyen, huzur ve güven veren bir tattır. Boşuna “tatlı yiyelim, tatlı konuşalım” dememişler. Bu ortak sembol, hayatın yeni başlangıçlarına şefkatle yaklaşmamız ve hem kendimize hem de çevremize tatlı dille yaklaşarak kalplerimizi beslememiz gerektiğini hatırlatır.

Hurma: Tatlı bir son

Hurma, “tüm olumsuzlukların sona ermesi, engellerin kalkması” niyetiyle yenir. Ayurveda’da doğal olarak tatlı, besleyici ve güçlendirici bir meyvedir. Özellikle ‘ojas’ adı verilen yaşam enerjisini artırır, bağışıklığı destekler ve kalbi kuvvetlendirir. Yumuşak dokusu ve yoğun tadı, şefkati ve içsel huzuru temsil eder.

Nar: Bereket ve yaşam enerjisi

Nar hem Yahudi kültüründe hem de Ayurveda’da bereketin simgesidir. Pazardan aldım bir tane, eve geldim bin tane! Hepimizin bildiği bir kanıttır bu. Ayrıca Ayurveda’ya göre nar da hurma gibi yaşam enerjisini (ojas) artırır, bağışıklığı güçlendirir, sindirimi destekler ve canlılık verir.

Balık Başı: Liderlik ve zihinsel netlik

Bazı geleneksel sofralara balık başı konur ya da başıyla birlikte servis edilen balık, yeni yılda 'başta olma'yı simgeler. Başta olmak, liderliktir. Lider olmak için kendimize güvenmemiz gerekir ve bu da insanların bize güvenmesini beraberinde getirir. Ayurveda’da ise baş bölgesi; zihin, düşünce ve farkındalığın merkezidir. Net bir zihin ve berrak düşünce ile doğru kararlar almak kolaylaşır, yaşam yönümüzü güvenle belirleriz.

Pırasa, Kabak, Ispanak/Pazı: Sezonun İlkleri
Bu yeşil sebzeler, mevsimin ilk mahsulleri olarak tazeliği ve yenilenmeyi simgeler. Yeni yılın bereket, temizlik ve tazelikle gelmesi dileğiyle sembolik olarak sofrada yer alırlar. Ayurveda’ya göre bu sebzelerin ortak özelliği; sade, doğal ve topraklayıcı yapılarıyla hem bedende hem zihinde yumuşama, arınma ve toprağa bağlanmayı desteklemeleridir. Bedenimizi hafifletirken, zihnimizdeki fazlalıkları bırakmayı ve niyetlerimizi sadeleştirmeyi de hatırlatırlar. Ayrıca, beden için de faydalıdırlar. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler (örneğin pazı, ıspanak), karaciğeri destekler, vücudu arındırır ve mevsim geçişlerinde sindirimi kolaylaştırır. Kabak ve bal kabağı gibi tatlı, yumuşak sebzeler ise hem fiziksel hem duygusal beslenme sağlar. Aynı zamanda sonbahar ve kış aylarının baskın doshası olan Vata’yı dengeleyerek, bu dönemlerin getirdiği kuruluk ve değişkenlik karşısında denge kurmaya yardımcı olur.

***

Bayramlar, sadece dini ritüeller değil; aynı zamanda tüm ailenin bir araya geldiği, neşeli anıların biriktirildiği özel zamanlardır. Çocukluğumdan beri bayram sofraları bende özel bir yer tutar. En güzel örtülerin serildiği, en özel takımların çıkarıldığı, çiçeklerle süslenen, ziyafet yemekleriyle donatılan sofralarda kendimizi özel hissederiz — ya da aslında ne kadar özel olduğumuzu hatırlarız.

Toplulukla kurulan bağın, özellikle sevdiklerimizle bir arada olmanın şifasını hepimiz biliriz. Gerçek sağlık, bireysel olduğu kadar kolektif bir dengedir.

Okunan duaların her zaman anlamını bilmesek de tanıdık tınıları içimize işler. Şu an hayatta olmayan sevdiklerimizi, aile büyüklerimizi hatırlatır. Evrendeki her sesin bir frekansı, her kelimenin bir titreşimi vardır. O sese kulak vererek, geçmişle barışabilir, şimdiyle bağ kurabilir ve geleceğe daha huzurlu adımlarla ilerleyebiliriz.

Roş Aşana, geçmiş yılı uğurlarken, şükran, denge ve farkındalıkla yeni bir yaşam döngüsüne kucak açmaktır.

Geçmişin bilgeliğiyle, bugünün farkındalığında; hepimize tatlı ve dengeli bir yıl dilerim.

Şana Tova!

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün