Hahambaşı Rav İsak Haleva'nın adına Burgazada Ohel Yaakov Sinagogu'nda plaket töreni

Rav İsak Haleva´nın vefatının ardından yedinci ay meldado/azkara (mevlüd), 7 Ağustos Perşembe günü Burgazada Oel Yaakov Sinagogu´nda yoğun katılımla düzenlendi. “Dürüst insanlar, öldükten sonra bile yaşarlar” sözünü hayatıyla doğrulayan Türkiye Üçüncü Hahambaşısı Rav İsak Haleva, vefatının ardından da çocuklara ve gençlere verdiği değer, eserleri ve öğretileriyle yaşamaya devam ediyor.

Toplum
13 Ağustos 2025 Çarşamba

Törene, Hahambaşı Rav David Sivi, Bet Din üyelerinden Rav Naftali Haleva, Rav İzak Peres ve Rav İsak Alaluf, farklı cemaatlerden yöneticiler, Hahambaşı’nın hayatını ve öğretilerini anlatan, ‘Sevgi ve Hoşgörüye Adanmış Bir Ömür ve Hayata Dair’ kitaplarının yazarı Vivet Pitelon Sparkes, Gözlem Yayınevi temsilcileri, cemaat üyeleri ve Haleva ailesi katıldı.

Minha ve Arvit dualarının ardından, Burgazada Oel Yaakov Sinagogu Gabayı Hayim Rozant programı başlattı. Konuşmasında, Rav Haleva adına yaptırılan plaketin Beri Koronyo başta olmak üzere Koronyo Ailesi'nin katkılarıyla ve Rav David Sivi'nin yazdığı metinle hazırlandığını belirtti. Rav Haleva’nın, sinagogun canlı kalması ve çocuklarla dolup taşması için her türlü çabayı gösterdiğini vurguladı.

“Dürüst insanlar, öldükten sonra bile yaşarlar”

Ardından söz alan Hahambaşı Rav David Sivi, “Tsadikim ahare mitatam nikraim hayim / Dürüst insanlar, öldükten sonra bile yaşarlar” sözünü hatırlatarak, Hahambaşı Rav İsak Haleva’nın hâlâ adından bahsedildiğini ve bu plaketin sinagogda yıllar sonra bile onu, yeni nesillere hatırlatacağını ifade etti. Konuşmasında, ömrünün üçte ikisini yaz aylarında Burgazada’daki “aile sinagogu – Oel Yaakov”u ayakta tutmak için büyük emek vererek geçiren Rabi Haleva’nın sesinin hâlâ bu duvarlarda yankılandığını belirten Rav Sivi, “Yosef’in yokluğunu kabullenememiş ve teselli olmayı reddetmiş olan Yaakov Avinu misali, bizler de Rabimiz’in yokluğuna alışamadık” diyerek, onun yokluğunu kabullenmenin kolay olmadığını vurguladı. Rav Sivi, Hahambaşı’nın özellikle çocuklara ve gençlere karşı gösterdiği hassasiyetin ve bu sinagogu doldurmaları için harcadığı çabanın altını çizerek, bugün burada bulunan gençlerin de bu gayretin birer kanıtı olduğunu söyledi. “Hepimizin gönlünde silinmez bir iz bırakmış olan Rav İsak Haleva’nın anısını yaşatmak üzere adına konulmuş olan bu plaketin, gelecek nesiller için de bir simge olmaya devam edeceğine tüm kalbimle inanıyorum” diyen Rav Sivi, konuşmasını “Tiye nişmato tserura bitsror a’hayim” sözleriyle tamamladı.

Haleva ailesi adına konuşan Rav Naftali Haleva ise, babasının hayatının 60 yılından fazlasını Burgazada’da geçirdiğini, Yaakov J. Alfandari, Yaakov Mazon, Yusuf Jojo Ovadya, Marko Kastoryano, Nesim Hasson, Avraam Albert Albuhayre, Sabetay Dekamhi, İzak Çiprut, Yaakov Jak Eskenazi, David Kariyo, Lemi Hara, Şemuel Sami Bubiç ve Meir Gaon gibi isimlerle birlikte bugünkü sinagog mekânının nasıl seçildiğini anlattı. Dönemin idarecilerinin, sinagogun canlı kalması için büyük emek harcadığını belirten Rav Naftali, isimlerinin yer aldığı plaketin hemen yanında Hahambaşı’nın adının bulunmasının onlar için onur ve mutluluk kaynağı olacağını vurguladı. O yıllarda cemaatin bütün çocuklarının, Rav Haleva’nın davetiyle sinagoga toplandığını, eğitimlerin bizzat onun rehberliğinde yapıldığını belirtti. Çünkü gelecek çocuklar ve gençlere emanet derdi.

“Kalbinin üzerine”

1970’li yıllara doğru cemaatimizde ilk toplu Bat-Mitsva törenlerinin Rav Haleva’nın öncülüğünde Burgazada’da başladığını hatırlatarak, bunun kızlarımıza verdiği önemin en güzel kanıtlarından biri olduğunu söyledi. O ilk Bat-Mitsva’yı yapan genç kızların törende hazır bulunması, parmak kaldırarak duygularını paylaşmaları salonda unutulmaz bir an yaşattı. Rav Haleva, onları görseydi duygulanır ve gurur duyardı.

Rav Naftali Haleva, konuşmasında ayrıca, bu haftaki Vaethanan peraşasında yer alan “kalbinin üzerine” ifadesinin babası için ne kadar anlamlı olduğunu paylaştı. Babasının en sevdiği Şema yorumlarından birinin şu olduğunu aktardı: “Burada ‘kalbinin içine yerleştir’ demiyor. Neden? Çünkü insan o anda bazı sözleri hazmedemeyebilir. Ama en azından kalbinin üzerinde birikir. Bir gün kalp açıldığında, işte o zaman içeri girer ve insanın hayatını değiştirir.” Rav Naftali, Rav İsak Haleva’nın öğretisinin her birimizin kalbinin üzerinde iz bıraktığını, kalbimiz her açıldığında bu öğretilerin içimize yerleşmeye devam edeceğini, onun anlattığı hikâyelerin, söylediği şarkıların ve duaların melodilerinin hâlâ kulaklarda çınladığını vurguladı.

Burgazada’daki Şabat geleneğinin de babasının emeğiyle nasıl kökleştiğini anlattı. Kolonideki (Burgazada tatil evinde) her Şabat çocuklarla birlikte kurulan sofraların, dualarla bütünleşmenin, o çocukların yaşamında silinmez izler bıraktığını aktardı. Şabat’ta kızların hep birlikte mum yakmalarıyla başlayan Burgazada Sinagogu geleneğinin, adeta adanın ruhunu yansıttığını ifade etti.

1970’lerde Türkçe kitaplar yokken Rav Haleva, bütün Şabat dualarını Türkçe harflerle yazdırarak çocukların öğrenmesini kolaylaştırmış, aileler çocuklarıyla birlikte rahatça dualara katılabiliyordu. Kabalat Şabat, Burgazada’da bambaşka bir şekilde yaşanırdı: Anna Bekoah çocuklar tarafından okunur, duaların neredeyse yarısı minyanın genç üyeleri tarafından seslendirilirdi. Bu, başka hiçbir keilada rastlanmayan bir durumdu “geç kalıyoruz, geç bitiriyoruz” demek yerine, Burgazada’da A’dan Z’ye çocukların katıldığı, Şabat’ın kutsiyetinin herkesin yüreğinde hissedildiği özel bir ortam oluşurdu.

Rav Naftali, babasının sinagogda çocukların sesini susturmaya çalışanlara, “Sakın susturmayın, burası onların evi” dediğini anlattı. Sinagog, adeta bir fabrikanın üretim sesleri gibi, çocukların neşeli sesleriyle dolardı.

Yazar Vivet Pitelon Sparkes ise konuşmasında, Hahambaşı’nın kendisine kitap yazma cesaretini verdiğini, çocukluk yıllarında ondan dinlediği midraş hikâyelerinin ve öğretmenlik sevgisini aşılamasının hayatında çok büyük etkisi olduğunu söyledi. Rav Haleva’nın çocuklara ve gençlere verdiği değeri, onların Tora’nın emaneti olduğunu sıkça dile getirdiğini hatırlattı. Meldado azkara gününde gençleri görmenin onu ne kadar mutlu edeceğini, çünkü “gelecek orada” sözünü her fırsatta vurguladığını paylaştı.

Törenin sonunda Rav David Sivi ve Rav Haleva’nın oğulları Moti, Naftali, Cako ve Yosi birlikte plaketi açtı. Çekilen hatıra fotoğraflarının ardından, Rav Haleva’nın eserlerinden satın alındığı ve bu eserlerin kazancının tamamının, onun anısına oluşturulan fona aktarılıp çocuklar için eğitim alanında kullanılacağı bilgisi paylaşıldı.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün