Euroleague sezon uzun bir maraton. Fenerbahçe Beko yolun sonuna kadar gitmeyi başardı ve kupayı ikinci kez ülkemize getirmeyi başardı.
Fenerbahçe Beko’nun Euroleague’i kazanmasının üzerinden neredeyse üç hafta geçti. Final Four boyunca heyecandan, sonrasında da sevinçten beynimin analitik tarafı pek de çalışmıyordu ne yalan söyleyeyim. Bu yazıyı yazmadan önce oturup sakin kafayla geniş özetleri tekrar tekrar izledim. Her ne özette bile duygusallaşmış olsam da Fenerbahçe’ye şampiyonluğa götüren temel prensipleri aşağıda damıtılmış bir halde sunmak isterim:
1) Sistem içinde özgürlük: Kontrolcü yapısından dolayı eleştiren Koç Jasikevicius, sezon boyunca aklındaki sistemi oyunculara işlerken bire birlere ve geçiş oyununda erken atışlara çok daha toleranslı olduğunu gösterdi.
2) Takımın her şeyden ve herkesten önce gelmesi: Final Four’un en değerli oyuncusu kim seçilmeliydi diye sorsanız üç kişi üç farklı oyuncu seçebilir. Bu da bütün sezon olduğu gibi Final Four’da da her maç başka bir oyuncunun ön plana çıktığının bir kanıtı. Kupa töreninde kaptan Melih Mahmutoğlu’nun Guduriç’e kupa kaldırtma jesti olsun, egosundan sual olunmayacak Nigel Hayes-Davis’in MVP’yi almasa da mutlu olacağını söylemesi olsun bütün bunlar takımın ne kadar kenetlendiğinin göstergeleri.
3) Modern basketbola adaptasyon: Günümüz basketbolunda oyun hızı çok daha arttı. Bununla beraber gelen uzunsuz beşlerin sıkça kullanıldığı mümkün olduğunca şut atabilen oyuncuyla sahada kalma temelli alan yaratma gücü de önem kazandı. Özellikle aslında bir 4 numara olan Nicolo Melli’nin 5 numaraya çekilip 5 şutörle oynanan bölümler Final Four’da iyice sıkışan savunmaları açmakta etkili oldu
4) Hiyerarşi piramidinin düzleşmesi: Euroleague’in NBA’ye göre çok daha koç odaklı bir lig olduğunu hep söylüyorum. Ancak bu durum Avrupa’da da ufak ufak değişirken hala koçun ön planda olduğu hem de oyunculara daha fazla güç verildiği bir yapıya kavuştu Fenerbahçe. Özellikle saha içi lideri Nigel Hayes-Davis’in nevi şahsına münhasır karakteri bunun gerçekleşmesine öncülük etti diyebilirim. Şampiyonluk geldiğinde oyuncuların koçla olan sevinçlerini görenler bu dediğimi anlayabilirler.
5) Kurumsal kültürün sürdürülmesi: Bu lafı iş dünyasında çok duymuşsunuzdur. Ancak çok az kurum gerçekten bunun altını doldurmayı başarmakta. Hele ki ülkemiz spor dünyasında bir elin parmaklarını geçmez bu. Ancak Fenerbahçe Beko’da oyuncular koçlar hatta yöneticiler değişse de oturan kültür sayesinde geçmişle bugünün arasında güçlü bir bağ korunuyor. Örneğin, Final Four öncesinde gösterilen motivasyon videosunda 2017 şampiyonluğundan birçok oyuncu var. Abu Dabi’de saha kenarından destek verenler de cabası. Bu durum bir yandan kazanma refleksinin yeni nesle aktarımını sağlarken bir yandan da bugünün oyuncularını yarının elçilerine dönüştürerek devamlılığı temin ediyor.
Euroleague sezonu uzun bir maraton. Bu yolculukta inişler çıkışlar olması kaçınılmaz, ancak başarının gelmesini istiyorsanız yol haritanızı belirlemeniz ve ona sadık kalmanız gerekiyor. Fenerbahçe Beko bunun hakkını verdiği için yolun sonuna kadar gitmeyi başardı ve kupayı ikinci kez ülkemize getirmeyi başardı. Çünkü eğer prensiplerinizi güç ve inançla desteklemeyi sürdürürseniz başarı illa ki gelecektir.