Istanbul Fringe Festival, 7. edisyonuyla geliyor!

Fringe Festivalleri dünyanın farklı şehirlerinde her yıl, 170 bin sanatçıyı, 250 farklı mekânda ve 60 bin etkinlikte yaklaşık 19 milyon izleyiciyle buluşturuyor. Türkiye´de ilk kez 2019 yılında düzenlenen Istanbul Fringe Festival, dünyadan ve Türkiye´den tiyatro, dans, performans gibi disiplinlerarası yenilikçi ve yaratıcı yapımları seyirciyle buluşturarak, İstanbul´a performans sanatları alanında eşsiz bir platform ve festival deneyimi sunuyor.

Erdoğan MİTRANİ Sanat
20 Ağustos 2025 Çarşamba

 

Tiyatro sezonu artık yaz boyunca sürse de birkaç müthiş çarpıcı ön izleme prömiyeri dışında heyecan verici yeni yapımlar ancak sonbaharda sahnelenmeye başlayacak. Kentimizde yeni sezonun ön habercisi ise her zamanki gibi Istanbul Fringe Festival.

Latince’deki ‘fringere’ fiili, bizi çevreleyen bir şeyin içindeyken onu dışarıya doğru açmak; ışığın içeri girebileceği bir çatlak yaratmak; dışarıya, yani açık havaya, ötekine doğru gitmek gibi anlamlara geliyor. Dışarıya doğru gitme eylemini yaratırken dışarının da içeri girmesine izin vermek; çemberi kırmak, bariyerlerin üstünden atlamak…

Fringe Festivalleri içerisi-dışarısı, ana akım-alternatif, merkez-çeper gibi ikiliklerin arasındaki sınır fikrinin kendisini sorguluyor; bu ikiliklerin birbirinin içine geçebileceği, birbirini dönüştürebileceği, bu tanımlarla sınırlanmayan üçüncü ihtimallerin ortaya çıkabileceği bir alan yaratmayı hedefliyor.

Günümüzde Fringe Festivalleri dünyanın farklı şehirlerinde her yıl, 170 bin sanatçıyı, 250 farklı mekânda ve 60 bin etkinlikte yaklaşık 19 milyon izleyiciyle buluşturuyor.

Türkiye'de ilk kez 2019 yılında düzenlenen Istanbul Fringe Festival, dünyadan ve Türkiye'den tiyatro, dans, performans gibi disiplinlerarası yenilikçi ve yaratıcı yapımları seyirciyle buluşturarak, İstanbul'a performans sanatları alanında eşsiz bir platform ve festival deneyimi sunuyor.

Bu yıl 7. edisyonu gerçekleşecek Istanbul Fringe Festival, 19 - 27 Eylül tarihleri arasında bir kez daha kente yayılacak, çeşitliliği ve özgünlüğü ön plana koyarak, toplamda Türkiye’den ve dünyadan 26 gösteriye, altı atölyeye yer veren programında  Türkiye’nin yanı sıra Belçika, Fransa, Filistin, İspanya, İtalya, İsviçre, Kanada, Kıbrıs ve Slovenya olmak üzere toplam on ülkeden ekipleri İstanbul’da ağırlayacak.

Istanbul Fringe Festival 2025’in açılış etkinliği bu yıl da festivalin ana mekânı Kadıköy Belediyesi Alan Kadıköy’de gerçekleşecek. 19 Eylül’de, Festivalin klasikleşen ‘Fringe Kısalar’ başlığı altında ‘The World Behind’ ve ‘PE***E’ gösterileri seyirciyle buluşacak. İspanya’dan ‘The World Behind’ yerinden edilmişlerin göçünü, içsel ve dışsal yolculuğunu, yanlarında taşıdıklarını, katlandıklarını, geride bıraktıklarını, kalanları, geçiş halindeki uçan veya düşen bedenler aracılığıyla anlatan bir dans ve fiziksel tiyatro yapıtı. Türkiye’den ‘PE***E’ ise, ilişkilerin karşılıklı bağımlılığına dair sosyal, kültürel ve fiziksel gerilimler gibi çeşitli tansiyonlarla oynayan İstanbul’dan bir koreografik kara mizah performansı.

Kadıköy Belediyesi Alan Kadıköy, açılış gösterisinin ardından, festivalin açılış partisine de ev sahipliği yapacak.

Festivalin ikinci günü 20 Eylül 11.00’de Eksi On Altı Mekân’da ‘Gesture in Dance’ atölyesiyle başlayacak. 17.00 ve 20.00’de TheraPera’da, Gül Öykü Su Okur’un kişisel bir hikâyenin ve kolektif bir deneyimin kesişiminden doğan performansı ‘Zuhal’ izleyicilerle buluşacak. Aynı gün İMÇ’deki Atölye 5554, iki farklı gösteriye ev sahipliği yapacak: Fikir, metin ve müziğini Semih Fırıncıoğlu’nun hazırladığı, Sedef Gökçe’nin tek kişilik metinli modern dans gösterisi ‘Bir de Ben’, Türkçe dilinin kendine özgü kurgusu ve deyişleri ile oynayarak toplumun çoğu anlamsız ve gereksiz kurallarıyla bireyi kuşatışını 19.00’da irdeleyecek. 20.30’da Şiva Canbazoğlu ve İlayda Evgin’in dans gösterisi ‘How Now Becomes Then’ insanın kendinden çok daha büyük bir koreografinin parçası olduğu savından hareketle, anın varoluşunu hareketler, kelimeler, materyaller ve sesler vasıtasıyla yorumlayacak. Akşamın ilerleyen saatlerinde Paşa Han’da Reka Kolektif’in ‘Hangi Yıldayız Biz?’ başlıklı partisi 22.00’de başlayacak.

Paribu Art’ta, oyun ve performansı bir araya getirerek izleyiciyi içine alan Canada yapımı deneysel proje ‘asses.masses’, 20-21 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek.

12.00-20.00 saatleri arasında tüm güne yayılan gösteri; emek, teknoloji korkusu ve devrimin yükünü paylaşmak hakkında tasarlanmış, baştan sona canlı tiyatroda oynanmak üzere yapılmış özel bir video oyunu.

What to Say

21 Eylül’de Secret Third Collective’in interaktif yürüyüş performansı ‘What to Say?’ 15.00’te Türkçe, 18.00’de İngilizce olmak üzere iki ayrı grupla Cihangir sokaklarında bir rota takip edecek. Performans katılımcıları pedesis pratiği yapan bir performansçıyı takip ederken, aynı yolu yürümenin gerçek bir bağ kurup kuramayacağını keşfedecekler çevrelerini ve ilişkilerini yeniden düşünerek birlikte yürümenin dönüştürücü gücünü yaşayacaklar. Aynı gün 17.30 ve 20.30’da Barınhan’da ışık ve beden arasındaki ilişkiyi araştıran ‘ROTA’da ışığın hareketiyle bedensel ve mekânsal ilişkiler dönüşürken; görünürlük sınırları ve grup dinamikleri yeniden kurulacak, her an farklılaşan kompozisyonlar ve olasılıklara canlı bir deneyim alanı oluşacak.

22 Eylül akşamı İbrahim Barulay, sezonda çok beğenilmiş performansı ‘Apsolit’i Cihangir Atölye Sahnesi’nde sunacak. Aynı gün 20.30’da Alan Kadıköy’de İtalya’dan geçmişe duyulan özlemi, yeniden yaşanması mümkün olmayan anlara yönelik arzu ve ihtiyacı konu alan derin düşünsel yolculuk ‘Nostalgia’ var.

23 Eylül 11.00’de güne dansla, Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde ‘Valse Atölyesi’yle başlanacak. Aynı gün Arter’de iki farklı gösteri var. Slovenya’dan Plesni Teater Ljubljana’nın dans gösterisi ‘2GETHER/AL(L)ONE’ (19.00) birliktelik anısının hâlâ çok canlı olmasına karşın, yalnız bırakılma hissine güçlü bir şekilde vurgu yapacak. Canan Yücel Pekiçten’in Seylan çayının tadını çıkarmanın ‘öteki’ yollarını aradığı, konsept, koreografi ve performansı üstlendiği ‘How To Enjoy Ceylon Tea’, 20.30’da. 19.00’da Komünite’de İspanya’dan ‘To be SHOW’, varoluşun bitmek bilmeyen sahneleme çabasını, hayalle gerçek arasındaki ince çizgide sorgulayacak. İsviçreli dansçı koreograf Mirjam Barakar ile dört Filistinli dansçının iş birliğiyle yaratılmış olan ‘Last Things Remaining’ 20.30’da Alan Kadıköy’de sahnelenecek.

Valse, Valse, Valse

24 Eylül 11.00’de çakSTÜDYO’da gerçekleşecek ‘Dabke Atölyesi’ katılımcılara coşkulu bir deneyim yaşatacak. 20.30’da ENKA Oditoryumu’nda ‘valse, valse, valse’ Johanna Heusser’in koreografisi, dört dansçı ve üç müzisyenle, dansın günümüzde zenginlik ve ayrıcalıklı bir üst sınıfla ilişkilendirildiği bir zamanda, vals dansının ikilemini araştıracak. Valsin tarihsel düzensizlik ve sarhoşluk potansiyelini ortaya koyan çağdaş bir yeniden yazımının nasıl görünebileceği sorgulanacak. Alan Kadıköy’de Gökçe Uygun’un proje tasarımı yaparak yönettiği, afazik bir bireyin gündelik hayatında dil bazında yaşadığı zorluklarla dile getiremediği iç konuşma anlarından bir kesit sunan ‘Endophasia’ 20.30’da.

25 Eylül 19.00’da Kadıköy Sineması’nda Nadir Sönmez, video performansı ‘Gay Turist’te kendisini İstanbul Queer Museum’da sergisi açılacak bir sanatçı olarak hayal ediyor. Cinsel hayatını antropolojik bir çalışmanın sahası gibi konumlandıran sanatçı, performans sanatının bedenle kurduğu şiddetli ilişkiyi mizahi bir teatrallikle eleştiriyor.

20.30’da Alan Kadıköy’de Belçikalı ortak yapım ‘Habemus Naufragium’da koreograf Silvia Pezzarossi’yle dansçı Anna-Maria Bayon, günümüzün fırtınalarında yükselmemize ve yol almamıza yardımcı olmak için abartılı bir gemi enkazını sahneye koyuyor.  20.00’de Zorlu PSM %100 Studio’da Fransız Compagnie Boukousou’nun ‘MASONN’ gösterisi var. İki genç kadın ve iki genç erkeğin paylaştığı, her birinin evrildiği bir dizi mikro-bölgeden oluşan Balkanlaştırılmış alanda dörtlüden biri duvarı aştığında, her şeyin bir yanılsama olduğu bir hareket başlıyor. Mekânların ve hareket halindeki karakterlerin görüntülerinin projeksiyonu bu yanılsamaları güçlendiriyor. 20.30’da MSGSÜ Bomonti Yerleşkesinde izleyiciyi kadın bedeninin her zaman görmeye alışık olmadığımız bir formdaki gücüne, direnişine, dayanıklılığına ve dayanışmasına tanıklık etmeye davet eden ‘Kız Doğdu/III’ var.

Kaçak Çay Saati

26 Eylül 11.00’de Eksi On Altı Mekan’da bir dans atölyesiyle başlayacak. Aynı gün 20.30’da Kıbrıs’tan, kadınların aşka teslim olmanın ve sosyal olarak özgürleşmenin, dönüşebilme ve sürekli adapte olabilme, özgürleşme, kaybolma ve kendini yeniden bulma biçimlerinden ilham alan dans tiyatrosu ‘Goodbye Beaches’ Alan Kadıköy’de. 22.00de Karga’da ‘Toxxxsik Draje İntizar’ parti-performansı var. 

Fringe müdavimlerinin geçmiş yıllarda izleyip çok sevmiş olduğu ‘Kaçak Çay Saati’ bir kez daha Fatih Gençkal ve Mustafa Zeren’i Festivalin son günü 18.00’de Arter'de seyirciyle buluşturacak.

Istanbul Fringe Festival 2025 biletleri hâlen ön satışta. Bu avantajlı dönemde ikinci bilet yüzde 50 indirimli oluyor. Bilgilerinize. 

Hepinize mutlu, sağlıklı bir tiyatro sezonu dilerim.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün