Fransa'dan tarihi karar

Dünya antisemitizm tarihinde önemli bir yere sahip olan ünlü Dreyfus olayının kahramanı Fransız Yahudi Yüzbaşı Alfred Dreyfus, Fransa´da artık her yıl anılacak. Herzl´in Yahudi milliyetçiliği ve bir Yahudi Devleti kurulması yönünde ilk adımları atmasını sağlayan olayda Dreyfus, bir komployla haksız yere casuslukla suçlanıp sürgüne gönderilmiş ve tüm askeri rütbeleri sökülmüştü.

Zafir REYTAN Dünya
17 Temmuz 2025 Perşembe

Macron’un Cumhurbaşkanlığı Ofisi tarafından yayımlanan açıklamasında, “Bundan böyle her 12 Temmuz’da Dreyfus için, adaletin ve gerçeğin nefrete ve antisemitizme karşı zaferini anmak üzere bir anma töreni düzenlenecek” sözleri yer aldı.

Macron, ilk anma gününün, Fransa Yüksek Temyiz Mahkemesi’nin Dreyfus’un masumiyetini resmen tanımasının 120. yıldönümü olan 2026 yılında gerçekleştirileceğini belirtti.

Fransa’nın, ‘kadim bir hayalet’ olarak nitelediği antisemitizme karşı tetikte kalması gerektiğini vurgulayan Macron, bu anmanın önemine dikkat çekti.

19. yüzyılda Fransız ordusunda ve toplumun genelinde yaygın olan antisemitizm ortamında suçlanan Dreyfus’un onurlandırılması, ülkede Yahudilere yönelik nefret suçlarının artışıyla ilgili endişelerin fazlalaştığı bir döneme denk geldi.

Fransa İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, bu yılın ocak ve mayıs ayları arasında ülkede 504 antisemit olay kaydedildi. Bu durum, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırının ardından Yahudi nefreti olaylardaki ‘tarihi’ bir yükseliş olarak değerlendiriliyor.

Fransa, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ardından dünyadaki en büyük Yahudi nüfusuna ev sahipliği yapıyor.

Doğu Fransa’nın Alsace bölgesinden 36 yaşındaki bir yüzbaşı olan Dreyfus, Ekim 1894’te, yeni topçu teçhizatıyla ilgili gizli bilgileri Alman askeri ataşesine sızdırmakla suçlanmıştı.

Suçlama, ataşenin Paris’teki çöplerinden çıkan bir belge üzerindeki el yazısının karşılaştırmasına dayanıyordu.

Dreyfus, o dönem şiddetli bir antisemit basın kampanyasının gölgesinde yargılandı. Ancak roman yazarı Emile Zola, yüzbaşıyı desteklemek için ünlü "J'accuse" (Suçluyorum) makalesini kaleme aldı.

Dreyfus kanıtların yetersizliğine rağmen vatana ihanetten suçlu bulundu, rütbeleri söküldü ve ömür boyu hapis cezasıyla Fransız Guyanasındaki meşhur Şeytan Adasına gönderildi.

Ancak, istihbarat teşkilatının başında bulunan Yarbay Georges Picquart, davayla ilgili gizlice yeni bir soruşturma yürüttü ve belge üzerindeki el yazısının başka bir subay olan Ferdinand Walsin Esterhazy’ye ait olduğunu ortaya çıkardı.

Picquart bu bilgiyi ordu komutanlığına sunduğunda kendisi ordudan uzaklaştırılıp bir yıl hapis cezasına çarptırıldı; Esterhazy ise beraat etti.

1899 yılının haziran ayında Dreyfus, ikinci kez yargılanmak üzere Fransa’ya geri getirildi. Bu kez de suçlu bulunarak on yıl hapse mahkûm edildi, ama resmi olarak affedildi; ancak suçlamalardan aklanmadı.

12 Temmuz 1906’da, yıllar süren mücadelenin ardından, Temyiz Mahkemesi ilk kararı bozarak Dreyfus’u akladı.

Yeniden orduya alınan Dreyfus binbaşı rütbesiyle I. Dünya Savaşı’nda görev yaptı ve 1935 yılında, 76 yaşında hayatını kaybetti.

Geçtiğimiz ay Fransız Parlamentosu, Dreyfus’un rütbesinin tümüyle aklanması adına tuğgeneralliğe yükseltilmesini öngören yasa tasarısını onayladı.

Dreyfus Davası, Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl’in bu harekete öncülük etmesinde önemli bir ilham kaynağı olarak kabul edilir.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün