Kore Savaşı gazilerinin ayak izlerinde yedi gün

Elda SASUN Dünya
2 Temmuz 2025 Çarşamba

‘Unutulan savaş’ diye de anılan, Kore Savaşı (1950-1953), Kuzey ve Güney Kore arasında başladı. Bu yıl 75. senesi anılan savaş 25 Haziran 1950’de Güney Kore’nin işgal edilmesiyle patlak verdi. Bunun anlaşılmasının akabinde ABD, BM Güvenlik Konseyi’ni acilen toplantıya çağırmış, Güvenlik Konseyi de işgalin uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir provokasyon olduğunu ilan ederek Kuzey Kore’nin derhal güçlerini geri çekmesini isteyen kararı oybirliğiyle kabul etmişti. Ardından ABD Başkanı Truman, 27 Haziran 1950’de, ABD Deniz ve Hava Kuvvetlerinin, Kore kuvvetlerine destek vermesi emrini yayınlamıştı. BM Güvenlik Konseyi aynı gün, Kuzey Kore’nin saldırısının püskürtülmesi ve Kore Yarımadası’ndaki barış ve istikrarın tesisi için BM üyelerinden gerekli önlemleri almasını isteyen bir tavsiye kararı çıkartmıştı. Güvenlik Konseyi 7 Temmuz’da, Kore’deki BM kuvvetlerinin liderliğini ABD’ye veren kararı kabul etmişti. Böylece, Kore’ye bir BM gücü gönderilmesi kararı alınmış ve Org. MacArthur da BM Kuvvetlerinin Komutanı olmuştu. BM bayrağı altında savaş birlikleri ve tıbbi destek sağlamayı kabul eden 22 ülke Org. MacArthur’un liderliği altında bir araya gelmişti.

1950 yılında binlerce kilometre ötede bulunan Güney Kore’ye Kuzey Kore ve Çin tarafından başlatılan saldırıya destek vermek için gelen 22 millet, Kore halkının aklında sonsuz bir saygıyla yaşıyor. 22 milleti bilmek isterseniz: (Askeri destek) Avustralya, Belçika, Birleşik Krallık, Etiyopya, Filipinler, Fransa, Güney Afrika, Hollanda, Kanada, Kolombiya, Lüksemburg, Tayland, Türkiye, Yeni Zelanda, Yunanistan; (sağlık desteği) Danimarka, Hindistan, İsrail, İsveç, Batı Almanya, İtalya, Norveç.

Bu savaşa katılanlar, bir başka milletin özgürlüğü için kendi canlarını feda ederek insanlık tarihine önemli bir not düştü. Savaşa katılan Türkiye, Şimal Yıldızı kodlu Türk Tugayı ile özgürlük ve barış için büyük katkı sağlamıştı. Tugay,1950'den 1953'e kadar BM Ordusunun komutası altında birçok önemli çatışmada cesurca savaşmıştı. Tarihi bilgilere değinirsek: Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki 259 subay, 18 askeri memur, 4 sivil memur, 395 astsubay, 4414 erbaş ve er olmak üzere 5090 kişilik 1. Türk tugayı, 17 Eylül 1950'de İskenderun Limanından hareket ederek 12 Ekim’de Busan Limanına ulaştı. Bu savaşta 892 Türk askeri şehit oldu. Bu değerli fedakârlığı Kore milleti hiç unutmadı ve her vesilede onları minnetle anıyor. Bu savaşa katıldıklarından dolayı, iki ülke, kardeş ülke olarak anılır ve aralarında özel bir bağ gelişmiştir. Bu kıymetli kardeşliği yüreğinde taşıyan Koreliler, Kore Gazi Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler ile birlikte, geride kalan gazi çocukları ve torunları için bir kamp düzenledi. Bu yıl, genç üniversiteli Kore gazi torunları için düzenlenen kampa, bir gazi çocuğu ve gazeteci olarak katılma isteğinde bulundum. İsteğim büyük bir incelikle kabul edildi ve 6 Haziran günü Kore’de 1951-1952’de savaşmış Subay Rıfat Sasun’un kızı olarak Seul’e gittim.

Havaalanında başlayan karşılama bütün kamp boyunca aynı itina, saygı ve yakınlıkla gerçekleşti. Bu kadar vefa ve minnet duygusuyla bir araya gelen insanlar beni doğrusu çok duygulandırdı. Kore ve birçok ülkeden gelen 130 gençten oluşan, altı gün süren kampta onar kişilik ekiplere bölündük. Her ekibin başında ‘kaptan’ lakabı taşıyan genç rehberlerimiz, bu tarihi ve kültürel ziyareti en iyi şekilde değerlendirebilmemiz için canla başla uğraştılar. Her sabah 07.30 gibi başlayan günler oldukça yoğun bir programla doluydu. İlk gün ‘The War Memorial of Korea’ya gittik. Her ülke hakkında, katılımını kendi dilinde açıklayan bir anıt ve tüm ölenlerin ismi yazılı koca bir duvar karşısında oldukça duygulu anlar yaşandı. Hepimize anıtlara konulmak için hazırlanan çiçekler dağıtıldı. Çiçeğimi Türk anıtına bırakırken bu topraklarda savaşan tüm askerler için saygıyla eğildim. Babamı hatırlayınca gözlerim doldu. Ben çocukken, ona hep “Koreli Rıfat” diye takıldıklarını anımsadım.

Daha sonra kuzeyde, sınıra oldukça yakın bulunan ve amaçlarından biri başkent Seul’u korumak olan Paju’daki Dora Observatory’e gittik. Bu ilginç gözlemevini anlatan sunumu dinledik. Kuzey Kore’nin Seul’u işgal etmek için kullandığı ünlü ‘The 3th tüneli’ni gördük. Akşamımız, Seul Olimpik Parkında müzik ve moda festivalinde sonlandı. Böylece Kore şarkıcılarının ününü de öğrenmiş oldum. Koca parkta medeni bir şekilde dans edenlere bakıp, Kore’nin yerel yemeklerini tattık.

Üçüncü gün pazardı. Seul Belediye Başkanı bizleri ziyarete geldi. Hepimize geldiğimiz için teşekkür etti, gazilere şükranlarını sundu. Yanına yaklaşıp Türkiye’den geldiğimi söyleyince beni kucakladı, birlikte resim çektik. Kampa katılan gazi akrabaları, torunları gençlerle sohbet etti. Sonra ünlü Gyeongbokgung Sarayına yürüdük. Rehberlerimiz, önce hepimizi saraya girmek için bir Kore adeti sayılan saray soylu kıyafetlerini giyeceğimiz dükkana götürdü. Soylu kıyafetlerimizle pek mutlu, sarayı görmeye gittik. Pazar günü saraya ailece ziyaretler yapılıyor ve çocuklar da soylu kıyafetleriyle inanılmaz şirin oluyorlar.

Kore ileri bir teknoloji ülkesi. Sokaklar tertemiz; tek bir sigara izmariti bulmak mümkün değil. İnsanlar huzurlu görünüyor, çoğu İngilizce biliyor. Seul yakınlarındaki askeri bir Amerikan üssü ve müze ziyaretlerinden sonra trenle Busan’a geçtik. Bizim için Kore Şehitler Mezarı şehri olarak bilinse de, Busan koskoca bir liman şehri; harika bir plajı ve marinası var. BM Barış ve Anıt salonu, Busan Parkı içinde Kore Savaşı’nın canlı bir örneği ve saygı duruşu olarak duruyor. Kore Savaşına katılan 22 ülkenin fedakarlıkları, tarihi fotoğraflarının, üniformalarının sergilendiği salonlarda her daim yaşatılıyor. Şehitler mezarlığı katılan tüm ülkelerin bayrakları, anıtları ve güllerle donatılmış sonsuz bir saygının misali. Türk anıtı önünde kısa bir konuşma yapmama izin veren bu organizasyona minnettar oldum. Babam ve tüm askerlerle gurur duydum ve onlar için dua ettim. Bu katılım hayatımda önemli bir yer etti ve edecek. Daha anlatacak çok şey var. Maalesef toplumumuzdan, birkaç kişi dışında bu savaşa giden kişilerin listesini bulamadım. Bu da benim bir için araştırma konusu olacak. Bilgisi olanlar bana ulaşırlarsa çok sevinirim.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün