İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali perdelerini açmaya 29. kez hazırlanıyor. Mehmet Birkiye küratörlüğünde 20 Ekim–22 Kasım arasında izleyiciyle buluşacak festival, Türkiye ve yurtdışından toplam 16 tiyatro, performans ve dans gösterisine ev sahipliği yapacak.
Festivalin programının açıklandığı ve onur ödülünün verildiği tören 9 Eylül akşamı The Marmara Otel Taksim’de Özlem Öçalmaz’ın sunumuyla gerçekleştirildi.
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın ve ana sponsorların yöneticilerinin konuşmalarının ardından söz alan festival küratörü Mehmet Birkiye, seyircileri tiyatronun kahramanları olarak gördüğünü belirten zeki ve keyifli bir açılış metni okudu.
Törenin en güzel sürprizi bu yıl Onur Ödülünün çevirmen, tiyatro eleştirmeni, yazar, sahne ve kostüm tasarımcısı, gazeteci, eğitmen Seçkin Selvi’ye sunulmasıydı.
Tiyatro Eleştirmenleri Birliğinin duayeni sevgili dostumuz Seçkin Selvi ödülü aldığında çok etkileyici ve heyecan verici bir teşekkür konuşması yaptı:
“Bu çok anlamlı ödül için İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na teşekkür ederim. Ödülün iki önemli anlamı var: Birincisi, bir tiyatro eleştirmeninin Tiyatro Festivali bağlamında ödüllendirilmesi ve böylelikle eleştirinin tiyatronun doğal bir parçası olduğunu vurgulaması. Çünkü eleştiri, sanat yapıtlarının olumlu ve olumsuz yanlarını gerekçesini göstererek irdelediği için bütün sanat dallarının olduğu kadar tiyatronun da destekleyicisi, yoldaşı, omuzdaşı, öncelikle de kışkırtıcısıdır. Ödülün benim için önemli olan ikinci anlamı da, sosyal yaşamın her alanında var olması gereken eleştirinin, Demokles’in kılıcına hedef olan bir siyasi kimlik kazandığı günümüzde, eleştirinin ve eleştirmenin onurlandırılmasıdır. Onurlandım, gururlandım, çok teşekkür ederim,”
Geldik İstanbul Tiyatro Festivali Programlama Yöneticisi Handan Uzal Dündar tarafından ayrıntıları aktarılan, 5 uluslararası, 11 yerli oyundan oluşan festival programına. Tüm kentimize yayılacak festival kapsamında İstanbul’un iki yakasında; Alan Kadıköy, Beyoğlu Sineması, Beyoğlu Spor Kulübü, Haliç’te tarihi bir han, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, İMÇ, Mecidiyeköy Sahne, Metrohan, Moda Sahnesi, Paribu Art ve Zorlu PSM olmak üzere 11 mekân festival izleyicilerine kapılarını açacak.
Yabancı topluluklar
Festivalin açılışı, 80. yaşını kutlayan Hollanda’nın köklü dans topluluğu Scapino Ballet Rotterdam’ın retro-fütüristik dans gösterisi ‘Katedral’ ile yapılacak. Son yıllarda üst üste aldığı yılın koreografı ödülleriyle dikkat çeken Marcos Morau’nun Arvo Pärt’ın ruhani müzikleriyle kurduğu, bedenlerin birer mimari unsura dönüştüğü büyüleyici evren, göz alıcı estetiği, matematiksel koreografisi ve hipnotik atmosferiyle izleyicileri derinden etkileyecek.
Fransız-Katalan topluluk Baro d’evel, dansçıları, müzisyenleri, clown’ları ve seramikçileri sahnede bir araya getirerek, iklim krizleri, savaşlar, adaletsizlikler karşısında yeniden birlikte düşünmenin, hissetmenin ve hatırlamanın yollarını arayan ‘Biz Kimiz?’de var olmaya dair bir ritüel kurgulayacak.
Peru’dan Teatro La Plaza’nın sahnelediği, Down sendromlu sekiz oyuncunun rol aldığı ‘Hamlet’, İKSV’nin kapsayıcılık ve erişilebilirlik çalışmalarının ilk adımlarından biri olarak izleyiciyle buluşacak. Nöroçeşitliliği bir tema olarak değil, var olma ve sanat yapma biçimi olarak benimseyen topluluğun empatiye değil, eşitliğe dayanan güçlü sahnelemesinde oyuncular, kendi hayatlarını Hamlet’in evreniyle iç içe geçirerek izleyiciye derin bir varoluş duygusu aktaracak.
Bu yıl, edebiyat uyarlamalarının yoğun olduğu festivalde, iki uluslararası topluluk da roman uyarlamalarıyla geliyor. Gustave Flaubert’in 1857’de yayımlandığında edebiyat dünyasında bomba etkisi yaratan Madame Bovary’si, Belçika’dan Flaman Kraliyet Tiyatrosu tarafından ‘Bovary’ adıyla sahnelenecek. Kadın mücadelesine mal olmuş edebi karakterleri çağdaş tiyatroyla buluşturmadaki ustalığıyla tanınan Carme Portaceli’nin yorumunda Emma Bovary hayalperest bir trajedi kahramanı değil, ‘21. yüzyılın feminist sesi’ olarak karşımıza çıkacak.
Fransız En Votre Compagnie topluluğu, geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz yazar Paul Auster’ın ‘New York Üçlemesi’nin tamamıyla gelecek. Auster’ın bizzat onay verdiği son projelerden biri olan, polisiye kurgunun postmodern anlatıyla iç içe geçtiği üç kısa romandan oluşan metin tiyatroya yazar-yönetmen Igor Mendjisky’nin özgün rejisiyle uyarlanmış.
Yerli topluluklarımızdan Moda Sahnesi de Édouard Louis’nin ‘Babamı Kim Öldürdü’sünün ardından bu kez annesinin hayatını anlattığı ‘Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri’ isimli, toplumsal baskı ve görünmez kadın emeği üzerine çarpıcı bir iç hesaplaşma sunan romanına güçlü bir teatral yorum getirecek.
Yönetmen Ayşe Emel Mesci, çok sayıda ödüllü ‘Medea Material’in ardından, bütüncül sanat anlayışıyla sahneye koyduğu bir başka başyapıtla, Ankara Devlet Tiyatrosu yapımı Johann Wolfgang von Goethe’nin ‘Faust’uyla seyirci karşısında olacak.
Alper Canıgüz’ün Oğullar ve Rencide Ruhlar romanıyla edebiyata kazandırdığı, beş yaşında olmasına rağmen hayattan usanmış, zeki ve alaycı karakteri Alper Kamu’nun ilk kez tiyatro sahnesine adım attığı ‘Cehennem Çiçeği’, küçük bir çocuğun gözünden yetişkinlerin dünyasına dair büyük sorular soruyor.
Festival, roman uyarlamalarına önemli romancılarımızdan Hikmet Hükümenoğlu’nun ilk tiyatro metni ‘Fora’nın prömiyerini de ekleyecek. Mert Öner’in hikâye anlatıcılığına dayanan rejisiyle, ‘ev içi huzurun’ neleri bastırma pahasına tesis edildiğini gözler önüne seren Fora, içerdiği evrensel temalar, tanıdık çatışmalar ve yer yer can acıtan ama bir o kadar da insana dokunan mizahıyla derin izler bırakacak.
Konusunu kadın hikâyelerinden alan veya kadın yazar, yönetmen ve oyuncuların öne çıktığı oyunlardan “Bu İşte Bir Kadın Var” teması seçkisinde yer alan, Alis Çalışkan’ın yazdığı, İlyas Özçakır’ın yönettiği ‘Aşağıdaki Pencere’, sansür ve otosansür baskısına karşı kişisel direnişin ve anlatının imkânlarını araştıran zihin açıcı bir oyun olarak karşımıza çıkacak.
Yeni Arayışlar
Geçtiğimiz yıl başlatılan, metne ve sahnelemeye farklı açılardan yaklaşan genç sanatçı ve toplulukları desteklemeyi amaçlayan ‘Yeni Arayışlar’ bölümü, ‘Cehennem Çiçeği’nin yanı sıra iki oyunu daha kapsıyor. Festivalde ‘Annemden Kalan Gül Ağacı Masanın Üzerinde Çaydanlık Beyaz Bir İz Bıraktı’ oyunuyla izlediğimiz Ferdi Çetin, serinin ikinci halkası ‘Televizyonun Karşısında Özel Mülkiyetin Kökeni Üzerine Düşünürken Uyuyakalmışım, Babamın Sesine Uyandım’ ile yeniden festivale konuk olacak.
‘Aşalım Bunları’ ile TEB Ödülleri’nde Yılın Genç Ekibi unvanını alan Reka Kolektif’in yeni oyunu ‘Jonas’la Evlenmek’te izleyiciler, İsveçli Jonas’la evlenerek Türkiye’den ayrılmak isteyen gençlerin katıldığı bir evlilik yarışmasında gelişen olaylara tanık olacak.
Festival çocukları da unutmuyor; Ceren Oran’ın tasarladığı ‘Oyun İçinde Oyun’, sahne üstünde doğaçlamayla çocuklara hayal gücünün sınırlarının ne kadar genişleyebileceğini gösteren bir deneyim sunacak.
Bir festival klasiğine dönüşen “İstanbul Mon Amour”, bu yıl Yiğit Sertdemir’in sanat yönetmenliğinde Kumbaracı50 ekibi tarafından Beyoğlu’nda gerçekleşecek. Projenin, Türkiye’nin ilk kadın stüdyo fotoğrafçısı Maryam Şahinyan’ın yürüyüşlerinden ilham alan 2025 edisyonu ‘Pera’nın Karanlık Odası’, Beyoğlu Spor Kulübü’nde maskelerin, kuklaların seyirciye eşlik ettiği ‘Bozmayın Çekiyorum’ ile başlayacak. Beyoğlu Sineması’nda Burçak Çöllü’nün yazdığı sinema-mekân ilişkisinin metin ve video ile iç içe geçtiği ‘Gaybubet Şehri’yle devam edecek. Finalde bir müzikhol atmosferine bürünen Metrohan’da orkestra, anlatıcı, konuk oyuncular ve şarkılar eşliğinde ‘DEM’, bir dönemin hayaletlerini gün yüzüne çıkaracak.
Reşad Ekrem Koçu’nun kent öykülerinden ‘Çerkes Rıdvan’ın Dolabı’, Lara Lakay’ın uyarlamasında İstanbul’un merkezindeki tarihi bir handa canlı müzik eşliğinde yeniden doğacak.
İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’nda geçen, Tülin Özen ve Ali Yoğurtçuoğlu’nun rehberlik edeceği, mekâna özgü dans, şarkı, monolog, çay ritüelleri ve gündelik karşılaşmalarla örülü performans ‘Açık Mülk’, izleyicileri emlak piyasasının bir simülasyonunda gezinmeye davet edecek. Performansın tasarımı Barış Arman’a ait.
Son olarak 29. İstanbul Tiyatro Festivali’nin biletlerinin satışta olduğunu belirteyim.