Türkiye geçen hafta, Lahey Grubu´nun İsrail´e karşı uygulanacak yaptırımları içeren altı maddelik Eylem Planı´nı imzalamadı. Bazı muhalefet partileri ve muhafazakar çevreler bu yaklaşımı eleştirdi.
Muhalefet, hükümetin İsrail'e tepkisinin söylem düzeyinde kaldığını, ABD Başkanı Donald Trump'ın tepkisini çekmemek için somut adımlar atmaktan kaçındığını iddia etti.
Dışişleri Bakanlığı, sert eleştiriler üzerine 19 ve 20 Temmuz'da iki ayrı açıklama yaptı ve eleştirilere yanıt verdi.
Açıklamalarda, iddiaların doğru olmadığı; Türkiye'nin İsrail'e Lahey Grubu'nun Kolombiya'nın başkenti Bogota'daki Acil Durum Konferansı'nda alınan kararların çok ötesinde yaptırım uyguladığı vurgulandı.
Hükümet daha önce İsrail ile ticaretin durdurulduğunu açıklamıştı. Muhalefet partileri ise dış ticaret verilerinin bu girişimi doğrulamadığını savunuyor.
Lahey Grubu ve Bogota Konferansı
Güney Afrika, İsrail'e karşı Aralık 2023'te Uluslararası Adalet Divanı'nda "soykırım" davası açmıştı. Lahey Grubu, 31 Ocak 2025'te Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail'e karşı aldığı kararların uygulanması amacıyla kuruldu. Grubun kurucu üyeleri; Güney Afrika, Malezya, Namibya, Kolombiya, Bolivya, Şili, Senegal, Honduras ve Belize.
Lahey Grubu, 15-16 Temmuz'da Kolombiya'nın başkenti Bogota'da olağanüstü gündemle toplandı.
Bogota Acil Durum Konferansı'na, kurucu üyelerin daveti üzerine Türkiye dahil 30 ülkenin temsilcileri de katıldı. Türkiye'yi konferansta Dışişleri Bakan Yardımcısı Levent Gümrükçü temsil etti.
Konferans sonrası yayımlanan ortak bildiride İsrail kınandı, altı maddelik somut bir eylem planı da imzaya açıldı.
Otuz ülkeden sadece 12'si (Bolivya, Kolombiya, Küba, Endonezya, Irak, Libya, Malezya, Namibya, Nikaragua, Umman, Saint Vincent ve Grenadinler ve Güney Afrika) eylem planını imzaladı.
Eylem Planı'nda İsrail'e karşı şu önlemler yer aldı:
İsrail'e silah, mühimmat, askeri alanda kullanılacak yakıt ve çift kullanımlı ürünlerin gönderilmesinin tümüyle engellenmesi,
İsrail'e silah ya da mühimmat taşıyan gemiler, bandırası ne olursa olsun limanlara sokulmaması, yakıt ya da herhangi bir hizmet verilmemesi,
İmzacı ülkelerin bandırasındaki yük gemilerinin İsrail'e hiçbir şekilde askeri malzeme, yakıt ya da çift kullanımlı malzeme taşımaması; taşıyan gemilerin bandıralarının iptal edilmesi,
İmzacı tüm ülkelerin İsrail'le halihazırda yürürlükte olan tüm kamu anlaşmalarını gözden geçirmesi, gerektiğinde iptal etmesi,
İmzacı ülkelerin, uluslararası hukuk kuruluşlarının İsrail hakkında aldığı ceza ve yaptırım kararlarına tam olarak uyması,
İmzacı ülkelerin, işgal altındaki Filistin topraklarında suç işleyenlerin kendi mahkemelerinde de ceza alabilmelerini sağlamak için hukuk sistemlerinde gerekli değişiklikleri yapması.
Türkiye'nin ortak bildiriye katıldığı ancak eylem planını imzalamadığı haberlerinin basında ve sosyal medyada yer almasının ardından, hükümete arka arkaya tepkiler geldi.
Başta CHP ve Yeni Yol Partisi grubu olmak üzere muhalefet partileri ile bazı yazarlar, Türkiye'nin İsrail'e karşı eylem planına imza atmamasını eleştirdi.
Tepkiler üzerine Dışişleri Bakanlığı ilk açıklamasını 19 Temmuz'da yaptı.
Açıklamada, Türkiye'nin ortak bildiriye destek vermediğine ilişkin haberlerin "asılsız ve dezenformasyon amaçlı" olduğu belirtildi.
Ayrıca, Lahey Grubu'nun gündeme getirdiği tedbirlerin tamamına yakının Türkiye tarafından "halihazırda uygulandığının" altı çizildi.
Yirmi beş ülkeden kınama
Öte yandan 25 ülke ortak bir açıklama yayımlayarak İsrail'i kınadı.
Açıklamada, Gazze'deki sivillerin çektiği acıların yeni boyutlara ulaştığı vurgulandı.
"800'den fazla Filistinlinin yardım ararken öldürülmesi dehşet vericidir" denilen açıklamada şu ifadeler de yer aldı:
"Yardımların damla damla verilmesini ve en temel ihtiyaçları olan su ve gıda ihtiyaçlarını karşılamak isteyen, aralarında çocukların da bulunduğu sivillerin insanlık dışı şekilde öldürülmesini kınıyoruz."
Açıklamaya imza atan ülkeler arasında İngiltere ve Fransa da bulunuyor.
Kaynak: bbc Türkçe