Rıfat Sadi Tenis Turnuvası, 23 Ağustos´ta Büyükada Anadolu Kulübü tenis kortlarında 15. ve son kez tenisçileri ve tenis severleri bir araya getirdi.
İstanbul’un dört bir yanından gelen 95 sporcunun raket salladığı turnuvada, kadınlar kategorisinde Öykü Karaaslan – Fatma Yılmaz, erkekler kategorisinde Sevan Maverink – Güvenç Özkul şampiyonluk kupasını elde eden isimler oldu.
Bu yılki turnuva heyecanlı final karşılaşmalarının, ödül töreninin yanı sıra çok duygusal bir kapanış törenine de ev sahipliği yaptı. Turnuvaya ismini veren, 24 yıl önce hayatını kaybeden tenis tutkunu Rıfat Sadi’nin oğlu Melih Sadi, bu organizasyonun başlangıcını, sona erişini ve kendisini için anlamını seyircilerle paylaştı:
“Bugün burada yalnızca bir tenis turnuvasının değil, çok daha derin bir hatıranın, çok özel bir yolcuğun sonuna tanıklık ediyoruz. Bundan tam 24 yıl önce, henüz 50 yaşındayken, canım babamı kaybettim. O hayat dolu, çok renkli, oldukça yaratıcı ve tenise tutkuyla bağlı bir insandı. Onun sevdiği şeyleri yaşatarak anısını canlı tutmak hep hayalim oldu. İşte bu düşünceyle 15 yıl önce hep beraber bu turnuvayı başlattık. Babamın adı kortlarda, kahkahalarda, rekabetin ve dostluğun ruhunda hep yaşasın istedim. Her sene bu turnuva bana sadece onu değil, hayatın, paylaşmanın ve dostluğun güzelliğini hatırlattı.
Melih Sadi
Bugün ise benim için çok özel bir dönüm noktası. Çünkü artık ben de babamın hayata veda ettiği yaşa geldim. Bu yüzden içimde biraz hüzün ama aynı zamanda büyük bir minnetle, bu turnuvaya son kez sponsor oluyorum. Bunca yıl bu anıyı yaşatan, benimle birlikte bu yolculuğa ortak olan herkese yürekten teşekkür ederim. Esasında burada olan herkes babamın hikayesinin bir parçası oldu. Onun tenis sevgisi 15 yıl boyunca sizlerin rekabetinde, terinde ve gülümsemesinde yeniden hayat buldu. Turnuvanın sonuna geldik belki ama bu hikâyenin asla sonuna gelmedik. Çünkü sevgi, anılar ve paylaşılan dostluklar hep bizlerle kalacak. Babamın bana bıraktığı en büyük miras da tam olarak işte buydu: sevdiklerin paylaştığın şeyler, gerçek anlamda hiçbir zaman kaybolmaz.
Hepinize hem babam hem kendim hem de ailem adına çok teşekkür ediyorum ve raketimizi her kaldırdığımızda esasında hayatı kucakladığımızı ve kutladığımızı hiç unutmayalım.”
Gün, DJ Emir Düvek’in performansı ile tüm tenis severlerin dans etmesiyle son buldu.