Lübnan hükümeti, Hizbullah´ın 2025 yılı sonuna kadar tamamen silahsızlandırılmasını öngören ABD destekli planı kabul ettiğini açıkladı. Karar, örgütün parlamentodaki üyelere “durumun düzeltilmesi” çağrısında bulunmasına ve kabineyi “Lübnan egemenliğine karşı ağır bir günah işlemekle” suçlamasına yol açtı.
Fransa 24’ün haberine göre, yaklaşık dört saat süren gergin kabine oturumunda alınan karar, üçü doğrudan İran destekli Hizbullah veya müttefiki Emel hareketine bağlı olmak üzere dört Şii bakanın salonu terk etmesine neden oldu. Kabul edilen giriş metni, İsrail-Lübnan ateşkesinin kalıcı hale getirilmesi ve Hizbullah da dahil olmak üzere, tüm hükümet dışı silahlı örgütlerin Lübnan topraklarından kademeli olarak çıkarılması gibi 11 hedef içeriyor.
ABD özel temsilcisi Tom Barrack, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, Lübnan’ın “Kasım 2024 Ateşkes Anlaşması’nı tam olarak uygulamaya başlamak için bu hafta aldığı tarihi, cesur ve doğru kararı” övdü. Söz konusu anlaşma, Lübnan’daki silahların sadece altı adet resmi askeri ve güvenlik kurumunda bulunmasını şart koşarak Hizbullah’ın on yıllardır sahip olduğu bağımsız silah gücüne meydan okuyor.
Plan kapsamında Lübnan ordusunun sınır bölgelerine konuşlandırılması, İsrail’in ise 2024’teki Hizbullah savaşı sonrasında girdiği ve yönetimini sürdürdüğü güneydeki beş noktadan çekilmesi öngörülüyor. Emel hareketine yakınlığı bilinen Lübnan Çevre Bakanı Tamara Elzein, Al Manar’a yaptığı açıklamada, “Öncelikle ateşkesi kuvvetlendirmeyi ve İsrail’in çekilmesini sağlamayı, ancak bu gerçekleştikten sonra silahların toplanmasına yönelik diğer maddeleri tamamlamayı umuyoruz,” dedi.
Hükümet, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına ilişkin yürütme planını gözden geçirmeyi bekliyor. Lübnan ordusunun silah sınırlama stratejisini ağustos sonuna kadar sunması planlanıyor. Yetkililer, ABD teklifinin tüm maddelerinin ancak askerin planının incelenmesinden sonra ele alınacağını belirtti.
Lübnan’ın mezhepsel güç paylaşım sistemi gereği, bu hafta yapılan toplantılara Şii bakanların katılmaması, geçen yılki savaş sonrasında Hizbullah’ın hem askeri hem siyasi olarak güç kaybetmiş olmasına rağmen alınan kararların meşruiyetini zayıflatabilir.
Daha önceleri Lübnan’da hükümetin işleyişini engelleyecek veya kendi iradesini dayatacak kadar nüfuza sahip olan fakat artık bu gücünü kaybeden Hizbullah, çarşamba günü yaptığı açıklamada, silahsızlandırma kararını “yok hükmünde” sayacağını duyurdu. Örgütün siyasal kolu perşembe günü hükümeti “kendilerini Amerikan taleplerine boyun eğerek, Siyonist düşmanın çıkarlarına hizmet eden bir duruma sokmakla” suçladı ve geri adım atmaya çağırdı.
Aynı akşam, Beyrut’un güney banliyölerinde ve örgütün etkin olduğu diğer bölgelerde yüzlerce Hizbullah yanlısı hükümetin kararını protesto eden sokak gösterileri düzenledi. Lübnan ordusu, gerginliğin tırmanması üzerine bu bölgelerde güvenlik önlemlerini artırdı.
İsrail ise Beyrut’un Hizbullah’ı silahsızlandırmayı başaramaması halinde bölgeye “yıkıcı askeri operasyonlar” düzenlemekten çekinmeyeceğini açıkladı. Bu uyarı, olası silahlı direnişin yeni bir savaşı tetikleyebileceği endişesini artırdı.
Birleşmiş Milletler Barış Gücü Sözcüsü Andrea Tenenti, yaptığı açıklamada, Güney Lübnan’da silah dolu geniş bir tünel ağı keşfedildiğini bildirdi. BM Sözcüsü Farhan Haq da, barış gücü ve Lübnan ordusunun toplamda “üç sığınak, topçu sistemleri, roket rampaları, yüzlerce patlayıcı mühimmat, tanksavar mayınları ve yaklaşık 250 kullanıma hazır el yapımı patlayıcı cihaz” bulduğunu açıkladı.
Lübnan Başbakanı Selam, haziran ayında yaptığı açıklamada, Lübnan ordusunun güneyde Hizbullah’a ait 500’den fazla askeri nokta ve silah deposunu imha ettiğini, bu şekilde hükümetinin örgüte yönelik silahsızlandırma konusundaki çabasını duyurmuştu. Fransa 24’ün haberine göre, perşembe günü alınan kabine kararı, hükümetin 1980’lerdeki kuruluşundan bu yana Hizbullah’ın askeri gücüne yönelik en büyük meydan okuması olarak değerlendiriliyor.