“Açık aile, her iki taraftan da açık olunca felâket cereyan yapıyor.”
Yaz dönemi boyunca kapılarını hiç kapatmayan DasDas yeni sezona, Çağdaş İtalyan Tiyatrosu’nun efsane çifti Dario Fo ile Franca Rame’nin, ‘Açık Aile’ adıyla oynanmış olan kültleşmiş ‘Coppia aperta, quasi spalancatt’ oyunundan uyarlanan ‘Açık İlişki’ ile girdi.
Toplumcu oyun yazarı, aktör, yönetmen, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Dario Fo (1926-2016), geleneksel halk tiyatrosu motiflerinden yararlandığı oyunlarını ideolojik eksene oturtmuş, toplumsal sorunları irdelemiş, sivri dilli ve hınzır muhalif güldürü anlayışıyla sistemi ustalıkla eleştirmiştir.
Fo ile sıra dışı, sanki tiyatroda doğmuş oyuncu eşi Franca Rame’nin (1929 -2013) 1959'da kurdukları Dario Fo - Franca Rame Topluluğu, temelde “Commedia dell'Arte” geleneğine dayanan siyasal bir ajit-prop tiyatrosu geliştirmiştir. Başta eşsiz “Kadın Oyunları” serisi olmak üzere imza attıkları her işte muhalif, devrimci ve sarkastik bir ‘halk tiyatrosu’ örneği yaratan çiftin yazıp yönettikleri ve birlikte en çok oynadıkları ‘Coppia aperta, quasi spalancata’ (1983), toplumsal cinsiyet rollerine, çifte standart ve bireysel özgürlük temalarına, evlilik kurumundaki kadın-erkek eşitsizliğine, sadakat, sevgi ve bireysel özgürlüğe, başta evlilikte cinsellik üzerinden bakan, hınzır, feminist bakışıyla 1980’ler İtalya’sının en popüler oyunlarından biri olmuş, dünyada 700’e yakın kez sahnelendi. Dario Fo, 2013’te, kendisinden üç yıl önce yaşamdan ayrılan can yoldaşı hayat arkadaşının cenaze töreninde ‘Coppia Aperta’nın konusunun tamamen Franca Rame tarafından düşünülmüş olduğunu, metni Rame’nin yazdığını, kendisinin sadece oluşumun final evresinde araya girmiş olduğunu belirtmişti. Dünya yine de oyunu, birbirini nerdeyse sembiyotik biçemde tamamlamış, birbirinin yansıması olmuş ikiliye ait görmeyi sürdürmektedir.
‘Açık Aile’, birçok orta sınıf evliliğinde bir süre sonra baş gösteren, aşkın yitirildiği aldatma-aldatılmanın başladığı dönemde geçer. Koca sürekli yeni sevgililerle karısını aldatırken, kadın tepkisel trajikomik intihar girişimlerinde bulunur. Koca, ilişkilerinde devrim yapmak (!), sistemin dayattığı ilişki kalıbını kırmak için ‘özgürlük’ adına kadını ‘açık’ bir ilişkiye ikna eder. Çağcıl bir yaklaşım olarak öne sürdüğü öneri, söylediği gibi kadınla eşitlenmek için değil, kendi hareminin sefasını sürmek içindir. Önerisini sadece kendi hakkı olarak gören adam, toplumun onun için açık ilişki kabul ettiği oluşumu karısının gerçekleştirmeyeceğinin, kadının böyle bir ‘orospuluğa’ yeltenmeyeceğinin bilincindedir. Duygusal çöküş yaşayan, yeniden hayatını sonlandırmayı düşünmeye başlayan kadın zamanla, hâlâ genç sayılabilecek yaşta olduğunu, yeni bir yaşam olasılığının hâlâ var olduğunu fark ederek kendine güvenini yeniden kazanır ve hayatını yeniden şekillendirme cesareti bulur. Kocasına mutluluğu keşfettiğini, hayatında yeni bir başlangıç yaptığını açıkladığında ikiyüzlü maço ahlakçılık tüm çıplaklığı ve gülünçlüğüyle açığa çıkar, erkek egemen yapının çifte standardı tüm kirliliği ve sahtekârlığıyla ortaya serilir…
Tiyatroda ilk kez bir araya gelen Mert Fırat ve Binnur Kaya, aynen Fo ve Rame gibi, metni beraber ele almışlar, günümüze uyarlamışlar, birlikte yönetmişler. Öncelikle karakterleri sadece adam ve kadın olarak belirleyerek öyküye hem daha evrensel hem daha ‘bizden’ bir boyut kazandırmışlar. Toplumsal sorunların içinde boğulduğumuz günümüzde, bireysel ve kişisel sorunlara yönelseler de kadına şiddetin ve faşizan baskınının, onu ikincil sayarak, ‘çantada keklik’ görerek başladığını ustalıkla açığa çıkarmalarıyla yine de politik bir eleştiri getirmişler.
Kimyaları müthiş uyuşan ikili, fırtına gibi girdikleri sahnede seyirciyle anında birebir interaktif bir ilişki kuruyorlar, hikâyenin trajikomik aşamalarını seyirci ile birlikte var edip onlarla birlikte yaşayıp yaşatıyorlar. Görsel olarak da çok başarılılar, Adamın ilk repliğiyle gerçek yaşını söyleyen Mert Fırat, oyun boyunca daha da genç dururken, ilişkinin fiilen yıprattığı kadını başta kocadan daha yıpranmış olarak yansıtan Binnur, kadın güçlendikçe gençleşip güzelleşiyor.
Aslında son derece ciddi ve hüzünlü bir konuyu, eğlenerek ve eğlendirerek, kahkahalarla güldürerek izleten bu yorumun, bu amacını da aşan, tiyatromuz açısından çok önemli bulduğum bir boyutu var. ‘Commedia dell’arte’ geleneği hem bizim ‘orta oyunu’ ile, hem ‘Muammer Karaca’ ya da ‘İstanbul Tiyatrosu’ gibi tuluata da dayanan düzeyli halk tiyatrosuyla yakın akrabadır. “Açık İlişki” bu tarzlar arasında son derece uyumlu bir denge kurarken, kendi geleneksel tiyatromuzun tematiğinden yola çıkan güncel yorumuyla geçmişle gelecek arasında sağlam bir köprü oluşturuyor. Bu bağlamda mutlaka izlenmesi gerekiyor.
Sezon boyunca DasDas Ataşehir ve DasDas İstinyepark’ta.