Arap sermayesinden Yahudi besteciye sponsorluk

Levent TAŞKIRAN / Almanya Dünya
11 Eylül 2025 Perşembe

Körfez ülkeleri artık Salzburg ve New York’taki operaları finanse ediyor. Bu durumdan sanatçılar ve temalar yararlanıyor; fakat gerçekte Suudi Arabistan ve Katar’da bu tür içerikler çoğu zaman hoş karşılanmıyor. Özellikle klasik müzik yıldızları söz konusu olduğunda, iş yalnızca sanatsal olmaktan çıkıyor. Bununla ilgili dikkat çekici bir örnek mevcut.

Dresden Semperoper sanatçısı Sarah Connolly gibi sanatçılar, Avusturyalı mezzo-soprano Kate Lindsey, Britanyalı mezzosoprano Catherine Wyn-Rogers ya da sopranoların en üst düzey temsilcilerinden biri olan Joyce DiDonato defalarca Salzburg Festivali’nde sahne aldı. Bu festival, yıllardır dünyanın en saygın klasik müzik etkinliklerinden biri olarak kabul ediliyor.

Ancak Salzburg Festivali, uzun süredir devasa maliyetleri nedeniyle eleştirilerin odağında. Geçmişte Herbert von Karajan’ın özel girişimiyle başlayan ve Berlin Filarmoni Orkestrası gibi örneklerle desteklenen festival, bugün artık kamu finansmanı olmadan ayakta kalamayacak durumda. Bavyera eyaletinden Baden-Baden’e kadar büyük şehirler festivallere milyonlarca Euro aktarıyor.

2007’de Simon Rattle yönetiminde Wagner’in “Yüzük” operası sahnelendiğinde Salzburg’da bilet fiyatları 700 Euro’ya kadar yükselmişti. Bu tür yüksek fiyatlar seyircilerin bir kısmını dışarıda bırakıyor. Salzburg’daki bu büyük festival yalnızca klasik müziğin değil, aynı zamanda turizmin de önemli bir ayağı.

Katar’ın turizm stratejisi de burada devreye giriyor. Ülke, bu yıl Moskova doğumlu Yahudi besteci Modest Mussorgski’nin eserlerini anmak için özel bir sponsorluk üstlendi. Salzburg Festivali Genel Direktörü Nikolaus Bachler, “Ziyaretçiler, özel ve kamusal finansman olmadan festivalin bu şekilde varlığını sürdüremeyeceğini anlamalıdır” dedi. Bachler, Rus bariton Christian Gerhaher’in festivale katılımını örnek göstererek, projeye Suudi ve Katarlı sponsorların katkısının açıkça görüldüğünü ifade etti.

Salzburg Festivali’nin ana sponsoru olarak Katar, özellikle Yahudi besteci Arnold Schönberg’in eserlerinin sahnelenmesini destekledi. Bu yıl Schönberg’in büyük oratoryosu “Moses und Aron” festivalde sahnelendi. Schönberg, 1930’larda Nazi zulmünden kaçmış Yahudi bir besteci olarak biliniyor. Katar’ın bu eseri desteklemesi, büyük bir sembolik anlam taşıyor.

Salzburg örneği, aynı zamanda bir gerilimi de ortaya koyuyor: Bir yanda Yahudi bestecilerin eserlerine Arap sermayesinin sponsor olması, diğer yanda ise bu ülkelerde Yahudi karşıtı politikaların hâlâ hâkim olması. Suudi Arabistan ve Katar’da İsrail ve Yahudi kimliğiyle bağlantılı sanatçılar çoğu zaman hoş karşılanmıyor.

Bu çelişkiye rağmen Arap ülkelerinin devasa mali destekleri, Batı’nın kültürel kurumlarını ayakta tutuyor. Salzburg Festivali, tek bir eserin sahnelenmesi için 200 milyon Dolar’ı bulan sponsorluklardan yararlanıyor. Bu destekler olmadan festivalin varlığını sürdürmesi imkânsız hale gelirdi.

Ancak para beraberinde eleştirileri de getiriyor. Suudi Arabistan, 2018’de gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden bu yana insan hakları ihlalleri nedeniyle uluslararası alanda sık sık eleştiriliyor. Buna rağmen Suudi Arabistan’ın Paris Operası’ndan Metropolitan’a kadar birçok batılı kültür kurumuna sponsor olması dikkat çekiyor.

Sanat dünyasında tartışma büyük: “Para ile sanat arasındaki ilişki” sadece estetik bir mesele değil, aynı zamanda ahlaki bir soru haline geliyor. Bir yanda Yahudi bestecilerin eserleri Arap sermayesiyle yaşatılırken, diğer yanda bu ülkelerde Yahudilere karşı dışlayıcı politikaların varlığını sürdürmesi ikiyüzlülük suçlamalarına neden oluyor.

 

Kaynak: Die Welt 11.09.2025 -Feuilleton

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün