Hoşgörünün Ardındaki Sessizlik: Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Yahudilere gerçekten ne kadar yer vardı? “Makbul vatandaşlık” kavramı

Su DARSA Kültür&Sanat&Spor
12 Haziran 2025 Perşembe

Osmanlı’da millet sisteminin temel özellikleri ele alındığında, Osmanlı tebaasının etnik kökeninden bağımsız olarak mensup oldukları dine göre sınıflandırıldığını görüyoruz. Bu durum yalnızca Yahudiler için değil, aslında tüm gayrimüslimler için ciddi dezavantajlar yaratmaktaydı. Gayrimüslimlerin askerlikten muaf tutulması gerekçe gösterilerek alınan cizye vergisi, 20. yüzyıl boyunca süregelen antisemit yayınlar ve kamusal algılar, ayrıca Yahudilerin “makbul vatandaş” tanımının dışında bırakılması birlikte ele alındığında şu soruyu gündeme getiriyor:

“Osmanlı’nın Yahudilere sağladığı hoşgörü, eşit yurttaşlık mıydı, yoksa pasif bir tolerans mıydı?”

Bu soruyu tartışmadan önce, “makbul vatandaş” kavramını açmak gerekir. Bu kavramın şartlarına baktığımızda, tüm gayrimüslimleri dışarıda bırakan bazı kriterlerin ön plana çıktığını görüyoruz. Özellikle “Sünni Müslüman olmak” ve “görünür şekilde farklı olmamak (din, dil, ırk, kültür açısından)” bu şartlar arasında en dikkat çekici olanlarıdır.

Bu kavram bağlamında tarihsel sürece bakıldığında, toplumun politik olarak ayrıştırıldığı açıkça görülür. “Bizimle aynı topraklarda yaşıyorsunuz ama bizden değilsiniz” düşüncesi topluma doğrudan ya da dolaylı yollarla empoze edilmişti. Üstelik bu durum dönemsel bir yaklaşım değil; Yahudilerin Osmanlı’ya yerleştiği ilk andan itibaren çeşitli şekillerde süreklilik göstermiş bir düşünce biçimidir.

Burada bir ajitasyon yapma çabasında olmadığımı vurgulamak isterim. Amacım, herkesin kolayca görebileceği açık bir gerçeği yeniden hatırlatmak değil; bu kutuplaştırıcı politikaların neden ve nasıl uygulandığını sorgulamaktır.

Bu bağlamda ilk sebep, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde benimsenen ulus-devlet inşa süreci ve buna eşlik eden homojenleştirme ideolojisidir. Bu ideoloji, Osmanlı’nın çokkültürlü yapısından uzaklaşarak “tek dil, tek din, tek millet” fikrine dayanıyordu. Bu yapı içinde farklılıklar, özellikle gayrimüslimler söz konusu olduğunda, ulusal birliğe tehdit olarak algılandı.

İkinci ve belki de en çarpıcı sebep, "günah keçisi yaratma" stratejisidir. Bu strateji genellikle faşizan rejimlerle özdeşleşmiş olsa da, Türkiye’de de sıkça karşılaşılan bir uygulamadır. Kriz zamanlarında yönetimlerin başvurduğu bu yöntem, sadece gündemi değiştirmek için değil, aynı zamanda ulusal birlik söylemini güçlendirmek amacıyla da kullanılır. Bu stratejide çoğunlukla gayrimüslimler hedef alınır; bir kesim için ‘biz’ kimliği inşa edilirken, aynı anda karşısına “onlar” kimliği yerleştirilir.

Sonuç olarak, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan çizgide Yahudilere yönelik uygulamalar ve söylemler, yüzeydeki ‘hoşgörü’nün ardında daha karmaşık ve dışlayıcı bir toplumsal yapının varlığını gözler önüne seriyor. Makbul vatandaşlık kavramının dışında bırakılan Yahudiler, tarihsel olarak sürekli bir ötekileştirme döngüsüne maruz kalmışlardır. Bu dışlanma, yalnızca bireysel ayrımcılıklar düzeyinde değil, aynı zamanda vergi politikalarından vatandaşlık tanımlarına, kriz dönemlerinde uygulanan devlet stratejilerine kadar uzanan yapısal bir karakter taşımaktadır. Osmanlı'nın pasif toleransı ve Cumhuriyet’in homojenleştirici yaklaşımı, farklı dönemlere ait olsalar da aynı dışlayıcı mirasın farklı yüzleri olarak okunabilir. Dolayısıyla bu yazının temel sorusu hâlâ geçerlidir: Yahudilere tanınan bu “yer”, gerçek bir eşit yurttaşlığa mı işaret ediyordu, yoksa yalnızca sistemin belirlediği sınırlar içinde, sessizliğe mahkûm bir hoşgörüye mi? Bu soruyu sormak, yalnızca geçmişi anlamak değil; bugünün çoğulculuk ve eşit yurttaşlık tartışmalarını da derinleştirmek açısından kritik bir önem taşımaktadır.

Kaynakça:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/410322

https://belgeler.gov.tr/tam-metin/31

https://www.kirmizilar.com/osmanli-millet-sisteminin-donusumu

https://www.researchgate.net/publication/376847953_Osmanli_Devleti%27nde_Gayrimuslimlerin_Hukuki_Statusune_Vatandaslik_Hakki_Acisindan_Bir_BakisA_View_on_the_Legal_Status_of_Non-Muslims_in_the_Ottoman_State_from_the_Perspective_of_Citizenship_Rights

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün